Her seferinde fiyasko ile sonuçlandı

CHP, sık sık 'dinleme' iddialarıyla gündeme geliyor. Fakat genellikle bu iddialar fiyaskoyla sonuçlanıyor.

Her seferinde fiyasko ile sonuçlandı

CHP bir kez daha 'dinlenme' iddiaları ile gündemde. Bu seferki iddianın sahibi, bir süre önce yolsuzluk iddialarıyla yargılanan partili Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi. Yaz aylarında makam odasına aldığı LCD televizyonun sık sık arızalanması üzerine şüphelendiğini söyleyen Sedefçi, Ankara'dan parti yöneticilerini de davet ederek noter huzurunda televizyonu açtırmıştı. Televizyondan gizli kamera ve dinleme cihazı çıktığı öne sürülmüştü. Hemen ardından Genel Sayman ve Parti Sözcüsü Mustafa Özyürek, "Örgütlerimize yönelik telekulak yaygınlaştı." iddiasında bulundu. Son yıllarda benzer iddiaları dillendiren CHP'liler, her seferinde zor durumda kaldı. CHP'nin bugüne kadar ortaya koyduğu en önemli dinlenme iddiası, Genel Sekreter Önder Sav ile ilgili oldu. 2008 yılının Mayıs ayında Sav ile eski Bolu Valisi Ali Serindağ'ın CHP Genel Merkezi'nde yaptığı görüşme içeriğinin bir gazete haberine yansıması, parti yönetimi tarafından iktidara yönelik sert suçlamaları beraberinde getirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Sav'ın odasının polis tarafından dinlendiğini ve gazeteye servis yapıldığını ileri sürdü. "Bu, çok vahim bir olaydır." diyen Baykal, olayı rejim meselesi haline getirdi. Ancak çok kısa sürede gerçek ortaya çıktı. Sav'ın konuşmalarının, açık bıraktığı cep telefonu aracılığıyla dinlendiği anlaşıldı. Türk Telekom, mahkeme ve bu konuda araştırma komisyonu kuran TBMM de aynı sonuca vardı. Bu olayın ardından CHP yönetimi, parti genel merkezini dinlemeye karşı cihazlarla donattı. Buna rağmen Aralık 2008'de bir başka dinleme hadisesi patlak verdi. Bu kez genel merkezde 'böcek' olarak tabir edilen cihazlar bulundu. Fakat cihazların, CHP'de Ergenekon soruşturmasına destek veren Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu ve Mesut Değer'in odasından çıkması dikkat çekti. Parti yönetimi, böceklerle ilgili polise ve savcıya başvuru yapmaktan vazgeçti. Baykal, tavırlarını, "Polise güvenmiyoruz." diye açıkladı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise bu sözlere, "CHP'nin sayın lideri, çıkacak sonuçtan rahatsızlık duymayacaksa, partisinde bulunan cihazların kimliğini ortaya çıkarma görevini gönül rahatlığı içerisinde teşkilatımızın ihtimamına terk edebilir." diye karşılık verdi. Savcılığa veya polise başvurulmamasını garipseyen Algan Hacaloğlu ise, "Bu olaya genel başkanımız el koydu ve herhangi bir suç duyurusunda bulunulmadı." diye konuştu. Yaklaşık bir yıl önce de CHP'li Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, benzer bir iddiada bulunmuştu. Evinin üst sokağında park halinde duran İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı zabıta aracının kendisini dinlediğini iddia eden Değirmenci, araca baskın yaptı. Fakat iddialar asılsız çıktı. Avcılar Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen araçta kameralar önünde arama yapılmış ve herhangi bir dinleme cihazı bulunamamıştı. 'İç' dinlemeden 'yamyamlar' çıkmıştı CHP'deki bir başka dinleme vakası ise eski Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın konuşma kayıtlarının medyaya sızmasıyla ortaya çıktı. Parti içi çekişmenin bir ürünü olarak dinlenildiği ortaya çıkan Eryılmaz, yaptığı telefon görüşmesinde Çankaya Belediye Meclisi'nin CHP'li üyelerine dağıttığı rüşvetleri itiraf etmiş ve üyeleri 'yamyamlar' olarak nitelemişti. Dinleme olayıyla ilgili bu kez AK Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek suçlanmıştı. Ancak bu kez de dinlemelerin Eryılmaz'la çekişme içinde olan parti içindeki bazı isimler tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı. ZAMAN
<< Önceki Haber Her seferinde fiyasko ile sonuçlandı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER