Davutoğlu,
Kanal 24 televizyonunun canlı yayınında
Suriye'deki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye'nin Suriye ile ilgili pozisyonundaki değişikliğin neden kaynaklandığı yönündeki soru üzerine Davutoğlu, Suriye'nin Türkiye'nin asırlardır bir arada yaşadığı ve kardeş bağlarla bağlı olduğu bir halkın
ülkesi olduğunu söyledi.
Suriye
yönetimi halkıyla barışıkken bir yıl önce Suriye sokaklarında kan dökülmediğine işaret eden Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar
Esad ile en son yaptığı görüşmede, "Bizi halkınızla aranızda
tercihe zorlamayın" dediğini aktardı.
Türkiye için önemli olanın geçici olan yönetimler değil, kalıcı olan halkların düşünceleri olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, halkıyla çatışan bir yönetimin süregitmesinin çok zor olduğunu vurgulayarak, "O yönetim kendi halkıyla çatışırsa bir tercih yapmak zorunda kalıyorsunuz" diye konuştu.
Suriye'de ramazan ayında yaşananlara dikkati çeken Davutoğlu, "Biz gözümüz önündeki bu zulme kayıtsız kalan bir ülke olamayız" dedi.
Her
yurt dışı seyahatinde, gittiği her yerde Suriyelilerin "bize
yardım edin" talebinde bulunduklarını ifade eden Davutoğlu, bu seyahatlerde bir tek kişinin bile liderlerinden mutlu olduğunu söylemediğini belirtti.
Gittiği Kabe'de de Suriyelilerin benzer talepleriyle karşılaştığının basına yansıdığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, her tavafta yüzlerce Suriyeli'nin gelip "bizi kurtarın" diye talepte bulunduğunu kaydetti.
-
Sıfır sorun politikası-
Değişenin Türkiye'nin sıfır sorun politikası olmadığına işaret eden Davutoğlu, bu politikayı güçlü bir şekilde savunduğunu söyledi.
Bugün sıfır sorun politikasının Suriye'deki bu yönetimle muhafaza edilmesi halinde bundan sonraki yönetimle çok ciddi çatışmalar yaşanabileceğini belirten Davutoğlu, "Halkına bu şekilde zulüm eden bir yönetimin yaşama şansı yok" dedi.
"Esad'ın hala iktidarda kalmak istemesini neye bağlıyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken Davutoğlu, bazen devlet adamlarında güvenlik illüzyonu oluştuğunu ve
baskı uygulanması halinde güvenliğin sağlanabileceği yanılgısının ortaya çıktığını söyledi.
Türkiye'nin
Fransa ile ortak mı hareket ettiği yönündeki soru üzerine Davutoğlu, Fransa,
İngiltere ve Almanya'nın Türkiye ile Suriye konusunda beraber hareket etme talepleri olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin kimseyle birlikte olma konusunda ne imalı ne de açık bir şekilde arzu beyanı olmadığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin özellikle
ittifak ilişkisi içinde olduğu ülkelerle istişare mekanizmaları bulunduğunu kaydetti.
Davutoğlu,
Arap Baharı konusundaki politikaları daha ilk günden itibaren kendi yaptıkları değerlendirmeler ve çizdikleri
projeksiyon etrafında yürüttüklerini vurguladı. Bakan Davutoğlu, "Ortadoğu'da Türkiye'nin etkisi olmadan, Türkiye'yi göz önüne almadan yürütülecek bir politikanın başarı şansı yok" dedi.
-Askeri seçenek ihtimali-
"Askeri seçenek ihtimali yaklaşıyor mu?" sorusuna Davutoğlu, "O seçeneği hiçbir zaman düşünmek ya da o seçeneğin gündemde olmasını istemedik, istemeyiz de. Ümit ederiz ki Arap Ligi'nin aldığı bu kararlar ve
bölgesel olarak Suriye'ye yapılan bu telkinler karşılığını bulur ve Suriye'de daha fazla kanın akmasının önüne geçilir ve reform sürecinin önü açılır. Bunun dışında hala baskılar sürerse olabilecek her
senaryo için de Türkiye hazır. Bu şu anlama gelmiyor, 'askeri seçenek kullanacağız' anlamına gelmiyor. Bu tür şeylere hiç gerek olmamasını dileriz. Suriye yönetiminin kendi halkıyla tekrar barışmanın yolunu bulması gerekir" yanıtını verdi.
Arap Birliği'nin Suriye'ye gözlemciler gönderilmesi teklifinin önemli olduğunu, ancak Suriye yönetiminin bunu dahi reddettiğini hatırlatan Davutoğlu, bu gözlemcilerin gitmesi halinde şiddet sarmalının durabileceğini, gözlemcilerin kabul edilmesi konusunda Suriye'nin önünde halen bir şans bulunduğunu söyledi.
Türkiye-Suriye sınırında
tampon bölge kurulması ihtimali konusundaki soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer bu baskılar büyük bir insan hareketine yol açarsa, on binlerce insanın yerinden, yurdundan, evinden ayrılıp sınırlara doğru, bu sadece Türkiye sınırı olmaz,
Lübnan sınırı da var,
Ürdün sınırı da var, hatta
Irak sınırı da var. Böyle bir hareketlilik yaşanırsa, tabii o zaman bunun bütün komşu ülkelere oluşturacağı baskı büyük olacak. O zaman uluslararası toplumdan bazı adımların atılması talep edilebilir. Bu sadece bizden gelecek bir şey değil dediğim gibi. Bunun olmasını da istemeyiz. Hiç kimsenin yurdundan evinden ayrılmasını istemeyiz. Fakat böyle bir senaryoyu da göz önüne alıp çalışmak durumundayız. Nitekim bu konularda belli aralıklarla
kriz yönetimi toplantıları yapıyoruz. Dün de, evvelsi gün de bu konularda toplantı yaptık, yapmaya devam edeceğiz, ki bir sürprizle, olağanüstü durumla karşılaşmamak, her türlü olağanüstü duruma hazır olmak için."
Türkiye'nin Suriye'ye uygulayabileceği
yaptırımlar ile ilgili soruyu yanıtlarken de Davutoğlu, Arap Birliği ile sürekli temas halinde olduklarını belirterek, "Bir iki komşu olmamızdan kaynaklanan özel durumlar hariç, Arap Birliği yaptırımlarını ilkesel olarak doğru buluyoruz" dedi.