İçişleri Bakanı isyan etti !

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, hakkında verilen önergeye cevap verirken CHP'nin tepkisine isyan etti. Muhalefet sıralarından tepkiler üzerine Atalay, ''Böyle bir Meclis, böyle bir muhalefet olur mu?'' diye sordu.

İçişleri Bakanı isyan etti !

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Habur'dan tüm girişlerin hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini belirterek, ''(Çadır mahkeme) diyerek yargıyı rencide ediyorsunuz, hakaret ediyorsunuz'' dedi. TBMM Genel Kurulunda, hakkındaki gensoru önergesinin, gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeler sırasında konuşan Atalay, kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı görüşme hakkında bilgi verdi. Gelişler sırasında herhangi bir yasadışı işleme meydan verilmemesi için Türk ile görüştüğünü belirten Atalay, görüşmelerinin tek konusunun bu olduğunu ifade etti. Türk'ün, ''bizzat oraya gideceğim ve bunları önleyeceğim'' dediğini aktaran Atalay, ''Ama birçok şey önlenememiştir. Ben de ondan sonraki basın toplantısında 'Sürece büyük bir darbe vurulmuştur' demişimdir'' dedi. -''BAYKAL İLE GÖRÜŞMELERİM DE BASINDA YER ALMADI''- Atalay, ''gizli'' diye nitelenen görüşmesini basın toplantısıyla açıkladığını, İçişleri Bakanının her görüşmesini basına açıklama zorunluluğunun bulunmadığını, görüşmenin de yanlış olmadığını ifade ederek, CHP Genel Başkanı Baykal ile bakanlığı döneminde birkaç defa görüştüğünü ve hiçbirisinin basında yer almadığını kaydetti. Baykal'a çalışmalar hakkında bilgi sunduğunu, birkaç tasarı hakkında destek istediğini belirten Atalay, ''Bu yanlış değil, bu güzel bir şey, bu normal bir şey'' dedi. Türk ile görüşmesinin kınandığını belirten Atalay, ''Aslında görüşülmemesi iyi bir şey değil'' diye konuştu. Muhalefet parti liderlerinin Başbakan'a konuya ilişkin randevu vermediğini, onun için bu tür görüşmelerin onlara tuhaf geldiğini dile getiren Atalay, Türk ile görüşmesinde söylediği belirtilen cümleyi söylemediğini anlattı. Tarafların da aynı şeyi söylediğini kaydeden Atalay, ''Nedense ne ana muhalefet ne yavru muhalefet buna inanmıyor. Sadece bir kişiye inanıyor. O da şu anda cezaevinde olan birisi'' dedi. Muhalefet sıralarından tepkiler üzerine Atalay, ''Böyle bir Meclis, böyle bir muhalefet olur mu?'' diye sordu. Habur'dan girişlerle ilgili tüm işlemlerin hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini ifade eden Atalay, ''(Çadır mahkeme) diyerek yargıyı rencide ediyorsunuz, hakaret ediyorsunuz'' şeklinde konuştu. -''YALANLARLA GENSORU VERİYORSUNUZ''- Atalay, CHP sözcüsünün söylediklerinin ''yüzde 90'nın yalan olduğunu' belirterek, ''Yalanlarla, iftiralarla gensoru veriyorsunuz'' dedi. ''Bir de mektup yalanı var. Tutanakta böyle bir mektup yok. Yalan, böyle bir şey yok. Biz öyle teröristbaşı, illegal örgütlerle falan pazarlık yapmadık, yapmayız. Onu bu Meclis çatısı altında kimseye yakıştırmayız'' diyen Atalay, terörü sonlandırmanın yolunun, terör örgütünün silah bırakmasından geçtiğini kaydetti. Diğer ülkelerin tecrübelerinin de bunu gösterdiğini belirten Atalay, dağdan inişlerin özünde bu silah bırakmanın olduğunu dile getirdi. Atalay, ''Eğer eli silahlı bazı kişiler silahlarını bırakıp ülkeye geliyorlarsa, bu terörle mücadelenin hedeflediği durumlardan biridir'' dedi. Buna yönelik 1985 yılından beri topluma kazandırma yasaları çıkarıldığını, şu an da uygulananın bu olduğunu ifade eden Atalay, şöyle devam etti: ''Meclis ve muhalefet olarak böyle bir ciddi konuda insaflı olun. 'AK Parti bunu çözecek' diye rahatsız oluyorsunuz. Bu çözülecek, terör bitecek... Türkiye'de kardeşlik kurulacak ve siz gelecekte milletin zihninde yargılanacaksınız. Çağdışı, ilkel bir statükonun temsilcisi olan görüşleriniz rafa kalkacak. AK Parti hükümetleri olarak, Türkiye'nin kronik sorunlarını çözmekle meşgulüz. Sorunları istismar etmek, çözümsüzlüğü savunmak kolaydır, muhalefetin yaptığı gibi... Zor olan, çözmektir. Zira sorunları çözmek, irade, cesaret ister, kararlılık gerektirir, vizyon gerektirir, en önemlisi de güçlü bir liderlik gerektirir.'' -''TÜRK-BAYKAL GÖRÜŞMESİNE İLİŞKİN ÇOK ŞEY BİLİYORUM''- Ahmet Türk'ün Baykal ile görüştüklerine ilişkin çok şeyler bildiğini belirten Atalay, ''Rakılı-ciğerli yemeklerinde neler konuşmuşlar? Bunlar anlatılıyor'' dedi. Atalay, küçük hesap yapmadıklarını, büyük düşündüklerini kaydederek, ''Çözümsüzlüğün değil, çözümün peşindeyiz'' ifadesini kullandı. İktidara geldikleri andan itibaren, ülkenin konuşulmayan, tabu olarak kabul edilen sorunlarını büyük bir kararlılıkla ele aldıklarını vurgulayan Atalay, şunları söyledi: ''Ancak henüz yolun ortasındayız, daha yapılması gereken çok şey var. Bu süreci baltalamaya çalışanlara da üzerinde yürüdüğümüz çözüm yolunun dönüşü olmayan tek yön olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bunun dönüşü yok. Allah'ın izniyle, Türkiye büyük ülke, terörünü de çözecek. Türkiye artık eski Türkiye değil. İçerideki bütün bu sosyal sorunlarını da çözecek. Demokratik açılım bunun adıdır. Biz yıkmıyoruz, yapıyoruz. Yıllardır izlenen yanlış politikalarla zedelenen toplumsal dokumuzu tamir ediyoruz. Biz, insanımıza umutsuzluk değil, umut aşılıyoruz. Biz, negatif değil, pozitif siyaset yapıyoruz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, büyük Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulmasını sağlayacaktır. Terör, ülkemizin küresel bir siyasi aktör olmasının önündeki en önemli engellerden biridir. Bu nedenle büyük Türkiye idealinin gerçekleşmesi, içerideki terör gibi ağırlıklarımızdan kurtulmakla mümkün olacaktır. Biz, bu engeli ortadan kaldırmak için uğraşıyoruz. Terör meselesini tüm boyutlarıyla ele aldık, içeride ve dışarıda attığımız etkin adımlarla ve kapsamlı çalışmalarla hedefe adım adım yaklaşıyoruz. Bizi üzen şudur; dışarıda devasa sorunları çözerken, Türkiye'ye dışarıdan baktığınızda, dev bir ülke... Ama ülkemizin içerisine girdiğinizde, ceviz kabuğunu doldurmayacak meselelerde bile büyük bir dirençle, ''çözdürmeyiz'' lobisiyle mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz. Sadece çözdürmeyiz... Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak üzülüyorum.'' -''GELİN ÇÖZELİM''- Terörün 40 bin kişinin hayatına mal olduğunu ifade eden Atalay, ''Gelin oturalım, bu sorunu çözelim, bunu görüşelim. Ama iki muhalefet partisi bunu konuşmuyor bile. Peki siyasi partiler ne için vardır? Ülkenin sorunlarını konuşmayacaksa, ülkenin sorunlarını çözmeyecekse, siyasi partinin ne anlamı vardır?'' diye sordu. Meclisteki partilerin bu konuda 'katiyen çözdürmeyiz. Bu konu çözülmesin, devam etsin' dediklerini savunan Atalay, '' Bundan nemalananlar, statükonun temsilcileri, bunların çözülmesini istemiyor. Bu, parlamento dışında da var. Dış ülkelerde de var. Ama biz biliyorduk, yola çıkarken... Birilerinin bunu engellemek için uğraşacağını, birilerinin bu konularda ne kadar acımasız karşı çıkacağını biliyorduk. Provokasyonlar olacağını biliyorduk, onun için de gayet tedbirliyiz, gayet kararlıyız ve samimiyetle inşallah ülkemizde kardeşlik tesis edilecek, güçlendirilecek'' diye konuştu. -''KARALAMAYA DEVAM EDENLERİ ALLAH'A HAVALE EDİYORUM''- Ülkenin bir çakıl taşını, bir insanını feda etmeyeceklerini belirten Atalay, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu projede üniter yapımız güçlenecek. Resmi dilimizle, eğitim dilimizle, o muhteşem bayrağımızla bu konunun bir ilgisi yok. Bunları tartıştırmayız. Milletin kafasını böyle yanlış şeylerle yıkayanlar oldu. Ama millet şimdi bunları daha iyi anlıyor. Daha sakin değerlendiriyor. Bunun muhatabı millet. Biz istedik ki milletin temsilcileri Meclis, el ele versin bu konuda. Ama Meclis vermiyor. Bizim muhatabımız millet. Millete anlatıyoruz. Milletin desteğiyle bu projemizi yürütüyor ve yürüteceğiz. Herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük... Sloganımız bu. Yaptığımız bütün çalışmaların özünde bunlar olacaktır. Tamamıyla hukukun içinde kalarak, bu çalışmaları yürüteceğiz. İftira ve dedikodulara dayanarak hakkımda gensoru verilmesinin mantıkla izah edilecek bir tarafı yoktur. Bütün bu açıklamalara rağmen karalama kampanyalarına devam edenleri milletime havale ediyorum, Allah'a havale ediyorum. Muhalefeti de sağduyulu olmaya davet ediyorum. Halkın sağduyusuna güveniyoruz. Bizim en büyük desteğimiz yüce Türk milletidir.''
<< Önceki Haber İçişleri Bakanı isyan etti ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER