Eleştirilere, "Yalova'da iki tane villamı sattım,
İstanbul'da bir dairemi satılığa çıkardım. Bankadan
kredi çektim." sözleriyle
cevap veren Gürtuna, reklam
kampanyasının da 140 bin YTL'ye mal olduğunu belirtti. Gürtuna, ismini vermek istemediği bazı işadamları ile
halkın maddî desteğinin de söz konusu harcamalarda önemli payı olduğunu vurguladı.
Ayrıca ortaokuldan beri ticaretin içinde bulunduğuna dikkat çeken Gürtuna, "Çok para kazandım. Aile şirketlerimiz vardı, birçok şirkette ortaklığım oldu. Parayı seven biri olsam Türkiye'nin en zengin insanlarından biri olurdum. Siyaset, parasal olarak çökertti." dedi.
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Gürtuna, kasım ortasında partisini kuracak.
Kadro konusunda ise görüşmeler devam ediyor.
CHP eski Genel Başkanı
Altan Öymen,
Yargıtay eski Başkanı Prof. Sami
Selçuk,
Cem Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Yaşar Tükek,
Haliç Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ahmet
Yüksel,
sanatçı Osman Yağmurdereli görüşmelerde mesafe kat edilen isimler arasında. Partinin ismi ise kampanya sonunda netleşecek. Bir haftadır kitle
iletişim araçlarında Gürtuna'nın, "Partimizi birlikte kuralım, adını birlikte koyalım"
çağrısı yayınlanıyor. Fakat bu çağrı Gürtuna'nın serveti ile ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. Köşe yazarları, paranın kaynağını sormaya başladı. Gürtuna, bu sorulara, "Bu partiyi halk kuruyor, bütün finansmanını da halk sağlıyor." cevabını veriyor. Belediye başkanlığı dönemi ile ilgili imalara, "1999 yerel seçimlerinde mazbatamı aldığım gün operasyonlar başladı. Tüm
emniyet güçleri ve müfettişler belediyeye
akın etti. Bu hükümet döneminde de teftişler devam etti. Bir açık, suç unsuru bulunamadı. Ufacık bir açığımızı bulsalardı bizi Sultanahmet'te asmaya teşebbüs ederlerdi. Hesabını veremeyeceğimiz, yüz kızartıcı hiçbir açığımız ve suçumuz yok." şeklinde karşılık veriyor. Gürtuna, bazı işadamlarının kendisine finansal
destekte bulunduğunu belirterek, "Çok zengin insanlar var; ama bunlar
siyaset yapamıyor. İsim vermek istemiyorum. Siyasi bir boşluğun oluştuğunu gören, iktidara olan güveni sarsılmış çok sayıda insan destek veriyor." diyor. Görev yaptığı sürede bütün ihaleleri basın önünde şeffaf bir şekilde yaptırdığını ve binlerce ihaleden hiçbirinin
dava konusu olmadığını hatırlatıyor. Son kampanyanın 140 bin YTL'ye mal olduğunu bildiren Gürtuna, "Aslında istediğimiz kampanya bu değildi. Bütçemiz kıt olduğu için bu kadarıyla yetindik. Paramız olsa daha kapsamlısını yapacaktık." şeklinde konuşuyor. Yüksek
ücret isteyen ve
taksit yapmayan medya organlarına reklam veremediklerini vurguluyor.
"Şu ana kadar harcanan ne kadar?" sorusuna, "Zaten fazla masraf getirecek işler içerisinde olmadık. Yaptığımız iş dernekler, vakıflar aracılığıyla toplantılara, konferanslara katılmaktan ibaretti." cevabını veriyor. Ankara'da tutulan genel merkezin 20 bin YTL'lik kirası hatırlatıldığında ise, "O, içine taşınınca verilecek. O zaman bütün hesaplar şeffaf bir şekilde parti kayıtlarında yer alacak. Bu bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız. Asla gizli bir işimiz olmayacak." ifadesini kullanıyor.