Taraf Gazetesi Yazarları
Önder Aytaç ve Emre
Uslu ortak yazdıkları köşelerinde
AK Parti açısından bundan sonraki
tehlikeli süreci hatırlatıp önemli uyarılarda bulunuyor.
İŞTE AK PARTİ VE BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ÖNEMLİ UYARILAR
E-TÖ gölgesinde seçim sonrası
Bu yazıyı okumadan önce, cumartesi günü (28
Mart 2009) bir sayfa komple reklam nedeniyle gazetede yer alamayan ama Taraf’ın web sitesinde yer alan bu konu ile ilgili; “E-TÖ gölgesinde seçim-loto” başlıklı ilk yazımıza göz gezdirmenizi daha sonra da bu makaleyi okumanızı öneririz.
Türkiye genelinde E-TÖ ile kararlı ve istikrarlı bir mücadelenin devam edip Türkiye’nin önünü açabilmek için, sandıktan milletin desteğini almış bir hükümetin çıkması gerekli. Ancak bu durum bile tek başına yeterli değil. Darbelere ve
demokrasi düşmanlarına “dur” demek için,
yerel seçim sonuçları her nasıl olursa olsun, yapılması gerekenler şu şekilde özetlenebilir.
1.
Başbakan Erdoğan seçim sonrasında bir
kabine değişikliği yaparak,
Turhan Çömez benzeri E-TÖ uzantısı ‘efendileri’, öyle ya da böyle yakın çevresinden ve kabinesinden uzaklaştırmalı. Aksi halde ek iddianamede yazılanlar çerçevesinde AKP’yi bölme senaryoları yeniden yürürlüğe konulacak.
2. E-TÖ, seçimler öncesinde demokratik sürece ve millet iradesine yapılan açık veya kapalı müdahalelerin, sandıkta bütünüyle AKP lehine geliştiğini gördüğü için, bu sefer zamanlamayı seçim sonrasına bıraktı. Seçimden sonra AKP için ilk paradoks, partilerine yeni bir
kapatma davasının açılması. Bunun reçetesi ise AKP’nin –tek türbanla ilgili değil- bütünüyle demokratik sistemin önünü tıkayan her
açılımı gecikmeden hemen yapması gerekli.
3. Hukuk dışı yöntemleri sürekli kullanmayı alışkanlık haline getirenler, bu süreçte AKP’nin kapatılması için malzemeleri yeniden toplamaktalar. Dosyanın hazırlanmasından hemen sonra da, dava açtırtabilecekleri bir ‘ulusalcı’ savcıyı kolaylıkla bulacaklar.
4. Bu süreçte asıl
hedef AKP’yi kapatıp hükümeti düşürmek olsa da, gerilimden beslenen ve kapatmayı bir
nimet kabul eden DTP’nin de işini bitirmek söz konusu olacak. Böylelikle; “bir oradan, bir buradan” denilerek, kapatma makul gösterilmeye çalışılacak. DTP tabanının kapatılma nedeniyle sokaklara dökülmesi ve
kaos/kargaşa ortamının hazırlanması da oyunun bir diğer parçası.
5. Seçim sonrası devreye sokulabilecek senaryolar arasında,
PKK ve
Kürtlere dayalı provokatif, kitlesel eylemler ve sarsıcı
cinayetlerle tansiyonu yükseltme ve
ülkeyi karıştırmayı planlanıyor. Yapılması muhtemel
Kuzey Irak’taki sınırötesi bir harekât, bir kısım sıcak olayların gelişmesine neden olabileceği için, sakınılması gereken bir durum.
6. 28
Şubat sürecindeki Aczmendi serserileri ve sahte şeyh Kalkancı gibi benzeri ‘çakma’ postal yalayıcı irticacılar da, önümüzdeki günlerde piyasaya yeniden sürülebilir. Bu konuda yurttaşlarımız oldukça duyarlı olsalar da, sarsıcı eylemlerle milliyetçi-muhafazakâr tabanı
tahrik edecek, galeyana getirecek cinayetler ve olaylar tasarlanmakta.
