Türk helikopteri için Tatar ortaklığı
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, üç gün süren
Rusya ve
Tataristan gezilerinin sonunda oluşan havadan gayet memnun görünüyordu. Dönüş yolunda
uçaktaki sohbetimizde memnuniyetini şu sözlerle dile getirdi:
'Bu tür geziler çok kere sembolik anlam taşır. Bizimki güzel bir ziyaret oldu. Sembolik kalmadı. Hem
ekonomik hem de siyasi açıdan çok önemli gelişmeler yaşandı. Sizler de gördünüz işadamlarımız da çok mutlular.'
Gerçekten, Gül'ün işadamlarına olan yakın ilgisi ve iletişimi görülmeye değerdi. Bu anlamda Özal'ı hatırlatıyordu. Rusya Devlet Başkanı
Medvedev'le pek çok Türk işadamını tanıştırdı.
Efes Pilsen'in patronu
Tuncay Özilhan'ı ve bu gezinin en çok dikkat çeken isimlerinden Şişecam'ın yöneticisi Gülsüm Azeri'yi Rus liderler nezdinde çok övdü ve destekledi. Tataristan'daki İş Forumu'nda
Efes Pilsen standında uzun uzun kalması da ilgiye değer bir görüntü oluşturdu. Uçaktaki konuşmamızda bu iki ismi birer kez daha zikretti ve 'Birisi 3 bin beş yüz
işçi çalıştırdığını söyleyince Medvedev şöyle bir durdu, etkilendi. Efes için de aynı şekilde' dedi. Heyetin kaldığı The Ritz Carlton Oteli'ni de Türklerin yapmış olması Gül'ün çok sık takdirlerini ifade ettiği ve Rus muhataplarından teşekkür aldığı bir başka konu oldu. Orada müteahhitlerimizin başarıları zaten artık dünyaca kabul edilen bir gerçek haline geldi.
Gül'den öğrendiğimize göre, liderler görüşmesinde,
Samsun ile bazı Rus limanları arasında doğrudan
feribot seferleri düzenlenmesi ve trenlerin feribotlarla taşınması üzerinde anlaşmaya varılmış.
Doğalgaz hatları için de hemen üst düzey görüşmeler başlıyor.
Somut sonuçlara bakıyorum, agendada yer alan en önemli sorun, gümrüklerde yaşanan tıkanıklıktı. Ankara'da önümüzdeki hafta büyük bir toplantı yapılacak. Gül, 'Sorun çözüldü gibi' dedi. İki lider mutabık kaldıktan sonra bürokratlar çözüme ulaşmakta zorlanmazlar sanırım.
Türkiye ve Rusya arasındaki ticarette TL ve Ruble'nin kullanıma başlanması ise uzun yıllar boyunca bu gezinin sonucu olarak hatırlanacaktır. Başarılı olursa kritik sonuçlar oluşturacak bir karardır. Dünyanın başka bölgelerinde de bir
model haline gelebilir.
Gül, ziyaretinin son gününde
Kazan Üniversitesi'ni ziyaret etti. Lenin'in hukuk okurken atıldığı, Avrupa'nın en eski tarihli üç üniversitesinden birisi olan Kazan'da fahri doktora aldı. Üniversitenin yetiştirdiği bilim adamlarını, onların kazandığı NOBEL ödüllerini ve evrensel hizmetleri öğrenince hayranlığını ifade etmekten hiç çekinmedi. 'Biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu' sözleri Gül'ün Kazan Üniversitesi'nden ne kadar etkilendiğini gösteriyordu. Gül, Lenin'in oturduğu sıralara oturdu, fotoğraf çektirdi.
İLK TÜRK HELİKOPTERİ
Uçakta tam Kazan Üniversitesi'nden bahsederken Gül, çok ilginç ve önemli bulduğumuz bir haberi bize anlattı. 'Yola çıkmadan
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir
mektup gönderdiler' diyen Gül, şunları söyledi:
'İlk Türk helikopterini yapmak üzere üniversite önemli çalışmalar yapıyor. Planlama onaylamıştı. Kendi helikopterimizi yapacağız.
Araştırmalar sürüyor, 30 milyon dolar harcanmış, işler başarılı gittiği için 20 milyon dolar daha harcanacak. Tataristan'la
işbirliği yollarını arıyorlar. Bunu da konuştuk. Tataristan ağır sanayi, uçak ve helikopter yapımında çok ileri bir
ülke.'
ÇIKMAZ SOKAKLARIN KESİŞME NOKTASIYDI TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sohbetimizin sonlarına doğru, Rusya ve ona bağlı cumhuriyetlerle ilgili kendi gözlemlerinden yola çıkarak şöyle bir tespitte bulundu: 'Buralarda bir yandan eski devlet sisteminin hantal yapısı
egemen. Bununla birlikte bilime, sanayiye araştırmaya büyük paralar ayırma alışkanlığı. Şimdi
serbest piyasa ekonomisine geçip, küresel rekabete girince sistemlerini rehabilite etmeye çalışıyorlar.' Gül daha sonra gezisinin iki durağında yaşadıklarından etkilenmenin coşkusuyla bir anlamda Türkiye'nin eski dış politikasını eleştirirken, diğer yandan son dönemde izlenen dış politikayı övdü, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Türkiye, kendi içindeki ve bölgesindeki sorunlardan kurtulabilirse büyük işler başarabilir. Şimdi yaşadıklarımız Türkiye'nin kendi bölgesine sahip çıkmasıdır. Bir ülke kendi bölgesinde güçlü ve etkin değilse uzaklarda hiç etkin değildir. Bir bölgede güvenlik ve istikrar yoksa ekonomik
kalkınma asla sağlanamaz. Buralarda çıkmaz
sokaklar yapılmıştı. Doğuya bakıyorsunuz çıkmaz sokak, güneye inmek istiyorsunuz çıkmaz sokak, aynı şey
batı ve kuzey için de geçerliydi. Çıkmaz sokakların kesişme noktasıydı Türkiye. Hepsi bizden kaynaklanıyordu demek istemiyorum ama
diyalog yoktu. Şimdi diyalog yolu ile çıkmaz sokakları aşıyoruz. Tüccarlar bile çıkmaz sokaklara dükkan açmazlar.'
Yoğun, renkli ve başarılı bir ziyaret oldu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Rusya ve Tataristan ziyareti. Hele
İlber Ortaylı Hoca da yanımızda olduğu için o tarihi mekanların hikayesini de öğrenme şansına ulaştığımız için ayrıca mutlu olduk.
İsmail Küçükkaya - AKŞAM