Örnek ülke, örnek cumhurbaşkanı
Independent ,''Laikliğin ve
İslam'ın kavşağında bir cumhurbaşkanı'' diyor. Ve bu kavşakta
Abdullah Gül'e ve
Türkiye'ye bahşettiği büyük bir görev var.
Independent,
modern devlet anlayışı ve
demokrasinin İslam'la birlikte yaşayabileceğini göstermek için Abdullah Gül'ün eline bir fırsat geçtiğini yazıyor.
Üstelik, sadece Türkiye'nin değil, çok daha geniş bir coğrafyanın geleceğini ilgilendiren bir fırsat. ''Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne nihai üyeliğinde aranacak bir önşart, İslam ve demokrasinin birlikte yürüdüğünü göstermek olacak.''
Independent'ın ifadesiyle, birçok ülke açısından bu yüzyılın en çetin sınavlarından biri bu. Ve Türkiye, diyor
gazete, bu ülkelere bir örnek oluşturacak.
Independent'a göre Türkiye'nin son aylarda geçirdiği fırtınalı dönem bundan daha iyi sonuçlanamazdı, çünkü siyasi
sistem işledi, demokratik seçimler ve meclis iradesi son kararı verdi.
Gazete, ordunun müdahale edeceği korkularının boş çıkmasından memnun. ''Peki
Türk Silahlı Kuvvetleri neden mesafesini korumuş olabilir?'' diye soruyor Independent. ''
Avrupa Birliği sürecini sekteye uğratmamak için mi?''
Ordu neden müdahale etmedi?
Independent'a göre nedeni bu olamaz. Çünkü Türkiye'de ordunun Avrupa Birliği üyeliğini zaten desteklemediğini düşünüyor gazete.
''Öyleyse Abdullah Gül'ün verdiği güvenceler mi etkili oldu? Yoksa Türk demokrasisi sivillerin yerlerinde güvende olduğu olgunluğa erişti mi artık?''
Independent, ''Bu soruların ardında yatan gerçek ne olursa olsun, tarihi bir olay'' diyor. ''Türkiye, İslamcı geçmişi olan bir siyasetçiyi, devlet başkanı yaptı.''
Abdullah Gül'ü ''sağlam bir sicile sahip kozmopolit bir siyasetçi'' diye tanımlayan Independent, ''bu
erken aşamada Gül'ün verdiği sinyaller olumlu'' diye yazıyor.
Şok dalgaları
Daily
Telegraph gazetesi de bu sabahki baş yazısında, ''Gül'e bir fırsat verin'' diye çağrıda bulunuyor.
Daily Telegraph, ''Gül'ün seçileceği önceden belli olmuştu ama gene de Türkiye'nin laik yerleşik düzeninde dünkü
oylama şok dalgaları yarattı'' diyor.
Son 60 yılda Türkiye'de ordunun dört hükümet devirdiğini yazan Daily Telegraph, Genel Kurmay Başkanı
Yaşar Büyükanıt'ın evvelki yayınladığı ve Türk halkını şer odakları ve sinsi planlar hakkında uyardığı internet duyurusunu hatırlatıyor.
Gazete, yeni bir
darbe olasılığından duyulan kaygıların boş olmadığını, fakat Türk Silahlı Kuvvetleri'nin müdahalesi durumunda, bunun çılgınca ve gereksiz bir karar olacağını yazıyor.
''Abdullah Gül'ün eşi başörtüsü takarak laik kanadın hassasiyetlerine dokunuyor olabilir ama'' diyor Daily Telegraph, ''Türkiye'nin eski dışişleri bakanı ülkesini
İran usülü bir teokrasiye dönüştürmek niyetinde değil.''
Gül'ü ''ılımlı bir İslmacı ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik çabalarının mimarı'' olarak tanıtan gazete, yeni cumhurbaşkanının Batı ile bir sürtüşmenin değil, yakın bağların peşinde olduğunu belirtiyor.
Brüksel tutumunu değiştirmeli
Bu noktada Daily Telegraph'ın Brüksel'e gönderdiği bir
eleştiri, ve bir uyarı var.
Abdullah Gül'ün Batılı ülkelerin
Müslüman dünyada desteklemesi gereken siyasetçi
tipi olduğunu yazıyor Daily Telegraph. ''Demokratik seçimle işbaşına gelmiş İslami bir lider.''
Gazete, Türkiye'yle üyelik müzakerelerinde geciktirme taktikleri uygulamakla suçladığı Avrupa Birliği'nin ufkunun dar olduğu inancında.
Askeri müdahalelerin bir ülkenin sorunlarını daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğine iyi bir örneğin General
Pervez Müşerref yönetimi altındaki
Pakistan olduğunu yazan Daily Telegraph, ''Eğer Türkiye'nin kaderi de Pakistan'a benzerse'' diyor, ''Batılı ülkelerin kendi çıkarları da bundan ciddi bir darbe yer.''
Başörtüsü meselesi
Guardian, eski bir İslamcı diye bahsettiği Abdullah Gül ve partisi AKP için şu an Müslüman Demokrat terimini kullanıyor.
''
Cumhurbaşkanlığı köşküne ilk kez
seccade girecek'' diye yazan Guardian, Gül'ün seçilişinin Türkiye'nin cumhuriyet tarihinde belirleyici bir dönüm noktası olduğu inancında.
Gazete, verdiği tarafsızlık sözünü
muhalif kanada iyice vurgulamak amacıyla, Abdullah Gül'ün kuruluşundan beri içinde yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi'nden ayrılmayı planladığının beklendiğini yazıyor.
Guardian'a göre Cumhurbaşkanı Gül'ün ilk önemi sınavı ise yarın.
Abdullah Gül'ün başkomutan sıfatıyla 30
Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına katılacağını yazan Guardian, ''Peki yanına başörtülü eşini de alarak
generallerin öfkesini üzerine çekmeyi göze alacak mı, işte büyük soru bu'' diyor.
''Askere meydan okuyan Türkiye Gül'ü lider seçti''. Financial
Times'daki haberin başlığı bu.
Pragmatik bir lider
Abdullah Gül'ün geçmişteki köklerinin radikal İslamcı politikalara dayandığını yazan
Financial Times, hatta 1980 askeri darbesinden sonra bu nedenle mahkum edildiğini hatırlatıyor.
Ama artık çok sayıda kişinin Abdullah Gül'ü farklı değerlendirdiğine dikkat çeken Financial Times, ''son dört yıldır dışişleri bakanı olarak gösterdiği pragmatikliği'' aynen koruyacağı beklentisinin güçlü olduğunu yazıyor.
Times, ''Yeni İslamcı Cumhurbaşkanı Türkiye'nin laik yasalarını koruma sözü veriyor'' diyor.
Generallerin dünkü töreni boykot ettiklerini yazan gazete, ''yokluğu dikkat çeken bir kişi daha vardı'' diye ekliyor:
Hayrünnisa Gül.
Times, cumhurbaşkanı eşlerinin
yemin töreninde hazır bulunmasına karşın, bu geleneği bozan Hayrünnissa Gül'ün, köşkteki günlerinin en azından ilk aşamasında, gözlerden uzak durmayı yeğleyeceğinin işaretini verdiği kanısında.
Gazete, Abdullah Gül'ün siyasi kişiliğinden kuşku duyan laik kesimin, eşinin taktığı başörtüsüne neredeyse daha da güçlü bir muhalefet gösterdiğini belirtiyor.
Atatürkçü laikliğe ne oldu?
Basın özetimizi, Times'ın dış haber editörünün yorum yazısıyla noktalayalım. Bronwen Maddox'a göre, Abdullah Gül'ün başarısı, ''Türkiye'de demokrasi için bir
zafer, ama Atatürk'ün vizyonundan da kopuş'' anlamına geliyor.
Times yazarı, demokrasi zaferinin Türkiye'nin kentli laik kesime bir darbe indirdiği görüşünde.
''Abdullah Gül'ün temsil ettiği şey, çok sayıda sıradan Türkün siyasette ve ülkenin kurumlarında bugüne kadarkinden daha çok söz sahibi olma arzusu''.
''Ve bu ses'', deniyor yazıda, ''bugüne kadar dışa vurulmamış olsa da, muhafazakar ve İslamcı bir ses''.
''Türkiye'nin politikaları Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı döneminde belki çok az değişecek'' diyor Times'daki yorum yazısı, ''ama gene de Gül'ün bu göreve gelişi Atatürk'ün Türkiye vizyonunda derin bir değişimin işareti.''