Son anda başka
adaylar ortaya çıkabilir. Yarışta şimdilik iki aday var;
AK Parti'den
Abdullah Gül ve MHP'den Sabahattin Çakmakoğlu... Kaderin cilvesi iki aday da
Kayseri milletvekili... Kayseri sadece ekonominin değil
siyasetin de yükselen yıldızı.
Çankaya'nın güçlü adayı Abdullah Gül ilk turda seçilebilir mi? Oylama nafile tur değil kesinlikle. Olasılık düşük olsa da Gül'ün seçilme şansı var. 360'lı rakamlara ulaşması bekleniyor. Seçilmesi için 367'yi yakalaması şart. AK Parti'de yoğun
kulis çalışması gözlenmiyor. Bir AK Partili yöneticiyle konuştum, 'MHP
Meclis'e girerek normalleşmenin önünü açtı. Şimdi onları rahatsız edecek davranış içine girmeyiz. MHP'ye dönük bir iki oy için çaba harcamamız şık olmaz.' dedi. Partiler grup kararı alamadığı için
oylamaya katılan farklı partilerden milletvekillerinin Gül'e oy vermesi ihtimal dışı değil.
Umarım cumhurbaşkanı ilk turda seçilir. Türkiye'nin acelesi var, sorunlarını daha fazla
erteleme lüksü yok. Bu süreçte epey zaman kaybettik zaten. En başta
kabine yeni cumhurbaşkanını bekliyor. Şairin 'Her geçen gün ömürden' dediği gibi her geçen gün
ülke adına ziyan... Eşyalarını toplamasına rağmen giderayak kritik mevkilere atamalar yapan
görev süresi dolmuş cumhurbaşkanını bir an önce çok özlediği evine göndermek gerekmez mi? Yeni cumhurbaşkanını tez elden seçmek Sezer'e de iyilik.
Uzlaşma... Yarın seçimleri tribünden izleyecek olan anamuhalefet sözcülerinden sıkça duyacağımız bir kelime.
Anayasa Mahkemesi'nin rakamla ifade ettiği nitelikli uzlaşmanın sağlanacağına kuşku yok. 367 milletvekilinin oylamalara katılması uzlaşmanın sağlanması anlamına geliyor.
CHP'lilerin ileri sürdüğü gibi uzlaşma mutlaka bir ismin üzerinde olmaz, pekala metotta da konsensüs sağlanabilir. CHP dışındaki partiler cumhurbaşkanlığı sorununun çözüm yerinin Meclis olduğu konusunda uzlaştılar.
Üstelik oran çok yüksek; bağımsızlarla birlikte yüzde 80'i bulan çoğunluk söz konusu.
CHP yalnız ve tek kaldı. DSP bile kendisini CHP'den ayrıştırmak için ince siyasi stratejiler geliştiriyor. Meclis'e girme konusunda kararını henüz vermedi. Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'e kapılarını açtı. Yarın 13 milletvekiliyle Meclis'e girmesi
sürpriz olmaz. Uzlaşmayı sadece isme indirgemek demokrasinin ruhuna uygun düşmez, doğru da değil. Her partiden aday çıkar, demokratik yarışı kazanan sonunda cumhurbaşkanı seçilir.
Dün bazı gazetelerde
Bahçeşehir Üniversitesi'nden Prof. Yılmaz Esmer'in 22 Temmuz seçimleri üzerine araştırması yayınlandı. Sonuçlar arasında en dikkat çekeni
'Dindar cumhurbaşkanı sizin için ne kadar önemli?' sorusuna AK Parti, CHP ve MHP seçmenlerinin toplamının yüzde 60'ının '
dindarlığı önemsediğini' belirtmesi. Dindar cumhurbaşkanı bir kriter değil. Halkın beklentisi olabilir. Bunu yadırgamamak lazım. Unutulmamalı ki Turgut Özal'ın cenazesinde halkın elinden yükselen üç döviz hafızalara kazındı; 'Sivil, demokrat ve dindar cumhurbaşkanı'. Araştırmada 'nereden çıktı bu münasebetsiz soru?' diyen olmamış, aksine yüzde 60 gibi yüksek çoğunluk, dindar cumhurbaşkanından yana tavır koymuş. Dindar kelimesinden alerji duyanlara duyurulur.
Sağda solda Meclis dışı dinamikleri tahrik ederek arıza çıkarmaya çalışan cılız çabalar yine gözleniyor tabii ki... Hepsi beyhude. Artık cumhurbaşkanlığı seçimini siyasetin
doğal akışına bırakmanın zamanı geldi. Dışarıdan müdahalelerin sonuç vermediği bütün çıplaklığıyla ortada değil mi? Ah bunu bir de sol siyaset anlayabilse...
MUSTAFA ÜNAL - ZAMAN