Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Grand Hyatt Hotel'de düzenlenen,
Türkiye-
Ürdün İş Forumu Toplantısı'na katıldı. Toplantıda, Ürdün Başbakanı Nadir Dahabi de yer aldı.
Gül, toplantıda yaptığı konuşmaya, Ürdün'de bulunmaktan ve iş adamlarıyla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek başladı. Amman'ı çok gelişmiş ve değişmiş bulduğunu ifade eden Gül, kentin gelişmesine katkı sağlayan herkesi kutladı.
Ziyareti sırasında kendisine bakanların, milletvekillerinin ve iş adamlarının eşlik ettiğini belirten Gül, ziyarete büyük önem verdiğini kaydetti.
Ürdün'den gelen samimi daveti değerlendirerek, en kısa sürede bu ziyareti gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Gül, Türkiye ve Ürdün'ün tarihten gelen güçlü bağları bulunduğuna işaret etti.
''Ortak dinimiz, ortak kültürümüz, ortak geleneklerimiz olan iki
ülkeyiz. Bu iki ülke arasındaki ilişkileri her bakımdan güçlendirmek de hem Ürdün, hem Türk hükümetlerinin güçlü iradesidir'' diyen Gül, bugün
Kral Abdullah ile yaptıkları görüşmede de bu ortak iradeyi bir kez daha teyit ettiklerini bildirdi.
Gül, iki ülke arasındaki
işbirliğinin
siyaset alanında gelişirken,
ekonomik alanda da iş adamlarının daha çok iş yapmalarını ve daha çok kazanmalarını
teşvik etmek istediklerini dile getirerek, Türkiye ve Ürdün'ün
serbest piyasa ekonomisini bütün kurallarıyla hayata geçirmeye çalışan iki ülke olduğunu vurguladı. Serbest piyasa ekonomisinde
kalkınma ve gelişmenin, iş adamları eliyle gerçekleşeceğine dikkati çeken Gül, devletin alt yapıyı hazırlayacağını, istihdamı ve kazancı temin edeceklerin ise iş adamları olacağını ifade etti.
-''TÜRKİYE, DÜNYANIN 16'INCI BÜYÜK EKONOMİSİ''-
Cumhurbaşkanı Gül, ziyaret ettiği ülkelerde iş konseyi toplantılarına mutlaka katıldığını ve desteğini gösterdiğini anlatarak, ''Bizler, sizi teşvik etmek ve yolunuzu açmak için buradayız'' dedi.
İki ülke arasında serbest ticaret ve gümrük alanında işbirliği anlaşmaları imzalandığını hatırlatan Gül, vizelerin kalkmasına ilişkin anlaşmanın da Ürdün ve Türk vatandaşlarının serbestçe
seyahat etmesini sağlayacağını ifade etti. Bu anlaşmaların işlerin kolaylaşması için alt yapı hazırladığını belirten Gül, ''İş potansiyeli, işi bilenler için çok. Ürdün
doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke olmayabilir ama insan kaynağı, yetişmiş insan gücü açısından Orta Doğu'nun en seçkin ülkelerinden biri'' diye konuştu.
Gül, 6 milyon nüfusu olan Ürdün'de 23 üniversite bulunduğunu belirterek, bunun eğitime verilen önemin göstergesi olduğunu söyledi.
''Sizler, Ürdünlü iş adamları, girişimcilik ruhu ve başarılarıyla haklı şöhret kazanmış bir ülkesiniz'' diyen Gül, Türkiye'nin de bölgesindeki önemine işaret etti. Gül, nüfus ve ekonomik güç açısından Türkiye'nin, ''Avrupa'nın 6. dünyanın 16. büyük ekonomisi'' olduğunu belirtti. Gül, bu noktaya kolay gelinmediğini, devletin kuralları hazırladığını, iş adamlarının da bunu en iyi şekilde değerlendirdiğini söyledi.
-''REKABET OLMASAYDI...''-
Cumhurbaşkanı Gül, Serbest
Ticaret Anlaşması'ndan kaygı duyanlar olabileceğini ifade ederek, Türkiye'nin, AB ile
Gümrük Birliği'ne giriş sürecinde benzer kaygılar yaşandığını belirtti. Türkiye'nin, Gümrük Birliği'ne girmesiyle sanayisinin ve iş adamlarının güçlendiğini, kuralları daha iyi öğrendiğini ve dünyanın her tarafına satılabilecek kalitede mal üretilmesinin öğrenildiğini anlatan Gül, bu
rekabet şartları içerisine girilmemiş olması durumunda bugünkü durumun farklı olacağını bildirdi.
Türkiye'nin bugün Avrupa'ya en çok otomobil satan ülkelerden biri olduğuna işaret eden Gül, bu süreçte dünyanın büyük şirketlerinin Türkiye'de yatırım yaptığını kaydetti.
Gül, Serbest Ticaret Anlaşması'nın yalnızca ticaret açısından değerlendirilmemesi gerektiğini, yatırımlarda artış sağlayacağının da dikkate alınması gerektiğine işaret ederek, Türk ve Ürdünlü iş adamlarının 3. ülkelerde de ortaklıklar kurabileceğini söyledi. Konuya geniş çerçevede bakılması gerektiğini kaydeden Gül, bu şekilde karşılıklı imkanların daha iyi görüleceğini bildirdi. Gül, şöyle konuştu:
''Bu bölgede büyük ölçekte çalışmak gerekir. Bundan dolayı
Suriye ile de Serbest Ticaret Anlaşması yaptık. Şimdi Ürdün ile de var. Bütün bu bölgeyi bir havza, büyük bir alan gibi düşünmemiz lazım ki başka ülkelerin gerçekleştirdiği başarıları biz de gerçekleştirebilelim.
