Meclis Başkanı Arınç, memleketi
Manisa'da
seçime üç gün kala yerel ve ulusal basın temsilcileriyle Akpınar mesire yerinde kahvaltı etti. Kahvaltılı toplantıya Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar,
AK Parti İl Başkanı Dursun Ali Yıldız ve
Merkez İlçe Başkanı Ömer
Faruk Çelik de katıldı.
22 Temmuz'da sandıktan çıkabilecek sonuç hakkında tahminde bulunan Arınç, Meclis'e üç partinin gireceğini ve AK Parti'nin tek başına
iktidar olacağını öngördü. Arınç'ın açıklık getirdiği diğer bir konu ise
Alevilerin hangi partiye oy vereceğiydi. Alevilerin
CHP ve GP'ye oy vereceği söylentilerini değerlendiren
Meclis Başkanı, "Alevi kesim her seçim öncesi bir
tartışma konusu haline getiriliyor. Alevi oyları üzerinde bazı partiler sanki söz hakları varmış, kendilerine oy vermeleri mecburmuş gibi tavır takınıyor. Bir defa bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Aleviler toplumuzun önemli bir kesimidir. Siyasi tercihlerini serbest ve özgürce yapmalıdırlar. Kendileri üzerinde söz hakkı olduğunu iddia eden bir kısım insanlar, Aleviler üzerinden ellerini çekmeli ve onları siyasi tercihleriyle başbaşa bırakmalıdırlar. Aleviler isterse AK Parti, isterse CHP, isterse GP'ye oy kullanır ama birilerinin bunun üzerine ipotek koyması doğru değil. Alevilerin toplumumuzda edindikleri yere saygı duyuyoruz. Onlar bizim parçamız, bin yıldan beri bu topraklar üzerindeyiz. Kim nasıl düşünüyorsa öyle olsun. Biz gerçek Müslümanlık düşüncesi içinde Hz. Ali'ye de, Aleviliğe de yer olduğu inancındayız" açıklamasında bulundu.
Bülent Arınç, bir gazetecinin, zorunlu din
dersleri konusundaki görüşünü sorması üzerine de şu açıklamayı yaptı: "Elbette din derslerinin zorunlu olmaması, tercihe bırakılması doğrudur, laikliğe uygundur ancak 1982 Anayasası'nı yapanlar, 24. madde ve diğerlerinde bunu seçmeli ders olarak büyüklerin rızasına bırakma formülü geliştirmiştir. Laiklik konusunda yeni bir anlayışı gündeme getirmeye çalışırken uğradığım hücumları çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla zorunlu din derslerinin ne şekilde olacağı konusunu başka
siyasetçilerimizin de gündeme getirmesi, onların da bu konuda çaba göstermesinde fayda var."
Meclis Başkanı Arınç, Necmettin
Erbakan'ın miting meydanlarında, başka partilere oy vermenin
cehenneme gitmeye yol açacağı şeklindeki açıklamalarına karşı çıkarak şunları söyledi: "Sayın Erbakan, Hz. İsa'dan başlıyor, günümüze kadar geliyor. Siyonizmden bahsederken diyor ki bunlara oy vermek insanı cehennemi götürür. Bunlar ateşte yanacaklar, bunlar domuzcu partilerdir, şu partilerdir, bu partilerdir. Bu konuşmalara başlayalı 15 gün oldu. Laik çevrelerin, cumhuriyetçi çevrelerin, mitinglerde bol bol konuşan çevrelerin bir tanesinin, 'Laiklik elden gidiyor. Sayın Erbakan, bu nasıl konuşma?' diye bir suç duyurusunda bulunduğunu gördünüz mü? Bunu ben yapsaydım ipe çekilirdim arkadaşlar. Bunu ben yapsaydım anında baro başkanlarımız,
sivil tolum örgütleri ve
emekli subaylarımız başta olmak üzere hepsi sıraya girer,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı önünde dilekçe kuyruğuna geçerlerdi. O konuşmalarla AK Parti'ye
darbe vurulur diye ellerini ovuşturanlar var, bırakın suç duyurusunda bulunmayı."
"CEHENNEM GİDERSİN DİYEN ADAMLA GÜNAH İŞLERSİN DİYEN ADAM ARASINDA FARK YOKTUR"
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın da bir konuşmasında AK Parti'ye oy vermenin günah olduğunu söylediğini hatırlatan Arınç, "Arkadaşlar, günah ve sevap kavramları hukuki değildir, dinîdir. Bizim laik hukukumuzda, şu işi yaparsan günah işlemişsin, bunu yaparsan sevap işlemişsin diye bir ayrım olmaz. Cehennem gidersin diyen adamla günah işlersin diyen adam arasında fark yoktur. Ben istediğim partiye oy veririm, bunun günahla veya sevapla ne alakası var?" dedi.
Arınç,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Isparta mitinginde, "Tek başına iktidar olmazsam siyaseti bırakırım. Diğerleri de aynısını yapar mı?" gibi açıklamalarıyla ilgili olarak da şunları kaydetti: "Siyasette yıpranmış, partisini çok düşük noktalara getirmiş, hattâ seçime katılamaz konumdaki siyasetçiler bile bu işin içine giriyor. Biz henüz
batı standartlarına gelmiş değiliz. Bakın,
Tony Blair 10 yıl başbakanlık yaptı. Mahalli seçimde olumsuz sonuç alınca, diğer seçimi beklemeden başbakanlığı bıraktı. Başbakan Erdoğan, Isparta'daki konuşmasında çok ilginç bir çıkış yaptı. Ey Bahçeli, ey Baykal, siz de böyle yapacak mısınız? Cevap alabildiniz mi? Kendisine uğurlar olsun diyorlar. Peki siz? Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Gider, ileride daha güçlü gelir, ona bir şey demem ama başarısızlık karşısında demokratik bir tavır göstererek gitse, o insan siyasette örnek olarak anılır."
TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Yeni oluşacak parlamentoda yeniden Meclis başkanı seçilecek misiniz ya da bundan sonraki konumuz ne olacak?" sorusuna ise şöyle
cevap verdi: "Ben ihtiraslı değilim, görev insanıyım. Meclis başkanlığını milletvekilliği dönemlerinde
hesap ederek, hayal ederek ona yönelik bir siyaset takip etmedim. Şartlar öyle getirdi. Bana
teklif edildi, arkadaşlarım da uygun gördü ve iki defa
meclis başkanlığı seçimine girdim. Birisinde 369, diğerinde 381 oyla Allah'a çok
şükür kazandım."
Yenilenen bir AK Parti iktidarı gördüğünü söyleyen Arınç, "Bu iktidarda meclis başkanlığına kim
aday olur, kim seçilir. Ondan sonraki aşamada cumhurbaşkanlığına kim aday olur, kim seçilir düşünmüyorum. Son 25 yıl içinde en uzun meclis başkanlığını yaptım. Bir milletvekili için ulaşılabilicek en yüce makamdır. Şartlar önümüze ne getirirse, bu kapıyı her zaman açık tutmamız lazım. Nerede bana ihtiyaç varsa düşünür, tartışır ve ondan sonra milletin karşısına çıkarım. Öncelikle bu seçimleri bir geçirelim ve mazbatamızı alalım."
CİHAN