Demirtaş, öğrencilerle polis arasında yaşanan olayların yanı sıra
Ankara Üniversitesi'ndeki
yumurtalı saldırının sorumlusu olarak hükümeti işaret etti.
TBMM'de konuşan Demirtaş, dün SBF'de
AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu ve
CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'a öğrenciler tarafından yapılan yumurtalı saldırıdan üzüntü duyduğunu,
İstanbul'daki olayların ardından yumurtalı saldırıyı beyinsizlik ya da faşizm olarak nitelendirmenin ise tam anlamıyla gaflet olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, bu tür olayları tasvip etmediğini, ancak bunun öğrencilerin en
doğal hakkı olduğunu savundu. Demirtaş, olayların müsebbibi olarak iktidarı gösterirken, "Bunun temel nedeni öğrencilerin seslerini duyurabilecek zemine sahip olmadığı içindir. Birçok öğrenci sırf yürüyüş yaptığı için hapse atılmıştır. Bunu önermiyorum da…" ifadelerini kullandı.
Başbakan'ın İstanbul olaylarıyla Ankara'daki yumurtalı saldırı arasında bağ kuran ve medya ile muhalefeti suçlayan açıklamasının hatırlatılması üzerine Demirtaş, İstanbul ve Ankara'da yumurtalı saldırı arasında bağ kurmasına tepki gösterdi. Demirtaş, varsa böyle bir örgütlü bağlantıyı devletin ortaya çıkarması gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Devlet üç yumurta ile yıkılacaksa yıkılsın.
Öğrencileri dinlemek lazımdır. Ne istiyorlar neyin peşindeler acaba?" dedi.
MHP lideri
Devlet Bahçeli'nin yaşanan olayların 68 kuşağını hatırlattığını ve bunun devamının gelebileceği yönündeki açıklamasına ise "Ben böyle bir
tehlike görmüyorum. Üniversite öğrencileri Türkiye'de neyin ne olduğunun farkındalar. Provokasyonlara gelmeyecekler. Elbette ki sağduyulu olmalıdırlar. Bu tür zeminlerde provokatif girişimlerde bulunmak isteyenler olabilir. Fakat öğrencilerin bu girişimlerini tümüyle bu güçlere bağlamak doğru değildir." karşılığını verdi.
Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın avukatlarının Zaman yazarı
Hüseyin Gülerce ile görüşmesine ilişkin bir soru üzerine şu yorumu yaptı: "Bu
mesajın muhatabı
Gülen hareketidir. Dolayısıyla sayın Hüseyin Gülerce'ye sormak lazım. Eğer kendisi bir mesaj göndermişse cevabını aldı mı, bunu nasıl değerlendiriyor, bunu kendinin değerlendirmesi gerekiyor. Dolayısıyla biz burada
BDP'ye yönelik bir mesaj algılamadık. Fakat bizim ilkesel duruşumuz şudur: Biz Türkiye'nin gerçek anlamda kurumsal bir demokrasiye kavuşması ve iç barışı için samimi çaba sarf etme niyetinde olan herkesle şu ya da bu düzeyde bir
dayanışma içinde oluruz. Tabii ki gönül ister ki ülkedeki bütün etkili güçler Türkiye'deki temel sorunların çözümünde katkıda bulunsunlar."