Ancak bu çabalar sürekli ters tepti ve Ak Parti her seferinde gücünü daha da artırdı.
TÜRKİYE ve dünyada büyük tepkilere neden olan
AK Parti’nin kapatılmasına ilişkin
dava istemi bir
Türkiye gerçeğini de ortaya koyuyor. 14
Ağustos 2001’de kurulan Ak Parti
yasaklarla kuruldu,
yasaklarla güçlendi ve büyüdü. 28
Şubat sürecinde
Refah Partisi’nin kapatılmasının ardından o dönem bu parti çatısı altında
politika yapan Recep
Tayyip Erdoğan politika sahnesi dışına itilmişti. Bu dönemde hakim karşısına çıkan Erdoğan’ın 6
Aralık 1997’de
Siirt’te okuduğu şiirden dolayı bir yıl
hapis ve ömür boyu
siyasetten
men cezası aldı. 1999’da da cezasını çekmek üzere Pınarhisar cezaevine girdi. AK Parti’nin kurulmasına kısa süre kala
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı benzer bir kararla, siyaset yapmasının önünde engel kalmayınca Erdoğan, 14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti’nin başına geçti. Erdoğan genel başkan olduktan sadece 6 gün sonra Ak Parti’ye genel başkan olamayacağı gerekçesiyle ihtar verildi.
DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKTI
ANCAK AK Parti kurulduktan sonra Erdoğan hakkında adeta dava ve
soruşturma yağmaya başladı. Yasak nedeniyle milletvekili seçilemeyen Erdoğan’ın partisi
seçimden yüzde 34.2 oy alarak birinci olarak çıktı. Seçimin ardından Anayasa ve yasa değiştirilerek Erdoğan’ın yasağı kaldırıldı ve Erdoğan Siirt’te yenilenen seçimlerel milletvekili seçildi. AK Parti’nin 5 yıllık iktidarının ardından 2007’nin
Nisan ayında
cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yeniden gerginlik başladı. Yine bu dönemde
Genelkurmay Başkanlığı
27 Nisan 2007 günü e-
muhtıra olarak tarihe geçecek sert bir
bildiri yayınladı.Çıkmaza giren siyaset yeni bir seçim getirdi ve AK Parti 22 Temmuz’da oy patlaması yaparak oyunu yüzde 47’ye çıkardı.
STAR