7. Bir diğer önemli açmaz da;
Alevi yurttaşlarımızın ‘hak arayışı’ adı altında meydanlara, sokaklara dökülmesi ve sert bir muhalefete başlamasıdır. Alevileri tahrik etmek ve sokağa dökebilmek için, ‘dinci’ görünümlü kimselerin, aynen ek iddianamede de ifade edildiği gibi, Alevi önderlere suikast düzenlemesi de gündeme getirilecek. Bu çerçevede aynı İskenderpaşa cemaatinin önde gelenlerine suikast düzenlendiği gibi;
Mutafyan,
Bartholomeos ve
Diyanet İşleri Başkanı da hedefler arasında olduğunu ek iddianamede de görebiliyoruz.
8. Aynı çevreler, E-TÖ davasını elden geldiğince püskürtmek, önemsizleştirmek, aşağılamak ve alay etmek için çalışacaklar. Sonrasında da, bu davanın arkasında gördükleri Taraf gibi demokratları, Başbakan Erdoğan merkezli AKP’yi, kısmen MİT’i, bütünüyle
emniyeti ve Fethullahçı denilen kesimleri sindirecek, yıldıracak ve intikam almaya çalışacaklar.
9. Seçimlerden sonra, Başbakan Erdoğan merkezli AKP ve Fethullahçılık olgusu
linç edilmeye çalışılacak. Sivil mahkemelerin inisiyatifinde yürüyen E-TÖ davasının misillemesi yalnızca kaos projeleriyle değil, yüzlerce örneğini yaşadığımız –bağımsızlığı çokça tartışılan-, askerî yargı içindeki davalarla alınmaya mı çalışılacak?
10.
Ergenekoncuların Ergenekon davasının cenderesinden kurtulabilmeleri için; ortalığın karışmasına, toz
duman olmasına, huzursuzluğun ülkeye hâkim olmasına; provokasyonların, kundaklamaların, çatışmaların çıkarılmasına gereksinimleri var. Ancak bu eylemler için
eleman ve maddi kaynak bulmak konusunda ciddi sıkıntılar söz konusu. Ayrıca eyleme karışanların da emniyet güçlerince hemen yakalanması gerçekleşiyor. Ama yine de kaos için harıl harıl
hazırlıklar yapılmakta, seçim sonrasına ait şom senaryolar yazılmakta.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşürülmesi de bu çerçevede düşünülebilir. Yazıcıoğlu sonrasındaki
Alperen Ocakları’na da çok ama çok dikkat etmekte yarar var.
11. Başbakan Erdoğan ve hükümeti, demokratik açılımlara devam etmeli.
Kürt sorunu ve Alevi problemleri çözülmeli.
Yargı, derin odakların temizlenmesinde hızla ilerlerken, kuru tehditlere de pabuç bırakmamalı. Bir kısım derin pislik hariç,
Anadolu insanı, ülkenin bağırsaklarının temizlenmesini bütünüyle desteklemektedir ki bütün olumsuzluklarına rağmen AKP’nin aldığı oylar da bunun bir göstergesi.
12. TSK içindeki, aynı Taraf okuru gibi düşünen yüzde 98’lere ulaşan yetkililer, suçlu olanların üzerinin örtülmesini engellemeli ve TSK’nın özünde olan yurttaşla, hukukla, şeffaflıkla,
hesap verebilirlikle, barışık olma olgusu perçinlenerek ve safralar hukuki yollardan atılarak yola devam edilmeli. TSK gücünün ülke insanına karşı kullanılmasını isteyen
darbe heveslileri, kişisel çıkar hesapçıları ve derin kaos çetecikleri, ek iddianamede de ifade edildiği gibi adımlar atılarak, bu köklü kurumun yıpratılmaması sağlanmalı.
Seçimler sonrasında, yurttaş merkezli
sivil inisiyatif mi, yoksa demokrasiye, sivil yönetimlere, şeffaflığa, hesap verebilirliğe, hukukun üstünlüğüne tahammülsüz derin adi yapı mı galip gelecek, hep birlikte yaşayacak ve göreceğiz!
Şimdi ‘Taraf’ olmak zamanı!.. Şimdi uyanık olmak zamanı!.. Şimdi artık yeter demek zamanı…
ÖNDER AYTAÇ- EMRE USLU- TARAF