Ali
Babacan, kabinenin en
genç bakanı. Zor bir coğrafyada,
Dışişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir koltukta. Hazine'nin ardından geçtiği Dışişleri'nde baş döndüren bir trafiğin içinde buldu kendini. Zamanının çoğu
uçakta geçiyor. 100'e yakın
ülkeye gitti, 90'ı aşkın dışişleri bakanı Ankara'ya geldi.
Gürcistan -
Rusya savaşına, AB ile ilişkilere,
Ermenistan-
Azerbaycan müzakerelerine,
Pakistan-
Hindistan gerginliğine kadar bir birinden zor konularda devrede. Üzerindeki yük ağır fakat yüksek tempoya uyum sağlamış gözüküyor.
Telefon rehberi kabarık
Babacan'ın uzun yıllar Amerika'da , çok uluslu şirketlerde çalışmış olması ikili ilişkilerinde başarılı olmasına neden oluyor. Dünyanın önde gelen birçok ülke bakanının cep
telefonları rehberinde. İhtiyaç durumunda doğrudan cep to cep yapabiliyor. Hatta bu direkt
iletişim maçlardan sonra karşılıklı SMS trafiğine bile sahne oluyor. Geçen yaz Türk milli takımının
Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki başarısı sırasında muhataplarından çok sayıda
kutlama SMS'i almış.
5 günde 3 ülke gezdi
Babacan ve yakın çalışma ekibi ile 5 gün içerisinde üç ülke; Azerbaycan,
Belçika ve Finlandiya'ya uçtuk. Bu da
Türkiye'nin 2002'den bu yana ısrarla uygulamaya çalıştığı 'komşularla sıfır problem' ve 'çözüm üreten diplomasi' girişimlerinin bir sonucu olarak görülebilir. Her platformda 'acaba Ali ne diyor?' sorusu soruldu. Babacan ile uçakta, kalın dosyaları okumadığı zamanlarda sohbetler yaptık. Diplomasi ile ilgili olanları zaten yazmıştık. Bunlar da 'bayramlık' olanları.
Bayram gibi yaşamak
Bayramları çocukluğumdan bu yana önemserim. Bayramların kendine göre coşkusu vardır. Büyüklerle bayramlaşma, ziyaretler, her gittiğin yerde özenle yapılmış tatlıların ikram edilmesi, görmediğin insanları bu fırsatla görebilmek önemli. Ama artık bayramlarda fırsat bulamıyorum. Geçen yıl bayramı
Aktütün saldırısı sebebiyle çalışarak geçirdik. Bu yıl da Meksika'dayız.
Kurtar beni Ali!
Bazı bakanlarla da sıklıkla görüşünce kişisel dostluk ve samimiyet de arttı. Artık ön isimlerimizle hitap ediyoruz bir çoğuyla. Londra'da bir uluslar arası toplantıdaydık. Ortadoğulu bakanlardan birisi SMS attı. Kurtar beni Ali! diye. Ben korktum ve hemen aradım. Bakanın cevabı ilginçti. Eşi Türk dizisi izliyormuş ve dizi bitmeden odadan çıkmayı reddediyormuş. Türk dizilerine karşı çok meraklılar. Bir araya gelsek dizilerden bahsettiğimiz de oluyor.
Oğlum Fener stadını görünce Beşiktaş’ı bıraktı
Fenerbahçe'liyim. Önemli maçları izlemeye çalışırım ama fanatikliğim yok. Oğlum
Kerem'i maça görmüştüm 7 yaşındayken. O zamanlar
hasta Beşiktaş'lıydı. Fener stadından, atmosferden çok etkilendi. Fener, o maçta Galatasaray'ı yenince Beşiktaş'ı bırakıp Fenerli oldu.
Oğlum Kerem'e resimli bir
hayvan ansiklopedisi
hediye etmiştim. O kadar merak sardı ki hayvanlarla ilgili her şeyi ezberlemeye başladı. Müzede gördüğü bir iskeletin hangi kemiğe ait olduğunu bile ezbere biliyordu. Her türlü hayvana karşı derin bir merakı vardı. Şimdi hayvanların yerini NBA aldı. Basketbola başladı boyu da bana yetişti.
Kitapları eşim okuyup bana özetliyor
Kitap okumayı çok seviyorum. Ama artık çok vaktim olmuyor. Okumak için alıp koyduğum çok kitabım var yanımda. Özellikle biyografileri okumayı severim. Bazen yalnız kalıp kendimi kitaplara vermek istediğim zamanlar oluyor. Eşim kitap okumayı seviyor, hızlı da okuyabiliyor. Kitapları da okuyup bana özetliyor.
Gün gün...
Günlük tutmuyorum. Ama konuştuğum her cümle, yaptığım her görüşme, gittiğim her yer
bakanlık arşivine giriyor. Geriye dönüp bakarsam gün gün ne yaptığımı söyleyebilirim. Benim yerime günlüğü tutuyorlar yani.
En iyi çalışma ofisi uçak
Çok çalışmayı seven bir yapım var. Bakanlıktayken bile gece 3-4 yaptığım için kıtalara arası uçuşlarda jet-lag olmuyorum. Bir de uçaklar çalışmak için iyi ortamlar. Seyahatlerde de ne bulursam onu yiyorum.
Dinç kalmak ve formumu korumak için özel bir çabam yok.
SiNEMAYA ÇOCUKLAR GÖTÜRÜYOR
Film seyretmeyi çok severdim. Fakat
Dışişleri Bakanlığı'na geçtikten sonra fırsat bulamıyorum. Son bir yıl içerisinde üç filme ancak gittik. Onlar da çocuk filmi. 40’ı çıksın yeter Yani çocuklar beni sinemaya götürüyor artık. İzlemek istediğim çok film oldu ama
vakit kalmıyor maalesef. Seyahat etmeyi severiz. Ailecek hem de. Oğlum Kerem 2 aylıkken uzun
seyahatlere çıktık.
Bebeğin 40'ının çıkması yeterdi. Kutuplara yakın bölgelere, Uzakdoğu'ya,
Yağmur ormanlarına,
Kenya milli parklarına, Alaska’ya,
Malezya’ya gittik. Malezya'dayken Kerem 1,5 yaşındaydı. Ailecek pek
tatil yapamıyoruz ama imkan dahilinde eşimi de götürüyorum seyahatlere.
ÖN iSMiYLE HiTAP , ARACISIZ GÖRÜŞME
Dışişleri Bakanlığı çok yoğun. Bugüne kadar adını bile duymadığımız ülkelere gittik, onlar bize geldi.
Laos Dışişleri Bakanı geldi. Beni ziyarete gelen bakan 15 ayda 100'e yakın. Moritanya'ya,
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ben gitmişim. Siyasi ve
ekonomik getirisi yüksek oluyor bu ziyaretlerin.
Duşanbe'de işadamlarımız 'siz geldikçe işlerimiz açılıyor' demişti. Gerçekten bakan olarak ülke ülke dolaşmak işadamlarımızın önünü açıyor. Bakanlarla sık görüştüğümüz için ilişkilerimiz iyi. Geçen gün Avrupalı bakanlardan birisiyle bir toplantı da karşılaştık. İsimlerini söyleyerek eşini ve çocuklarının durumlarını tek tek sordum. O da eşine anlatmış. Eşi çok duygulanmış. Sonra kendisi de' bu kadar işin arasında çocuklarımı sorman çok hoşuma gitti' dedi.
ADEM YAVUZ ARSLAN - BUGÜN