Cumhurbaşkanı Gül ve
Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen
Çankaya Köşkü'ndeki baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak
basın toplantısı düzenledi.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, ''Türkiye'de yazılmamış kitaplar toplatılıyor. Demokraside gelinen nokta bakımından çelişki değil mi?'' sorusu üzerine bu konuyla ilgili daha önce bir açıklama yaptığını hatırlattı. Bu olayların Türkiye'nin gerçek görüntüsünü yansıtmadığı ve Türkiye'nin görüntüsüne gölge düşüreceği kaygısı taşıdığını söylediğini ifade eden Gül, şöyle devam etti:
''Türkiye'de insanlar istediğini yazabilirler, istediğini de söyleyebilirler. Benim aleyhimde yazılmış hatta organizeli olarak da yazılmış kitapların piyasalarda olduğunu biliyorsunuz. Sayın Başbakan'ın aleyhinde de yazılmış kitapların piyasalarda olduğunu biliyorsunuz. Ben doğrusu daha önce yaptığım açıklamanın çerçevesinde bu olup bitenleri yakından takip ediyorum.
Benim açımdan doğru olmadığı kanaatindeyim ama
mahkemelerin, savcıların bizim bilmediğimiz başka bir bildikleri varsa bunun da bir an önce mahkeme süreci içerisinde ortaya çıkmasını isterim.
Gazeteciler takip edeceklerdir, düşündüklerini, gördüklerini her şeyi istedikleri gibi yazacaklardır. Bu ayrı bir meseledir. Ama bir insanın 'gazeteciyim' diye eğer başka bir suç işleme hakkı söz konusu değildir. Herhangi bir şekilde kitap
yasak etmenin bugünkü Türkiye'ye hiç yakışmadığını, bağlantısı başka bir şey ise onu da bir an önce açıklamalarını ve bir an önce ortaya çıkmasını isterim.
Daha da bir cümle söyleyeyim size belki biraz çarpıcı olacak. Bütün bunlar herhalde o gazeteciler ve bahsedilen kitaplar için en büyük PR çalışmaları olmuş oldu. Ama savcılar bazen önlerinde ne yazıyorsa onunla hareket etme gibi bir durumları vardır. Siyasi değerlendirme yapma durumları savcıların bazen olmuyor herhalde. Herhalde 10 bin satacak kitabı şimdi yüz binlerce sattıracaklar.''