İflah olmaz AK Parti düşmanı-YORUM

Kritik seçim için son 1 haftaya girmiş bulunuyoruz. Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada nefesler tutulmuş, herkes bunca tartışmadan sonra Türk halkının sandıkta nasıl bir irade ortaya koyacağını bekliyor.

İflah olmaz AK Parti düşmanı-YORUM

Bu arada 7 gün gibi kısa bir süre kalmasına rağmen, seçimin yapılıp yapılamayacağına ilişkin endişeler de hâlâ sürüyor. Türkiye'deki son gelişmeleri anlamak isteyen bir yabancı diplomatla konuşurken, siyasi analizlerine güvendiğim bir Türk akademisyenin yaptığı tespit kulaklarımdan hiç çıkmıyor. Çünkü Türkiye'de hiçbir zaman tarihi açıklanmış bir seçimin yapılıp yapılmayacağına dair bu kadar endişe yaşanmadığını söylüyordu. Özellikle Washington'daki sağcı düşünce kuruluşlarından Hudson Institute'ta kapalı kapılar ardında konuşulan dehşet senaryolarının su yüzüne çıkmasından sonra, insanın aklından her ihtimal geçiyor. Anayasa Mahkemesi eski başkanına suikast gibi karanlık planları senaryolaştıran kafalar ve bunları serinkanlılıkla izleyenler, acaba bugünlerde başka ne tür fikir egzersizleri yapıyorlardır? Acaba bu çevreler, demokratik süreci baltalamak için sandığın yoluna hangi provokatif mayınları döşemek planları içindedir? Yapılan kamuoyu yoklamaları, son süreçte anti-demokratik tavır takınan ve gayri hukuki müdahale peşinde koşanların 22 Temmuz'da açık bir hezimete uğrayacağını gösterdiği oranda, bu tür endişeler artıyor. Maalesef içerideki anti-demokratik çevrelerin dışarıdaki akıl hocalarının da son dakikaya kadar pes etmeyecekleri görülüyor. Bu doğrultudaki fikirlerinden asla vazgeçmeyeceği anlaşılan isimlerden biri, ABD'yi Irak batağına sürükleyenlerin başında gelen ve bu ülkenin dünyadaki imajını harap eden neo-con güruhun bir mensubu olan Michael Rubin. Bütün dünya, İslami bir kökten gelmesine rağmen demokratik reformlara öncülük eden AK Parti tecrübesini sempatiyle izlerken, o her fırsatta buna çamur atıyor. Ona göre AB'nin, ABD'nin, Batı'daki yüzlerce aydının farkında olmadığı gerçeği sadece kendisi biliyor. Herkes kör, o ise bir çıplak uyarıcı. Herkes AK Parti'nin Türkiye'yi demokratikleştirdiğini, AB'ye yaklaştırdığını, insan haklarını güçlendirdiğini düşünüyor. Ermeni patriği Mutafyan bile bunu teyit ediyor. Ama ona göre AK Parti, Türkiye'yi laiklikten de Batı'dan da uzaklaştırıyor. Türkiye'yi AB'ye değil, İran'a yaklaştırıyor. Çıplak uyarıcı, seçime bir hafta kala Liberal Risk adlı dergide yayınlanan yazısıyla yine uyarıyor. "Türkiye'nin bir İslamcı cumhurbaşkanı olacak mı?" başlıklı yazısında, AK Parti'nin cumhurbaşkanını belirleme ihtimali dolayısıyla Türk laikliğinin geleceğinin tehlikede olduğu alarmını veriyor. Uyarı dozunu biraz daha artırarak, AKP'li birinin Çankaya'ya çıkması halinde "Türklerin, İslamcı bir cumhurbaşkanı ve Suudi tipi bir başörtüsü kullanan bir first lady olasılığı ile karşı karşıya kalacakları"nı söylüyor. Ortadoğu'ya güya demokrasi götürmeye çalışırken, Türkiye'de darbeyi savunmak hiç şık olmayacağından neo-con uyarıcımız, askerin müdahale etmeyeceğini, Türkiye'nin sivil kurumlarının bu meydan okumayla baş edecek güçte olduğunu söyleyerek, yalancıktan da olsa tutarlıymış gibi yapıyor. Ama sonra adeta kendini Mesih konumuna koyarak, Türkiye hakkında Batı'da kendisi gibi düşünmeyenleri neredeyse zındıklıkla suçluyor. Avrupa ve ABD'de Türkiye'de demokrasiden yana tavır koyanları saflıkla itham ediyor. Bakın ne diyor uyarıcı: Türkiye'nin demokrasisi için en büyük tehlike, Türk askerî müdahalesi değil, daha çok, istikrarı arayan, İslamcı tehdidi küçümseyen ve Türk askerlerinin demokrasi için AKP'den daha büyük bir tehdit oluşturduğunu varsayan Amerikalı ve Avrupalı diplomatların iyi niyetli ancak saf müdahaleleridir. Ülkemizde aynı tezlerin kimler tarafından, hangi ideolojik ve kişisel çıkar saikleriyle, temcit pilavı gibi ısıtıldığını iyi bildiğimizden, bu tür iddiaları yabancılardan duymak çok tuhaf oluyor. Dışarıdan baktığı için daha nesnel olmasını umduğunuz isimlerin, böyle tuhaf iddialarla karşınıza çıkması ister istemez yine çıkar hesaplarını akla getiriyor. Allah'tan, Michael Rubin gibiler, Batı'da Türkiye'de dönen oyunu anlamaya başlayanlar arasında kelaynaklar gibi marjinal bir grubu oluşturuyor. Mesela, son sayısında Türkiye'yi kapak yapan Time dergisi, AK Parti'nin AB standartlarına ulaşmak için reform rekoru kırdığını yazıyor. Washington Post gazetesi, "Türkiye'de demokrasiye karşı tehdit AK Parti'den değil, karşıtlarından geliyor." diyor. Guardian gazetesi, laiklik kaygılarının abartılı olduğunu ifade ediyor. Umalım, 22 Temmuz Rubin'e iyi bir ders olsun. ABDÜLHAMİT BİLİCİ -ZAMAN
<< Önceki Haber İflah olmaz AK Parti düşmanı-YORUM Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER