Sahte delil ve belgelerle hareketi yok etme girişimini 'rezalet' olarak tanımlayan Vural, “Anlaşılıyor ki birtakım dalgalar aracılığıyla sivil toplum örgütlerini, sivil toplumu açıkçası terörize etme, sivil toplumu yok etme operasyonundan başka bir anlam taşımıyor.” ifadesini kullandı.
"İŞTE DARBE PLANI BU"
TBMM’deki makamında gazetecilerin sorularını cevaplandıran MHP’li Vural, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Meclis’e soru önergesi olarak taşıdığı, Hizmet’e yönelik kumpas iddialarını değerlendirdi. Planı rezalet olarak nitelendiren Vural, “Buna bakıldığı zaman doğrudan doğruya bir siyasi otorite yargı sürecine müdahale ediyor. Bir algı operasyonu ve kara propaganda faaliyeti uygulanmış oluyor. Darbe planı denir ya, işte plan bu. Kumpas bu. Sorulan sorular, bu metni dikkate aldığınız zaman siyasi otorite önce bir suç ihdas ediyor, suç üretiyor ondan sonra suçlu bulup delillerini oluşturma aşamasına geliyor. Görülmektedir ki bu yoğun gündem içinde kendi sorumluluğunun üstünü örtmek amacıyla yeni düşmanlıklar üretiyor.” diye konuştu.
"SİVİL TOPLUMU TERÖRİZE EDEREK YOK ETME ÇABASI İÇİNDELER"
Bu tür girişimlerin kin ve nefret suçu olduğunu belirten Vural, “17-25 Aralık süreci içinde yolsuzluklardan hesap vermesi gereken hükümet, bu yolsuzlukların hesabını sormamak için bir darbe söylemi geliştirdi, bu söylem geliştirildikten sonra suçu buldular, delillerini oluşturmak amacıyla birtakım faaliyetlere giriyorlar. Bu anlaşılıyor ki birtakım dalgalar aracılığıyla sivil toplum örgütlerini sivil toplumu açıkçası terörize etme sivil toplumu yok etme operasyonundan başka bir anlam taşımıyor. Bir suç bir suçlu varsa hukuk üzerine gitmelidir. Görülüyor ki siyasi amaçlı hukuku ortadan kaldıran hukuksuzluğu meşrulaştıran bir yaklaşım tarzı bu kabul edilebilecek gibi değil, gerçekten çok vahim. Yani bir İçişleri Bakanı doğrudan doğruya savcı olmuş, hakim olmuş, toplumun birçok kesimini, iş adamlarını öğrencileri herkesi suçlu gösterecek bir çaba içerisine girmiş bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN BU KONUYLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAPMALI"
Başbakan’ın, bu konuyla ilgili açıklama yapmasını ve toplumu bilgilendirmesini isteyen Vural, “Topyekûn camiaları hedef alan, herkesi suçlu hale dönüştüren bu yaklaşım tarzı tam manasıyla kin ve nefret suçudur. Bir parti devletinin ne kadar acımasız hale gelebildiğini göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bu belgeler konusunda hükümetin bir açıklama yapması gerekir. Başbakan böyle bir çalışma olup olmadığını ortaya koymalı. Kim bilir başkaları hakkında ne planlar hazırlanıyor.” şeklinde konuştu.
"VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİ DEVLET TEHDİDİ İLE YÖNLENDİRMEK İSTİYOR"
Torba yasaya bir madde eklenerek, vakıf üniversitelerinin kontrol altına alınmak istendiği yönündeki iddiaları da değerlendiren Vural, “Bütün bu torba yasalar ant demokratik yasalardır. Bu konuda yürütme arzu ettiği her şeyi torba yasanın içine sokmak suretiyle bir bakıma gücüne güç katmak istemektedir. Vakıf üniversitelerinden bana bilgi de geldi. Vakıf üniversitelerine müdahale edip bu üniversiteler üzerinde devletin bir tehdidi ile orayı yönlendirmek istiyor. Bunlar kabul edilebilir gibi değil. İnsanların kendi statüleri ile ilgili mahkemelere gitme hakkı bile elinden alınıyor. Bu ancak darbe yönetimlerinin tezahürüdür. 12 Eylül 28 Şubat ne yapıyorsa aynısını Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Bu kanunun çıkması bunun hukuki olduğunu göstermez.” şeklinde konuştu.
CİHAN