Kapatılan Fazilet Partisi'nin başörtülü eski milletvekili Merve
Kavakçı'nın, "FP içinde derin bir parti vardı" açıklamasını destekler nitelikle bir açıklama da
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımıcısı Lütfü Esengün'den geldi.
Partisi'nin
Bayburt İl Kongresi'ne katılmak üzere memleketi Erzurum'a gelen SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün,
Merve Kavakçı'nın sözlerine paralel açıklamalarda bulundu. FP'nin içinde derin güçlerle alakalı isimleri tesbit ettiklerini iddia eden Esengün, söz konusu kişilerin isimlerini veremeyeceğini söyledi. Esengün, derin güçlerle alakalı milletvekillerinin isimlerini bir gün tarihin zikredeceğini ifade etti.
Merve Kavakçı'nın, 'Fazilet Partisi(FP) içinde derin parti vardı' yorumuna katılmamanın mümkün olmadığına vurgu yapan SP Genel Başkan Yardımcısı Esengün, "Merve Kavakçı Hanımefendi'nin o yorumuna katılmamak mümkün değil. Ama tabii bunların kim olduğu konusunda da isim vermek mümkün değil. Bizim bildiğimiz, o zaman tahmin ettiğimiz sonraki gelişmelerde gördüğümüz maalesef derin güçlerle alakası olduğunu tahmin ettiğimiz isimler vardı. Biz sonradan fark ettik bu isimleri. 'Kimlerdir' derseniz tarih belki isim olarak zikreder. Merve Hanım'ın söyledikleri tamamen asılsız diyemeyiz." dedi.
ANKARA'DA YARGI VE SİYASET ARASINDA İKTİDAR MÜCADALESİ YAŞANIYOR
Türkiye'nin yeni badirelerden geçtiğini ve Ankara'da yargı, yasama ve yürütme arasında
iktidar kavgası ve mücadelesi yaşandığını söyleyen SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, yaşanan kavganın Türkiye'ye zarar verdiğini dile getirdi. Esengün, 21. yüzyılın başında
demokratikleşme ve
demokrasi yolunda önemli mesafeler alan Türkiye'de
Cumhuriyet rejiminin üç önemli organı arasında iktidar mücadelesinin şık olmadığına dikkat çekti. Yasama- yürütme ve yargı organları arasındaki mücadeleyi milletin ibretle izlediğine değinen Esengün, "Türkiye'de, Ankara'da herşey birbirine karıştı. Kuvvetlar ayrılığı birbirine girişmiş durumda.
Yargıtay Başkanlar Kurulu ve
Danıştay Bildirisi
Anayasa Mahkemesi'ni etkilemeye matuftur. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği kararlardan öte milli iradeye
baskı müdahalesidir. Bir siyasi, bir muhalefet partisi gibi
bildiri yayınlamak yargıya yakışmamakta, yargının hayrına ve ülkenin hayrına değildir. Bugün Türkiye'de kışlanın, askerin, yargının
siyasetin içinden çıkması lazım. Herkesin görevini yapması lazım. Herkes siyasetle uğraşırsa işte yaşadığımız bu
kaos ortamı meydana gelir." diye konuştu.
Cihan