Gül'den HSYK ile ilgili önemli açıklama

Budapeşte’de gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler” iddiasına açıklık getirdi.

Gül'den HSYK ile ilgili önemli açıklama

  • "Makam odamızla ilgili değil o. Başka yerlerde olabilir. Sayın Başbakan onu kastetmiştir."
  • "İnternette bir taraftan özgürlükler, bir taraftan suçların işlendiği bir ortamın olmaması için denge önemli."
  • "HSYK ile ilgili 15’e yakın sıkıntılı noktayı söyledim. Çok aleni gördüğüm noktalarla ilgili itirazlarımı yaparım."
  • "Kabataş’ta öyle olmadı’nın ispatı ile uğraşmak doğru değil."

Cumhurbaşkanı, kanunsuz dinlemelerin toplumun her ferdi gibi kendisini de tedirgin ettiğini bildirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler” iddiasına açıklık getirdi: “Bizim odamızla ilgili değil o. Başka şekilde bir bilgisi var. Makam ile ilgili değil. Hem resmi konuşmalarımı yaptığım makamla ilgili en üst seviyede çok çapraz tedbirler mevcuttur. Ama biliyorsunuz her zaman makamda olmuyoruz, başka yerlerde başka şeylerde de olabilir. Sayın Başbakan da onu kastetmiştir.” Zaman gazetesinin haberine göre, Cumhurbaşkanı Gül’ün sorulara verdiği cevaplar şöyle:"

"HSYK İLE İLGİLİ 15'E YAKIN SIKINTILI NOKTAYI SÖYLEDİM"

Komisyon ve Genel Kurul’da herhalde bunlar dikkate alınmıştır. Neticede Genel Kurul’dan ne çıktıysa taslakla yan yana koyup vicdanlı şekilde bakmak lazım. Köklü değişiklikler yapıldıysa ona bakmak lazım. HSYK’yı bakana bağlayan düzenlemeler vardı. Başkan seçilirken sıkıntılar vardı. Bunları alıp bakmadan konuşmak doğru değil. Cumhurbaşkanı olarak ben kendimi Anayasa Mahkemesi yerine de koyamam. Ancak çok aleni gördüğüm noktalarla ilgili itirazlarımı yaparım. Muhalefet partisi başından beri AYM’ye götüreceğini açıkladı. Geleneğimiz de bu şekildedir. Üzülerek ifade edeyim, HSYK ile ilgili yasalar hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birdenbire gruplaşmalar çıktı. Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın toplanamıyor. Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü.

"TÜRKİYE REJİMLERİ BELLİ ÜLKELERDEN DEĞİL"

İnternet, dünyayı küreselleştiren, sınırları, gümrükleri anlamsız kılan şey. Kimse bunun dışında kalamaz açıkçası. Kalanlar ancak kontrollü, rejimleri belli olan ülkelerdir. Bir devlet başkanı olarak isim sayıp ilişkileri bozmak istemem ama herkes biliyor. Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye, AB ile müzakerelere başlamış, siyasi ve ekonomik kriterlerini yerine getirmiş, AB müktesebatlarını yerine getirmek ve üstlenmek için çalışan bir ülke. Özgürlük dediğinizde benim özgürlüğümün sizin özgürlüğünüzü çiğnememesi lazım. İnternette her şeyin serbest olduğu bir ortam da hiçbir demokraside söz konusu değil. Gerek ABD’de, gerek AB’de şu sonuca vardılar: Gerçek hayatta suç olan ne varsa internet ve sanal hayatta da suç odur. İnternette problem nedir? Gerçek hayatta faili buluyorsunuz, internette faile ulaşmak çok zor. Bir taraftan özgürlükler, bir taraftan suçların işlendiği bir ortamın çıkmaması için denge önemli. Bunu yaparken ölçü kaçarsa o zaman sıkıntı ortaya çıkar.

"İKİ YIL ÖNCE OLSAYDI ŞANTAJLAR ÖNLENEBİLİRDİ"

İki yıl önce olsaydı Baykal ve MHP kasetleri önlenirdi: Her şeyin başında insan onuru var. İnsanın onurunu koruyacak bazı güzel şeyler var ama bir iki sıkıntılı nokta var, dönünce bakacağız. En önemlisi trafik konusu. Detaya girmeyelim artık. Bir yol bulmak için çalışıyoruz. Ama esas genel konjonktürde ne yaparsanız yapın algı meselesi var. Yasa iki üç sene önce çıksaydı bu algılamalar olmazdı. Daha önce çıkan yasada daha ileri olumsuzluklar var ama oybirliği ile olmuş. Birkaç sıkıntılı konular vardı ama bu yasada iyi noktalar hiç konuşulmuyor. Bu iyi şeyler iki sene önce olsaydı milletvekillerine, bir genel başkana, bir sürü sıradan vatandaşa belki de o şantajlar da önlenebilirdi.

