İlk adım CHP'den geldi

CHP, AK Parti'nin gündeme taşıdığı Araştırma Komisyonu teklifiyle ilgili ilk adımı attı...

İlk adım CHP'den geldi

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti  hükümetleri dönemi de dahil yolsuzluk iddialarının araştırılması için bu hafta  içinde TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi sunacaklarını bildirdi. Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip  Erdoğan'ın, gündemde çok önemli konular varken 2001 krizinde bankacılık  sisteminde yaşananlarla ilgili Meclis araştırma komisyonu kurulması önerisinin,  Türkiye'nin gündeminde yer aldığını söyledi. CHP Grubu'nun, bu komisyonla ilgili görüşünün olumlu olacağını, komisyon  kurulmasına CHP olarak destek vereceklerini bildiren Hamzaçebi, gerek bankacılık  sisteminde yaşananların, gerekse yolsuzlukların üzerine gidilmesi, araştırılması  gerektiğini ifade etti. Hamzaçebi, yolsuzluk denildiğinde, bunu belli bir hükümet  dönemiyle sınırlamanın, AK Parti Hükümetleri dönemlerini bundan ayrı tutmanın  mümkün olmadığını kaydetti. Hamzaçebi, ''CHP Grubu olarak yolsuzlukları araştırmak üzere, AKP  Hükümetleri döneminde yapılan yolsuzlukları araştırmak da dahil olmak üzere bir  komisyon kurulması önerisini TBMM Başkanlığı'na bu hafta içinde sunacağız''  dedi. Yolsuzluğun, sistemle, hükümetlerin yaklaşımlarıyla ilgili bir sorun  olduğunu belirten Hamzaçebi, ''Gerek sistem bunu yaratabilir, gerekse yönetimde  olanlar eğer bu konuda iyi niyetli değilse, yolsuzlukla mücadele amaçları yoksa,  yolsuzluk her şekilde olabilir, yapılabilir'' diye konuştu.            -''Kaçakçılığı örtbas etmeyi de görüşecektir''- Başbakan Erdoğan'a, verdiği sözlerin gereğini yapıp yapmadığını soran  Hamzaçebi, şöyle devam etti:  ''TBMM, 2003'de Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 25 arkadaşının  verdiği bir teklifle, yolsuzlukları araştırma konusunda bir komisyon oluşturdu.  Bu komisyon aylar süren bir çalışma yaptı. Yolsuzlukların sebeplerinin sosyal ve  ekonomik boyutlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin alınmasıyla  ilgili araştırma komisyonu raporu, çok kalın bir rapor, çok büyük iddialar var.  Özellikle CHP'yi temsilen oraya katılan arkadaşlarımızın ileri sürdüğü, dosya  dosya yolsuzluk iddiaları var. Acaba bu iddialar ve komisyon raporuyla ilgili  olarak Sayın Başbakan ve Hükümet ne yaptı? Aradan 10 yıl geçti, bu rapor  unutuldu. Ama tarih, biz unutmuyoruz. Sayın Başbakan, 13 Şubat 2007'de AKP Grup toplantısında, çok iddialı  cümleler söyledi. 'Yolsuzluğun en büyük kalemini kırdık' dedi. Yolsuzluğun en  büyük kalemi olarak, akaryakıt yolsuzluğunu ifade etti, çok ciddi rakamlar ortaya  koydu. Verdiği rakamlara göre, Türkiye diğer ülkelerden akaryakıt, petrol ithal  ediyor. Ama ithal edilen petrolün ve akaryakıtın fiili miktarı ve tutarıyla,  devletin gümrük kayıtları karşılaştırıldığında ortada büyük bir kaçak olduğu  ortaya çıkıyor. Sayın Başbakan'ın, o zaman kamuoyuna verdiği bilgilere göre,  Türkiye'nin akaryakıt ve petrol ithal ettiği ülkelerle yazışması başlatılmıştır.  Bu yazışmalar sonucunda, grup toplantısının yapıldığı 13 Şubat 2007 tarihi  itibariyle 31 ülkeden cevap geldi. 