Değerli iş adamları, her alanda çalışmak lazım. Sadece inşaat alanında değil, enerji, turizm, tarım ve ulaştırma gibi sektörlerde büyük iş imkanları var. Bunları gerçekleştirebilmek için bir araya gelmeniz gerekmektedir.''
Ürdün'ün turizm alanındaki başarılarına da dikkati çeken Gül, ekonomik krize rağmen Türkiye'nin de bu yıl turizm gelirleri açısından ilerleme kaydettiğini söyledi. Bu alanda da ortak çalışmalar yapılabileceğine işaret eden Gül, bunları yapabilmek için bir araya gelmenin önemli olduğunu bildirdi. İşbirliğinin hukuki alt yapısının tamamlandığını dile getiren Gül, her iki ülke tarafından da yatırımların korunduğunu anlattı. Gül, ''Unutmayın ki,
yabancı sermaye güvenli bölgeye gelir.
Güvenli olmayan, kuralları belli olmayan
yerli yabancı ayırımı yapan yerlere insanlar yatırım yapmazlar. Onun için Ürdün Hükümeti serbest piyasa ekonomisini kurallarını uygulamak için büyük bir çaba sarf etmektedir'' diye konuştu.
Ticaretin temelinde güven olduğunu dile getiren Gül, Türkiye'nin ve Ürdün'ün bu açıdan güvenilecek ülkeler olduğunu vurguladı.
Gül, Ürdünlü iş adamlarına da Türkiye'de yatırım yapmaları yönünde çağrıda bulunarak, Türkiye'de yapılacak işlerle tüm Avrupa'ya, Orta Asya'ya ve Rusya'ya ulaşmanın mümkün olacağını belirtti. ''Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur'' atasözünü anımsatan Gül, iş adamlarının sık sık bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti. Gül, bunları yapanların ''kazandığını'', uzak duranlarınsa ''
küçük'' kaldığını dile getirdi. Ülkeler kadar şirketlerin de büyümesinin önemli olduğuna işaret eden Gül, Ürdün'de yürütülen büyük projelerde Türk firmalarının yer almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İş adamlarına, ''Sizler çok çalışın, biz arkanızdayız. Herhangi bir sıkıntıya düşerseniz, gelin bize söyleyin'' diye seslenen Gül, olası problemleri çözmek için uğraşacaklarını kaydetti. Gül, iş adamlarının başarısından gurur duyulacağını dile getirdi.
-''YERİ GELDİĞİNDE GAYET AÇIK KONUŞMASINI BİLİRİZ''-
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında
Filistin meselesine de değinerek, ''Filistin ve
Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin ya da sadece Arapların meselesi değildir. Tabii ki bizim de meselemizdir, tüm Müslümanların meselesidir'' dedi. Bu sözleri alkışlarla desteklenen Gül, şöyle devam etti:
''Türkiye olarak biz, yeri geldiğinde gayet açık konuşmasını biliriz. Yeri geldiğinde de barışın, huzurun temini için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ederiz.
Güvenlik meseleleri hallolmadan, istikrar olmadan ne ekonomi, ne de huzur olur. Bunun için bu bölgedeki en büyük mesele, Filistin meselesidir. Bu mesele, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dünyanın en büyük meselesidir. Dünyanını birçok yerindeki huzursuzlukların da kaynağıdır.
Meselinin çözümü hak ve adaletle olur. Bu konuda Arap Barış Planı bütün Arap ülkelerinin çok cesurca ortaya koydukları bir barış plandır. Kendi toprakları üzerinde yaşayacak bir Filistin devletinin kurulması ve
İsrail'le yan yana barış içerisinde yaşaması... Ümit ederim ki, İsrail hükümeti, bu atılan adımları en iyi şekilde değerlendirir. Çünkü, zaman geçtikçe acılar pekişmektedir, acılar pekişince de problemlerin çözümü zorlaşmaktadır. Akan kanı ve gözyaşını durdurmak gerekir. Bugünlerde ortada bir sükunet gibi gözüküyor ama bunlar aldatıcıdır. Geçmişte de sükunetin olduğu dönemler oldu ve arkasından neler oldu.
Şunu da hem bütün dünyaya, hem İsrail halkına ve hükümetine hatırlatmak isterim; Bugünkü dünya 30-40 sene önceki dünya değil. Burada bir şey olduğunda anında canlı yayınlarla bütün dünyada herkesin evin içine girmektedir. Burada acımasız bir olay varsa artık o dört duvarın arasında veya o boş arazide kalmamaktadır. O acımasızlık, şiddet herkesin evine girmekte ve kalbini direkt olarak etkilemektedir. Onun için haksızlıklara ve adaletsizliklere kimse sessiz kalamaz bugünkü dünyada. Eskiler acılar duyulmadığı için acılar orada kalabiliyordu, ama artık öyle değil. Haksızlık, acımasızlık ve adaletsizlik söz konusu olduğunda Amman'ın da İstanbul'un da Ankara'nın da sokakları tıklım tıklım dolmakta ve tepkiler dile getirilmektedir. Bu sessizlikten istifade ederek çözüm için uğraşmak gerekir. Bunun için de İsrail'in bu politikalarını gözden geçirmesi gerekir.''
Gazze'deki kuşatmanın ve İsrail'in yeni yerleşim birimleri kurmasının ''kabul edilemeyeceğini'' vurgulayan Gül, bu konuların barışçı bir şekilde halledilmesi gerektiğini söyledi.