Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün
Cumhurbaşkanlığına
aday olması toplumun büyük kesimlerince desteklenirken, medyada yer alan
demokrasi dışı bazı yorumlar tartışmaya neden oldu.
Medyanın demokratik kalemleri "
Asker ne der" bahanesiyle Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkılmasına tepki gösterdi. Usta gazeteci Hasan
Cemal, Milliyet'teki köşesini bugün bu konuya ayırdı.
Hasan Cemal, yazısında "Gül'ün
cumhurbaşkanı adaylığı askere saygısızlık değildir." dedi.
İşte Cemal'in bugünkü yazısı:
Evet öyle, demokrasiye bir kez daha
ihanet etmeyin. Abdullah Gül'ün adaylığıyla birlikte askere saygı edebiyatı yeniden başladı.
Tekrarlamakta yarar var:
Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı askere saygısızlık değildir.
Demokrasiye sahip çıkmak askere saygısızlık değildir çünkü.
Halkın oyunu savunmak askere saygısızlık değildir çünkü.
Seçim sandığına sahip çıkmak askere saygısızlık değildir çünkü.
Tam tersine...
Askere saygısızlık, asker düşmanlığı bunun tam tersidir.
Askeri
siyasete karıştırmaya çalışmaktır. Seçim sandığından çıkan oylara boş vermektir. Demokrasi konusunda ipe un sermektir asıl saygısızlık.
Askeri bu kadar sevenler her şeyden önce demokrasiyi demokrasi yapan
seçim sandığına saygılı olsunlar. Önce halkın oyuna saygı göstermeyi öğrensinler.
Bir zamanlar
Türkiye'nin coğrafyası bahane edilerek bu ülkede
darbeler, ikinci
sınıf, üçüncü sınıf demokrasiler savunulurdu. Şimdi de askere saygıyla Türkiye'nin coğrafyasını birbirine karıştırmaya başladık, haydi hayırlısı...
Askere elbette saygı.
Ama askere saygı örtüsünün altından askere el etmeye hayır.
Askere saygı ama...
Askerci çağrılara hayır.
Seçim sandığının sonuçlarını, demokrasinin gereği olarak içine sindirmek yerine
kriz tellallığı yapmaya hayır.
Askere saygıymış...
Elbette saygı...
Ancak, asker ipine sarılarak siyaset yapmak hiç kimseye saygınlık kazandırmaz.
Muhtıralara, darbelere yardakçılık yapmanın saygınlıkla ilgisi yoktur.
Askeri şöyle ya da böyle siyasete sokanların, sokmak isteyenlerin asker olsun,
sivil olsun, saygınlık talebinde bulunmalarının herhangi bir inandırıcılığı olamaz.
Herkes bunu kafasına soksun.
Bir başka gezegende
yaşamıyoruz.
Burası Türkiye!
Bugüne kadar kaç askeri darbe, kaç
askeri müdahale yaşadık. Bunların hiçbiri Türkiye'nin önünü açmadı. Acılar yaşadık, geriye gittik! Her şeyin başı olan istikrardan uzak kaldığımız için de
kalkınma yolunda nal topladık.
Bütün bunlara rağmen daha hâlâ aynı düdüğü mü öttüreceksiniz?
Yani askerciliğe devam mı?
Yazık!
İşinize gelirse halkın oyuna
evet, gelmezse hayır!
Böyle demokrasi olur mu?
Demokrasi yalnız sizin için mi? Sandıktan beğendiğiniz çıkarsa demokrasiye evet, çıkmazsa hayır! Hiç böyle demokrasi anlayışı olur mu?..
Ayıp! Gülünç oluyorsunuz.
22 Temmuz'a neden geldik?
Hâlâ farkında değil misiniz?
Çankaya savaşları... Görkemli mitingler... Hukukun siyasete alet edildiği
367 kararı... Sonra, 27
Nisan Muhtırası...
Tümü ters tepmedi mi?
22 Temmuz öncesini iyi okuyamadığınız, bu nedenle büyük bir hayal kırıklığına uğradığınız malum. Ama hiç değilse 22 Temmuz sonrasını iyi okumaya, anlamaya çalışın. Askercilik oynamayı bırakıp Türkiye'nin demokratikleşmesine el verin.
Askerci tavırlar ve kriz tellallığı yerine bunu kıvırabilirseniz, Türkiye siyaseten normalleşmeye başlar; kutuplaşma ve gerilimden uzaklaşırken yumuşama yoluna koyulur.
Evet, AKP'nin eleştirilecek yanları az değil. Artıları var, eksileri var. Ama unutmayın, seçimleri bir kez daha kazanmış durumda. Üstelik her iki seçmenden birinin oyunu alarak...
Eğer rejimin adı demokrasi ise, Meclis'te böylesine bir çoğunluğa sahip bir partinin kendi adayını göstererek cumhurbaşkanı seçtirmesi demokrasinin gereğidir.
Buna karşılık, aba altından
sopa göstererek askercilik yapmak yakışık almıyor.
Eğer Erdoğan-Gül ikilisi, eğer AKP yönetimi bundan sonra gereken özeni gösterirlerse, toplumun bazı kesimlerinde
laiklik ve yaşam tarzlarıyla ilgili olarak yer etmiş tedirginlik ve kaygıları göz ardı etmezlerse, Gül'ün cumhurbaşkanlığıyla birlikte Türkiye bazı korkularından sıyrılarak demokratik olgunlaşma yolunda ilerler.
Nisan ayındaki dileğimi yineleyerek, Abdullah Gül'ün adaylığı için hayırlı olsun diyorum.
Son söz:
Demokrasiye ihanet etmeyin!