Doğuş Üniversitesi'nin düzenlediği "Kültürel Gelişim Seminerleri" kapsamında 'Uluslararası ilişkiler ve
Türkiye' konulu konferansta konuşan
Hikmet Çetin, tek kutuplu dünyadaki muhtemel gelişmeleri değerlendirdi. Dünya politikasında önemli bir yere sahip olan ABD'nin giderek güç kaybettiğini belirten Çetin, buna gerekçe olarak da ABD'nin Irak'ta içinde bulunduğu durumu,
bütçe açığı, enerjide dışa bağımlı olması ve dünya
halkları arasında yükselen ABD karşıtlığını gösterdi.
İki kutuplu dünyadaki dengelerin korku üzerine kurulduğunu ve herkesin ona göre saflarını belirlediğini kaydeden Çetin, günümüzde ise politikaların
ülke çıkarları doğrultusunda değiştiğini bildirdi. Çetin, Türkiye'nin bölgesel bir güç olduğunu, ancak dünya
siyasetini etkileyen sorunların bir çoğunun içinde bulunduğu hatırlatarak,"Türkiye bundan sonra Transatlantik (NATO) içindeki yerini koruyarak,
Avrupa Birliği perspektifini sürdürmesi gerekir. AB'ye üye olması için gereken bütün reformları yapması kendi çıkarınadır. Hem ABD ile hem de komşularıyla politikalarını çok yönlü sürdürmelidir. Bir süredir
ihmal edilen Orta
Asya Cumhuriyetleriyle de yakın ilişkiler çok önemli" diye konuştu.
Sunumdan sonra salondaki öğrencilerin sorularını
cevaplandıran Çetin, bir öğrencinin "Sizin gibi demokrat bir solcunun ABD politilkalarını uygulayan NATO'da görev almasını nasıl izah edeceksiniz?"sorusuna muhatap oldu. Çetin bu soruya, "Ben Afgan halkını çok seviyorum. Dünyanın en
yoksul insanları orada. Ben o halka faydalı olmak için gittim. Kimsenin politikaları için gitmedim. Kimsenin maşası da değilim" diyerek cevap verdi.
Başka bir öğrencinin, "Türkiye'deki solun içinde bulunduğu durum malum. Bundan sonra siz ne yapacaksınız?" şeklindeki sorusuna gülerek cevap veren Çetin, "Hep siyaset soruluyor. Aslında bugün siyaset konuşmayacaktım. Türkiye'deki sol kendini yenileyemiyor. Dünyadan kopuk, yeniliklere kapalı bir duruşu var. Bizim solumuz statükoyu savunuyor. Statüko sola yakışmıyor. Sol, hem gelişmeye kapalı hem de bölücülük yapıyor. Türkiye'deki sol kesimdeki herkes genel başkan olmak istiyor. Benim de üyesi olduğum parti 4
seçim kaybetti, genel başkanı halen aynı kişi. Kendisini yenilemeyen hiç bir oluşumun başarılı olması mümkün değil. Eğer ben görev alacaksam içinde gençlerin ve kadınların etkin olduğu oluşumla olur. Buna ihtiyaç olursa görev almaktan çekinmem" dedi.
Cihan