31 ülkeden gelen cevaplarla gümrük  kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda bu ülkelerden gerçekte 28 milyar  dolarlık petrol ve akaryakıt ithal edildiği halde, Türkiye'nin gümrük kayıtlarına  göre 9,3 milyar dolarlık bir petrol ve akaryakıt girişi var. Sadece 31 ülkeden  alınan rakamlara göre, Türkiye'de o yıl itibariyle 18,7 milyar dolarlık akaryakıt  kaçakçılığı yapılmıştır. Sayın Başbakan, bunu grup toplantısında çok iddialı  şekilde açıkladı. Bunun raporu da TBMM'de düzenlendi, Meclis araştırma komisyonu  kuruldu. Başbakan, o komisyon raporlarına dayalı olarak konuştu. Ama o tarihten  bu yana, bu konuda herhangi bir ilerleme olmadı.'' Yolsuzluk rakamının Başbakan'ın açıkladığı gibi 18,7 milyar dolarla  sınırlı olmadığını belirten Hamzaçebi, ''Vergi kayıpları, ÖTV, KDV, EPDK payı  gibi paylar dikkate alındığında toplam kaçakçılık 38 milyar dolara çıkıyor, 17  ülkeden henüz tüm kayıtlar alınmadığı halde. Sayın Başbakan'a soruyorum,  yolsuzluğun belini kırdık, akaryakıt kaçakçılığının belini kırdık diyordunuz, 38  milyar dolarlık akar kayıt kaçakçılığını kamuoyuyla paylaştınız. Bu raporla  ilgili ne yaptınız? Hiçbir şey yapılmadı. Ya bu rapor yanlıştı ya da Sayın  Başbakan ve ekibi, 38 milyar dolarlık kaçakçılığı örtbas etmiştir. Başka hiçbir  ihtimal yok. Başbakan, ya kamuoyundan özür dileyecektir, ya 'bu rapor doğru  değildir' diyecektir, ya da bunun hesabını soracaktır. Bu kaçakçılık olduğu halde  bu hesap sorulamıyorsa, Sayın Başbakan bu hesabı sorma niyetinde değilse, hesap  sorulması gereken kişi Sayın Başbakan'dır. Meclis'te kurulacak komisyon,  sanıyorum bu yolsuzlukları da Sayın Başbakan ve Hükümeti'nin buradaki ihmalini de  kaçakçılığı örtbas etme olarak gözüken, öyle anlaşılan bu girişimini de  soruşturacaktır'' şeklinde konuştu. Hamzaçebi, Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunun 28 Şubat'ın ekonomik  maliyeti başlıklı bölümünde, Türkiye'nin 2000-2008 döneminde IMF'den pahalı  borçlandığı, bu kuruluştan 48,7 milyar dolar borç aldığı, Türkiye'nin söz konusu  borçlanmada yüzde 12-13 seviyesinde dolar cinsinden fazladan faiz ödediğine yer  verildiğini ifade etti. Hamzaçebi, 48,7 milyar dolarlık borçlanmanın, 10 milyar  dolarlık kısmının 2005'te yapıldığını, AK Parti'nin IMF'den pahalı borçlandığını  ancak raporda bunun bulunmadığını kaydetti.
Bir soru üzerine Hamzaçebi, araştırma önergelerinin, büyükşehir  belediyeleri dahil Türkiye'deki bütün yolsuzluk iddialarının araştırılmasına  yönelik olduğunu kaydetti. Hamzaçebi, eski-yeni dönem, AK Parti öncesi ve AK  Parti sonrası diye herhangi bir ayrımın olmadığını vurgulayarak, ''AKP dönemi  uygulamaları dahil Türkiye'deki yolsuzlukların, yolsuzluk iddialarının  araştırılmasıdır. AKP önergesi de eğer yolsuzlukların araştırılması konusunda ise  benim yolsuzluğum iyidir, senin yolsuzluğun kötüdür diye bir anlayış herhalde  yoktur. Yolsuzluk, yolsuzluktur. Yolsuzlukları inşallah hep beraber araştırırız''  diye konuştu. Fazıl Say'a verilen cezaya ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine  Hamzaçebi, yargılanın, Say'ın şahsında Ömer Hayyam, düşünce, ifade özgürlüğü  olduğunu kaydetti. Hamzaçebi, Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğünün mahkum  edildiğini, ortadan kaldırıldığını savunarak, ''Ömer Hayyam mahkum edilirken,  sıranın ne zaman Cemal Süreya'ya geleceğini merak ediyorum'' dedi.
<< Önceki Haber İlk adım CHP'den geldi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER