- Hüseyin Çelik: 'CHP böyle nasipsiz bir partidir' dedi.
- 'CHP'nin Anayasa mahkemesine gitmesine şaşırmadım.'
- 'Mustafa Akaydın'ın Atatürk adına konuşması çok garip.'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, TBMM'nin gündemindeki önemli konuların da değerlendirildiği MKYK toplantısında, mahalli seçimler, seçim hazırlıkları, adayların tespiti, aday adaylarının başvuruları için yapılması gerekenler, AK Parti'nin ilgili başkanlıklarının çalışmaları konularının ele alındığını söyledi.
ENGİN ALAN'IN DURUMU
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan MHP Milletvekili Engin Alan'ın durumunun ne olacağını sorusuna, "Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri gayet açık yazılmıştır. 5 yıldan fazla ceza almaları halinde milletvekillerinin, onlarla ilgili nihai hükmün Meclis'te okunmasıyla birlikte kararın kesinleşeceği çok açık şekilde yazılmıştır. Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri çok açıktır, İçtüzük hükümleri de son derece çok açıktır. Konu, üzerinde çok fazla yorum yapılabilecek bir konu değildir, mesele çok nettir" yanıtını verdi.
"CHP BÖYLE NASİPSİZ BİR PARTİDİR"
Bazı CHP milletvekillerinin dün yaptıkları basın toplantısında bulundukları, Demokratikleşme Paketi kapsamında bazı harflerin kullanımının serbestlik kazanması, başörtüsü serbestliği ve ana dilde eğitim hakları gibi düzenlemelerin, Anayasa'nın 42. maddesine aykırı olduğu iddialarına yanıt veren Çelik, şöyle konuştu:
"Açıklama yapan milletvekilleri ilginçtir 'bütün CHP milletvekilleri adına açıklama yapıyoruz' diyorlar. CHP adına açıklama yapma yetkisi kimdedir, anlamış değilim. Genel Başkan bir telden çalıyor, grup başkanvekilleri başka bir telden çalıyor, genel başkan yardımcıları bir başka telden çalıyor. CHP'de bir kafa karışıklığı olduğu, paketle ilgili olduğu gibi, diğer konularda da kafa karışıklığı olduğu açıktır. İnşallah kafalarını düzeltirler, sonra CHP kurumsal kimliği ne düşünüyor, biz de bunu öğrenmiş oluruz."
"CHP, BUNU YAPMAZSA GARİP OLURDU"
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanay'ın, kamu çalışanlarına getirilen başörtüsü serbestisine ilişkin düzenlemenin iptali için Danıştay'a müracaatta bulunduğu anımsatılarak, bu durumu nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Çelik, şunları kaydetti:
"Bu, CHP'nin hep yaptığı şeydir. CHP'ye halkla birlikte, kamu vicdanıyla birlikte, vatandaşla birlikte yürümek nasip olmayacak, çünkü CHP böyle nasipsiz bir partidir. Bunu hiç yadırgamadım. Böyle bir şey bekliyor muydunuz? CHP, bunu yapmazsa garip olur."
“AKAYDIN’IN ATATÜRK ADINA KONUŞMASI ÇOK GARİPTİR”
Antalya Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın başörtüsü açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Sayın Akaydın’ın Atatürk adına konuşması çok gariptir. Atatürk’ün kendi eşi bizatihi öyleydi. Türk kadınına yakışıyor yakışmıyor tartışmasını ben çok gereksiz ve talihsiz bir beyan olarak değerlendiriyorum. Her toplumun değerleri vardır, kabullenebildikleri ve kabullenemedikleri vardır. Aşırılıkları toplumlar törpüler. Makul olanı bulur ama Mustafa Akaydın’ın annesi de akrabalarına bakarsanız onların da başı örtülüdür. ’Başı açıklık Türk kadınına yakışıyor, başı kapalılık Türk kadınına yakışmıyor’ şeklinde genelleme yapmak bana göre akılla, sağduyuyla izah edilecek şeyler değildir. Birçok CHP milletvekili bile sözünü ettiğiniz belediye başkanının bu beyanlarını ’talihsiz ve kabul edilemez’ beyanlar olarak değerlendirdi" dedi.
"KCK'lıların silah bırakmasını konuşuruz" ifadesini kullanmadım
Çelik, bir gazetecinin "Medyaya 'PKK silah bırakırsa KCK'lıların silah bırakmasını konuşuruz' şeklinde ifadeniz yansıdı, bu ifadeler yargıya müdahale olarak yorumlandı, bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine, böyle bir ifadeyi asla kullanmadığını belirtti.
Sözü edilen medya organının Kuzey Irak'ta yayın yapan Rudaf televizyonu olduğunu ifade eden Çelik, "Benim orada tam söylediğim şudur, 'PKK'lılar tamamen silah bırakırlarsa, o zaman eve dönüş yasası mı devreye girer, pişmanlık yasası mı devreye girer, başka türlü düzenlemeler mi olur o zaman konuşulacak konulardır' dedim. Ben hiçbir televizyon mülakatında sizin dediğiniz gibi bir ifade kullanmadım. Benim ağzımdan böyle birşey duyamazsınız" de