Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, yaptığı açıklamada, bedelli askerliğin kamuoyuna duyurulduğu şekliyle yasalaşması halinde bu işten en çok bankaların karlı çıkacağını vurguladı. Hükümetin konuyla ilgili daha önceki çelişkili açıklamalarını da hatırlatan Aydın, hükümet için gelir kaynağı haline gelen bedelliden üç yıl önce yararlananlarla şimdi yararlanacak olanlar arasında da adaletin gözetilmediğine dikkat çekti. Aydın'ın "Ne yazık ki tarih boyunca "asker millet" olarak anılan milletimiz AK Parti ile "bedelli toplum" olarak anılmaya başlanmıştır." ifadeleriyle sert tepki gösterdi.

SAADET PARTİSİ AÇIKLAMASI ŞÖYLE

"Birileri zaman zaman bedelli konusunu kaşıyor!" Bu cümle 19 Kasım'da, yani bundan 14 gün önce Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kullanılmıştır.
Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu ise partisinin grup toplantısında bedelli askerlik konusunda bir karara varıldığını ve 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle 27 yaşından gün alanların bu haktan yararlanacağını açıkladı. Öncelikle bu tenakuzu hatırlatarak seçimlere 6 ay kala böyle bir kararın alınmasının ne kadar manidar olduğunu vurgulamak isteriz.
Şüphesiz ki bedelli askerlik konusu bir seçim yatırımıdır; ama ondan da daha ötesi AK Parti hükümeti ile birlikte bu mesele bir gelir kaynağı konusu olmuştur. Sıcak paraya dayanan ekonominin durumunu göstermek açısından bedelli askerlik kararı yeterlidir.

Hükümetin yaklaşık 611 bin kişiyi kapsayan bedelli askerlik projesi yasalaştığı takdirde beraberinde birçok adaletsizliği getirmiş olacak.

3 YIL ÖNCEKİ DURUM
Öncelikle yine AK Parti döneminde bundan üç yıl önce 2011 yılında çıkartılan bedelli askerlik kanunu ile mükelleflerden 30 bin TL alınmasına karşın şimdi bu rakamın 18 bin TL olarak belirlenmesi hiç de hakkaniyetli bir uygulama değildir. Yani üç yıl önce devlete 30 bin TL verenler mevcut duruma göre haksızlığa uğramış sayılırlar.

BANKALAR KAZANACAK
Yaşın ve bedelin düşürülmesi uygulamadan yararlanacak kişilerin sayısını bir hayli artırmış ve yarım milyonun üzerine çıkarmıştır. Bu da yaklaşık 610 bin kişinin bankalara makum edilmesi anlamana gelmektedir. Yani bu işten en çok bankalar, faiz lobisi karlı çıkacaktır. Askerlik yapmak istemeyen yüz binlerce kişi bankalardan kredi çekerek yeni bir borçlanmanın altına girecek ve gerçekte kazanan sadece bankalar olacaktır. Uygulamadan yararlanmak isteyecek olan mükellefler bankaların bilmem şu kadar faiz oranları ile kredi çekmek zorunda kalacak. Bu durum mükelleflerin bankaların önüne atılması anlamına gelecektir.

GELİR KAYNAĞI
Bedelli askerlik Ak Parti hükümeti için bir gelir kapısı olmuştur. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre devletin toplam borcu 630 milyar liradır. Maalesef bu borç ödenemez hale gelmiştir. Onun içindir ki habire elde avuçta ne varsa satılıyor. Artık satılacak bir şey kalmayınca da bedelli askerlik gibi yöntemlere başvurularak toplanacak paralarla borçlanmaya yama vurulmaya çalışılacaktır.

2011 yılında "Son kez" denilerek çıkartılan bedelli askerlik kanunu öncesinde dönemin Başbakanı Sayın R. Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin web sitesinde de yer alan şu açıklamaları yapmıştır.

"Bu ülkede parası olan var, olmayan var. Şimdi siz kalkıp da parası olana bedelli askerlik, 'buyur kullan' diyeceksin, parası olmayan, 'o da gitsin askerliğini yapsın' diyeceksin. Bunu adalet terazisine oturtmak zorundasınız. Bu eğer o kadar rahat bir şey olsaydı, benim vatandaşımın, halkımın belli bir kesimini mağdur etmeyeceğini biz bilseydik, buna inansaydık, biz bunu çoktan hallederdik.  Ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem' (18 Mart 2011 )

Şimdi hem Sayın Cumhurbaşkanı'na hem de Sayın Başbakan'a soruyoruz:

Bu uygulamalarınızı adalet terazisine nasıl oturtuyorsunuz?

Ne yazık ki tarih boyunca "asker millet" olarak anılan milletimiz AK Parti ile "bedelli toplum" olarak anılmaya başlanmıştır. Uygulamanın ironik yanı ise eskiden askerlik yapmayana kız verilmezdi, şimdi 18 bin lira veremeyip askere gidene kız verilmeyecek.

SAADET PARTİSİ’NİN ÖNERİSİ
Bedelli askerlik belli şartlarda mümkündür.
Öncelikle ordumuzun planlaması ışığında gerekli asker sayısı ile demografik yapımızın karşılaştırılması yapılmalıdır. Önümüzdeki on yılın projeksiyonları oluşturulmalıdır. Bu planlamalar ışığında askerlik süresi dikkate alınarak bedelli uygulamaların birbirine yakın süreler içerisinde yapılması engellenmelidir. Etrafımızın ateş çemberiyle sarıldığı bir dönemde sağlıklı hesaplamalar yapılmadığı taktirde alınan siyasi kararların bedelinin ağır olacağı açıktır. Belli bir yaşa gelmiş ve mesleki kariyer yapmış insanlarımız bilimsel, ilmi, ticari vs. çalışmalarına ara vermemeleri için bedelli imkanından yararlanabilirler.