Diyarbakır Silvan'da PKK'lı
teröristlerin açtığı ateş sonucu 13 askerin şehit edilmesiyle ilgili yaşanan süreci Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendiren
Gazeteci Yazar Alper Görmüş, saldırının ardından
Kürt siyasetçilerin üzüntülerini belirtmesinin yeterli olmayacağını artık Meclis'e gelmeleri gerektiğini söyledi.
Saldırının, devam etmekte olan barış sürecini baltalamak için yapıldığını ifade eden Alper Görmüş, Başbakan'ın saldırıdan sonra gösterdiği sert tepkiye ise 'normal' dedi.
Alper Görmüş, terörist saldırının yaşandığı dönem ile ilgili önemli tespitlerde bulundu.
13 askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan terörist saldırının maksatlı ve belli bir sonuç üretmek için yapılmış olduğunu ifade eden Görmüş, savaşın devamını isteyen güçlerin
eylemi olduğuna işaret etti.
Alper Görmüş, "Saldırının maksatlı, belli bir sonuç üretmek üzere yapıldığı görülüyor. Türkiye'nin böyle eylemlerin cenneti bir
ülke. Çünkü tarihimizde bol bol bu örneklerden var.
Öcalan'ın devlet yetkilileri ile görüştüğünü biliyoruz.
Çok ciddi bir adım atıldı, barış konseyi diye bir şey ilan edildi ve 15 Temmuz'a kadar ilerleme kaydedilmezse üstü örtülü tehditle karışık gibi bir şeyler düşünülüyordu.
Fakat Öcalan 15 Temmuz gelmeden önce bir açıklama yaptı ve 15 Temmuz'un öneminin kalmadığını çünkü görüşmelerin belli bir aşamaya geldiğini ve bir barış konseyi kurulacağını belirtti.
Bu koşullarda bu eylem çok açık olarak
evet kanıtlanamaz belki ama kamuoyu kanaati bakımından bu süreci dinamitlemek üzere yapıldığı ortada. Kendi liderlerini siyaseten açığa düşürmeyi bile göze alarak, bir barış sürecinin, uzlaşma sürecinin açılmasını istemeyen, savaşın devamını isteyen güçlerin eylemi. Başka türlü yorumlanamaz." dedi.
HÜKÜMETİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREV SOĞUKKANLILIĞINI KORUMASIDIR
Hain saldırının demokratik
açılım sürecine ilişkin etkisini de değerlendiren Alper Görmüş, Kürt siyasetçilerin bu eylem üzerinden siyaset üretmesi konusunda tavır almak zorunda olduğunu ifade etti.
Soğukkanlılığın korumasını isteyen Görmüş, "Bu eylemin sadece kınanması değil, bunun üzerinden bir siyaset üretilmesi konusunda Kürt siyasetçiler bir tavır almak zorunda.
Öte yandan Türk siyaseti, açısından baktığımızda orada da hükümetin üzerine düşen bir görev var. Soğukkanlılığını koruması gerekir hükümetin. Birileri, sizin stratejik olarak belirlediğiniz bir hedefi berhava etmek için bir şey yapıyor.
Siyasetini belirlemiş hükümete düşen görev ise soğukkanlı olmaktır. Çünkü bu siyaset artık sürdürülemez ilan edilirse eylem sahipleri tam da istediklerini elde etmiş olur.
Hükümet burada tabii ki, tepki gösterecek, üzüntüsünü belirtecek, lanet okuyacak ama sonuçta da belirlediği siyasetin başka biri tarafından tam tersi yönde manipüle edilmesi karşısında sakin, sağduyulu davranmak zorunda. Bu da hükümetin sınavıdır." diye konuştu.
SALDIRIDAN SONRA BAŞBAKAN'IN GÖSTERDİĞİ SERT TEPKİ NORMAL
Saldırının ardından Başbakan'ın sert açıklamalarını da yorumlayan Alper Görmüş, açıklamaların normal olduğunu söyledi. Görmüş şu ifadeleri kullandı: "Başbakan'ın açıklamaları normal.
Sonuçta siyasetçiden ve kamuoyunun çok hassas olduğu bir şeyden söz ediyoruz. Bizim gibi sadece yazıp çizen, sırtında yumurta küfesi taşımayan, bunun kolaylığıyla hareket eden insanlar kategorisinde sayamayız o insanları.
Onların bizden çok daha sert tepkiler göstermeleri, anlayış ile karşılanabilir. Burada hiçbir şey görmüyorum. Ama önemli olan belirlenen stratejnin birilerinin eylemiyle değişmesine izin vermemektir."
Gazeteci Yazar Alper Görmüş BDP'lilerin meclise girmemesi ve Aysel Tuğluk'un açıkladığı
demokratik özerklik bildirisi için ise şu yorumu yaptı: "Bu bildiri için sadece üzerinde
tartışma yapılabilir.
Bunun yeri de Meclis'tir ve ancak orada bunu yapmalıyız, konuşmalıyız, tartışmalıyız. Saldırı olayından sonra sadece
kınama ve üzüntü belirtmek yetmez, bu olaya karşı gösterilecek en doğru tepki meclis'e gelmektir. Kürt siyasetçiler bunu yapmalılar."