Her türlü yapı ile hukuk içinde mücadele edilmeli. Devlet içinde çalışanların da devlet memuru olarak çalışanların da gerek etnik, dini, ideolojik, siyasi, bireysel tercihleri olabilir, hatta dışarıda bu tip STK dediğimiz şeylere katılabilirler, ama devlet görevi söz konusu olduğunda, devletteki hizmetleri servisleri söz konusu olduğunda, sadakatlerini anayasa, yasa dışında amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, herhangi bir karar olursa, hiçbir devlet buna müsaade etmez. Bu tip şeyle hareket edilen çeşitli olaylar doğrusu olmuştur. Hükümetler yanlış yapabilir, hükümetlerin yanlış politikaları olabilir. Bunlarla mücadele edilebilir, bunların hepsi demokratik çerçeve içinde bir mücadele olabilir. Hükümetleri rüştüne ermemiş gibi, onlara karşı ‘bu doğru değil, bu doğru’ şeklinde bir hükümet komiserliği gibi davranılırsa bu olmaz, kabul edilemez. Siyasi mücadeleler verilebilir. Basın yoluyla yanlışlar tenkit edilebilir, ama bunun ötesinde devlet kademelerindeki pozisyonlarından dolayı herhangi bir şekilde bir mücadele asla söz konusu olamaz. Bunlar varsa da bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir.

"KABATAŞ'TA ÖYLE OLMADIĞININ İSPATI İLE UĞRAŞMAK DOĞRU DEĞİL"

O genç hanımın kayınpederi, babası, Osman Develioğlu’nu çok yakın tanırım. Siyasi kimliği bir tarafa çok karakterli düzgün bir insandır. Geçen baktım o şöyle söylüyor:  ‘Gezi olaylarına katılanlara herkes suçlu diyemezsiniz’ diyor. ‘5 kişi öldü, can gitti, bunların acısını herkesin duyması gerekir, giden canlar geri gelmez’ diyor. Ama bütün bunları söylerken kızıma da eğer onu çok derinden yaralayan bir saldırı, olduysa, ‘hayır böyle olmadı’ iddiasını ispat için uğraşmayı doğru bulmam’ diyor. Ben de öyle bakıyorum. Hepimiz biliyoruz ki bu tip kaba davranışlar ve çok derinden üzen olaylar oluyor. ‘Böyle bir şey olmadı’nın ispatı ile uğraşmak da bana biraz şey geliyor. Zaten gündemden düşmüş, geçmiş gitmiş, öyle olur ki o hanım gazete gazete, televizyon televizyon dolaşır, arkası takip edilir. Biraz doğrusu üzücü de görüyorum.

"KANUNSUZ DİNLEMELER BENİ DE TEDİRGİN EDER"

Dinlemeler, aslında bütün toplumu tedirgin ediyor. Toplumu tedirgin eden beni de tedirgin eder. Bunlar aslında suçtur. Kanunsuz dinlemeler, hakim kararıyla yapılmayan dinlemeler, hangi amaçla olursa olsun suç. Ayrıca yasal yollardan dinlenenlerin kayıtları da savcıların iddianameleri mahkemede kabul edildikten sonra alenileşir. Bunun yaptırımını getirmek gerekir. Birçok AB ülkesinde... bunlar ortaya çıkar çıkmaz, dağıtımcılarla temasa geçiyorlar. Otokontrol sistemini kurmuşlar. Bizde o otokontrol sistemleri gelişmediyse bunlarla ilgili tedbirlerin alınması lazım. Ben bunu büyük bir ahlak dışı görüyorum. Bugün size yarın öbürüne olur. Burada da ilkeli olmak lazım. Deniz Bey ile ilgili görüntü çıktığında o gün aradım. Açıklamalarda bulundum. Daha sonra MHP milletvekilleri ile ilgili de açıklamalarda bulundum.


<< Önceki Haber Gül'den HSYK ile ilgili önemli açıklama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER