Halk ne derse o olacak

Gül, vizyon sahibi dürüst samimi siyasetçinin halkın iradesini daima her şeyin üstünde tutması gerektiğini söyledi.

Halk ne derse o olacak

Seçimlerden ne bekliyorsunuz? Seçimleri aslında vaktinde yapmayı çok arzu ederdik. Seçimlerde normal faaliyetlerimiz konuşulsun isterdik. Normali bu aslında... Ama olağanüstü bir cumhurbaşkanlığı kriziyle seçimlere gidilmiş oldu. Bütün hava birden bire değişti Türkiye'de. Masmavi bir gökyüzünde şimşekler çaktırıldı diyorum. Vatandaş görünce bunu hazmedemiyor açıkçası, buna karşı da büyük bir tepkisi var. Bunu meydanlarda görüyorum. Sıcaklar bizim mitinglerimizi etkilemedi, belki bazı partileri etkilemiş olabilir. Urfa'da 52 derecede miting yaptık, Urfa böyle bir miting görmemiş. Adıyaman'da 46 derecede miting yaptık, böyle bir heyecan, böyle bir insan seli görülmemişti. Meydanlar çok kalabalık ama nabız sadece meydanlardan anlaşılmaz. Meydanlar bir nabız verir de siz o şehre girerken insanlar, penceresinden, balkonundan sarkıyorsa, lokantada yemek yiyen insanlar dışarı çıkıyorsa, şehre giriş çıkışınızda yol kenarında toplanıyorsa iş başka oluyor. Bir seçim tahmini yapacak olursanız... Daha önceki seçimde aldığımız oyun çok üstünde bir oy alacağımıza inanıyorum. Çünkü Türk halkı hem kadirşinas hem haksızlıklara karşı tepkili... Tepkili çünkü büyük bir haksızlığa uğradık, bu haksızlığı kendisine yapılmış kabul ediyor ve bunun peşinden gidiyor. Kadirşinas çünkü yapılan hizmetleri görüyor. Yapılan yolları, hastaneleri görüyor. Kimse tasarrufunu Türk parası ile yapmazdı. Çok köklü bir demokratikleşme ve hukuk reformu yaptık. Vatandaşın uğradığımız haksızlığa büyük tepkisi var Gerçekten önemli adımlar attınız, bunların en önemlilerinden bir tanesi Türkiye'de devlet sisteminin daha sivil hale gelmesi, silahlı kuvvetlerin temsilinin siyasi karar mekanizmalarında azaltılması oldu. Buna rağmen biz 27 Nisan gece yarısı siyasi alanı hedefleyen bir askeri bildiriyle karşılaştık. Yani yapılmak istenenle, ortaya çıkan son adım arasında müthiş bir uçurum var. Şimdi bu seçimlerden siz yüzde 40- yüzde 45 gibi bir oy oranıyla çıkarsanız, izleyeceğiniz politika ne olacak? Güç aldım diye reform yolunda derinleştirecek misiniz, yoksa uyumlu olmak için kimi kurumlarla ittifak mı arayacaksınız? Seçimleri kazanacağımıza inanıyorum. Tabiî halk karar verecek. Seçimleri kazanırsak bütün bu reformları konsolide edeceğiz. Yani ikinci dönem bu reformlar devam edecek hepsi daha köklenecek. Bunlar tabiî bir gecelik iş değildir. Bir gecede yaparsanız o zaman kaygılar olur. Bazen insanların kaygı etme hakkı da vardır. Kaygıları anlayışla karşılamak gerekir. Amacınız nedir, bu reformları yaparken amaç çok önemli. Bizim amacımız daha güçlü, daha demokratik, daha özgür, daha güvenli, daha zengin bir Türkiye oluşturmak. Ama buna ulaşmada zorluklar var, hatta bunun farklı yöntemleri var. Mesela siz adaylığınızı çekersiniz, dışarıdan kimi kurumların da onayladığı biri Çankaya'ya çıkabilir. Ya da hayır, bizim tercih ettiğimiz halkın iradesidir, diyebilirsiniz. Demokratik meydan okuma olur bu. Hangisi olacak? Açık ve kesin bir şekilde söylüyorum. Haklın iradesini gözardı edemezsiniz. Halkın iradesini gözardı ettiğiniz andan itibaren kesinlikle kaybedersiniz. En zor şartlarda bile halkın iradesine ters bir iş yaparsanız, siyaset yapmaya layık değilsiniz demektir açıkça. Türkiye'deki yanlışlıkların en büyük sorumluluğunu, bir siyasetçi olarak söylüyorum, siyasetçilere yüklerim. Eğer siyasetçi vizyon sahibiyse, siyasetçi gerçekten sağlamsa, samimi ve dürüstse sırtında kamburları yoksa, halkın iradesini daima her şeyin üstünde tutması gerekir. Hiçbir kompleks içinde olmaması, tersine özgüven içinde olması lazım. En zor şartlarda bile eğer halkın iradesini göz ardı eder başka şeylere yönünü çevirirse o zaman ülkesine yanlış yapmış olur. Türkiye hep bundan kaybetti. Eğer güçlü siyasetçiler olsaydı bu ülkede Türkiye bu noktada olmazdı... Oğlum soyadını bile söylemedi Sizin adaylık sürecinizde kimi sıkıntılar yaşadınız. Eşiniz tartışıldı, son olarak kızınız, diploma töreniyle gündeme getirildi. Nasıl yaşadınız bu süreci? Benim eşim ben milletvekiliyken daima hep uzak durmuş. Ama tabiî ki bu pozisyonda olunca ister istemez eşlerimizin de görevleri oluyor. O da üstüne düşeni en iyi şekilde yapmak durumunda kalıyor. Çocuklarım doğrusu her zaman uzak durmuşlardır. Benim oğlum kaza geçirdiğinde soyadını saklamıştır. Son durumdan ister istemez, çok rahatsız oldum. Değişmiyoruz, olgunlaşıyoruz Partinizde bir yenilenme var. Aranızda Ertuğrul Günay gibi, Zafer Üskül gibi sosyal demokrat kesimde sembol olmuş isimler görüyoruz. Bunun anlamı ne? Kimisi buna klasik vitrin diyor, kimileri yeniden merkezleşme olduğunu söylüyor. Yoksa bir evrim mi doğal bir akış mı? Siz nasıl yorumluyorsunuz? Önemli olan insanların dürüst ve ilkeli olmasıdır. Ertuğrul Bey siyasi hayatında çok ilkeli tavırlarıyla çok dikkat çeken bir siyasetçi... Onun için yeri gelmiş partisiyle de ters düşmüş. Ben inanıyorum ki AK Parti'yi tanıdıkça bu arkadaşlar, bizleri gördükçe, bizlerin samimiyetini farkettikçe, milletin hizmetinde olma arzusu dışında başka şeyleri olmayan çevreler olduğumuzu gördükçe aramıza katılacaklar... Bu tabloyu AK Parti'de bir değişim çabası olarak değerlendirmek yanlış o zaman... Bu, katılımı artırmaktır. Demokrasilerde önemli bir şey katılımcı demokrasiyi gerçekleştirmektir. Tabiî ki partilerin temel ilkeleri, bir bakış tarzı vardır. Böyle olmasa çoğulculuktan bahsedemeyiz. Çoğulculuk demokrasinin temellerinden birisidir. Böyle bir düzen içinde katılımı ne kadar çok sağlarsanız o kadar çok takdir edilirsiniz Biz bu arkadaşlarımızı bu çerçeve içinde görüyoruz... Değişmiyoruz, olgunlaşıyoruz... Erkeklerden daha yiğit kadınlar var Son konuşmalarınızdan birinde "erkeklik bunu gerektirirdi" diyerek kadınları aşağılandınız söylendi. İnsan kalabalığın heyecanına bazen katılıyor. Ben şunu çok iyi biliyorum ki, er, yiğitlik, yeri geldiğinde sağlam durma, öyle kadınlar vardır ki erkeklere taş çıkartır. Böyle hanımları siyasette de tanıyorum, yazı hayatında, arkadaşlarımızdan çevremizden tanıyorum ki erkeklerden çok daha yiğit. Sonuçta niyeti çok aşan bir kelime oldu. Çankaya milletin olacak Bazı yerlerde meydanlara tek başınıza çıkıyorsunuz. Konuşmanızı konunuzu neye göre seçiyorsunuz. Yere göre mi, yoksa gündeme göre mi? İnsanlar beni meydanda konuşturmuyor bile ben çıktığımda. Ben kürsüye çıktığımda insanların coşkusu ve tepkisi benim konuşmama fırsat vermiyor. Öyle sloganlar geliştiriyorlar ki biz bunları parti örgütü olarak yapmıyoruz. Biz ilk Erzurum'a gittik, Sivas'a gittik, konuşamadım bile kürsüde. İnsanlar "Çankaya senindir senin olacak” sloganı attılar Çankaya niye benim olacak. Ben de "Çankaya milletin olacak..." diye devam ettim. Daha başlamadan insanlar beni yönlendiriyor. ALİ BAYRAMOĞLU – ABDÜLKADİR SELVİ-YENİ ŞAFAK
<< Önceki Haber Halk ne derse o olacak Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER