İstanbul Barosu'ndan ilginç açıklama

Yargı tartışmalarına son olarak İstanbul Barosu da katıldı.

İstanbul Barosu'ndan ilginç açıklama

Belde belediyeleri ile nüfusu iki bin altında olan belediyelerin seçime katılması onay çıkmasından sonra yargıda tartışmalar devam ediyor. Anayasa Mahkemesi'nin Danıştay kararına sert bir dille karşı çıkması ardından Danıştay'dan aynı sertlikte bir açıklama geldi. Son olarak tartışmalara katılan İstanbul Barosu da hayli ilginç bir açıklama yaptı. İşte İstanbul Barosu'ndan yazılı olarak yapılan açıklama ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI İSTİFA ETMELİDİR Seçimlere kısa bir süre kala bini aşkın Belediye’nin kapatılarak köye dönüştürülmesine neden olan yasa ve bu yasanın uygulanma yöntemi etrafında dönen tartışmalar, bir hukuk kurumu olarak Baromuzun aşağıdaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşmasını zorunlu kılmıştır. Tartışmaya konu Danıştay kararında da vurgulandığı üzere Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararındaki iptal hükmü gerekçesiyle yeni bir hukuki durum ortaya çıktığından, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde açılacak davaları da süresinde kabul etmek, Anayasada belirtilen hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Mevcut düzenlemelere ek yeni düzenleme getirilerek Belediyelerin köye dönüştürülmesi çabası, siyasi iktidarın her zaman yaptığı üzere “ben yaptım oldu” mantığının eseri olup, Yasa’nın Anayasa’ya aykırı olmadığının tespiti, yasadan etkilenen tüzel kişilerin yasal haklarını aramayacakları anlamını asla taşımaz. Danıştay da verdiği kararla bu hak kaybının önüne geçmiştir. Hukuk devletinde dava açma hakkı Anayasal bir haktır. Bunun önüne geçmeye çalışmak demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle asla bağdaşmaz. Yargı kararlarını uygulamada her zaman ikircikli ve isteksiz davranan hukukun üstünlüğüne inanmayan siyasi iktidarın Danıştay’ın bu yönde vermiş olduğu kararı uygun olmayan bir üslupla eleştirmesini kesinlikle onaylamıyoruz. Ancak bu üslubun alışkanlık haline getirilmiş olması asıl tehlikeyi oluşturmaktadır. Nitekim Sayın Başbakanın daha önce bir Anayasa Mahkemesi Kararı hakkında yaptığı demokrasiye sıkılmış kurşun yorumu da belleklerimizden silinmemiştir. Anlamakta zorlandığımız asıl konu Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatı taşıyan kişinin siyasi iktidarın her uygulamasına arka çıkması ve yeri geldiğinde bir diğer yüksek mahkeme kararını “siyasi iktidar anlayışıyla” eleştirmesidir. Oysa aynı Kılıç, daha önce Mahkeme Başkanvekili’nin polis tarafından izlenmesi olayının üzerinde hiç durmamış ve bu konuda en ufak bir açıklama yapma gereği dahi duymamıştır. Kurumlar arasında zaman zaman yetki aşımları söz konusu olabilmekte bu da yasal düzenlemeler çerçevesinde giderilmektedir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kamuoyuna yansıyan son açıklamaları yasal çerçeveleri ve hukuki nezaketi aşan açıklamalardır. Sayın Kılıç, daha önce yaptığı açıklama ve işlemlerle dikkatleri üzerine çekmiş ve biz hukukçuların yadırgadığı söylemlerde bulunmaktan çekinmemiş, çekinmemektedir. Anayasa’nın değiştirilmesi teklif edilmeyen maddelerinin değiştirilmesinin tartışılabileceğini söylemesi bu açıklamalarından en vahimidir. Mahkeme Başkanı hukukçu olmadığından ve siyasi tercihlerinden dolayı Anayasa Mahkemesi’ne başkanlık sıfatını taşımakta zorlanmaktadır. Yapılan son açıklamanın mahkeme adına yapıldığının “Başkan“ sıfatıyla belirtilmesi, buna karşın Anayasa Mahkemesinin sayın sekiz üyesinin açıklamasının Yüksek Mahkemeyi bağlamayacağını belirtmeleri, başka kurumları Anayasayı ihlal etmekle suçlayan Haşim Kılıç’ın bizzat kendisinin Anayasa’yı ihlal ettiğini ortaya koymuştur. Mahkeme Başkanının yaptığı bireysel işlemleri ve kişisel görüşlerini mahkemeye mal etmesi onaylanacak bir davranış değildir. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın hükümetin Anayasa Mahkemesi temsilcisi izlenimi doğuran tutum ve davranışlara girmesi hem hukuk devletini hem de yüksek Mahkeme’nin saygınlığını zedelemekte ve hukuk kurumları arasında çekişmelere neden olmakta, bu kurumları yıpratmaktadır. Açıklanan nedenlerle Sayın Haşim Kılıç’ı Yüksek Mahkeme’nin saygınlığını daha fazla zedelememesi için istifaya davet ediyoruz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
<< Önceki Haber İstanbul Barosu'ndan ilginç açıklama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER