Eski Irak Büyükelçisi Murat Özçelik sessizliğini bozdu

2007-2011 yılları arasında Irak özel temsilciliği ile Bağdat Büyükelçiliği yapan ve çözüm sürecinin altyapısını hazırlayan kadronun içinde yer alan Murat Özçelik,Türkiye'nin dış politikasında son dönemde yaşananlar hakkında Hürriyet gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

Eski Irak Büyükelçisi Murat Özçelik sessizliğini bozdu

2011’de Türkiye’nin ilk Kamu Güvenliği Müsteşarı olarak atanan ancak bu görevi, 6 ay sonra bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile ters düştükleri için bırakan Eski Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, Türkiye'nin dış politikasına dair çok önemli değerlendirmelerde bulundu. Özçelik, Türkiye'nin bölgenin en önemli ülkesi olarak yaşananları seyrettiğini belirterek "Bu bizim hak ettiğimiz bir olay değil." ifadelerini kullandı.

"BAĞDAT’TA HÜKÜMET KURULUYOR, TÜRKİYE SEYREDİYOR"

- Reyhanlı ya da F4 uçağımızın düşürülmesi gibi doğrudan Esad rejiminden kaynaklı olaylara nasıl karşılık verilmeliydi sizce? 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin ordusu hâlâ çok güçlüdür. Başka tür devlet dışı aktörlerle bir şeyler yapmak yerine devlet tepkisi göstereceksiniz. Ordunuz şöyle 10 tane F-16’yı kaldıracak icabında Şam’ın üzerinden bir dolaşacaklar. Sınırda tanklarınızı bir yere doğru süreceksiniz. Halep’te bir durum olduğu zaman NATO’ya döneceksiniz, ‘Arap Ligi’ne değil.

- NATO’ya gidildi ama. 

O süreci bir hatırlayalım isterseniz. Başta ‘NATO olmaz’ dediniz ‘Arap Ligi’ne gittiniz. Sonra olmayınca NATO’ya döndünüz. Böyle ikircikli, sona kalan seçenekten bahsetmiyorum. Yahu Türkiye 2005’ten 2010’a kadar bölgesinde her türlü inisiyatifi alıp, arkasına Batı’yı da toplayabilen, İslam ülkelerini de toplayabilen gerçekten ciddi bir aktördü. Bunu kimse yadsıyamaz. Eğer hükümet o dönemde bunu yapamadı dersem ben yalan söylemiş olurum. Ben neden bugün ıstırap çekiyorum? Ondan sonra yapılan yanlışlar işi felaket noktaya getirdi. Kerry bugün her gün konuşuyor değil mi Davutoğlu ile. Neyi konuşuyor? Efendim, IŞİD’in içinden bilmem neyi koparabilir miyiz. Halbuki Türkiye’nin düzgün aktörlerle ilişki kurulmasında bir etkisi olsun değil mi? Bugün Bağdat’ta hükümet kuruluyor. Kimse ‘Gel şurada pozitif katkına ihtiyacımız var’ demiyor. Üzücü olan taraf bu. Amerika geliyor Kürt bölgesine yardım ediyor, Bağdat’ta yeni başbakanın atanmasına yardımcı oluyor. Biz bölgenin en önemli ülkesi olarak oturmuş ne olduğunu seyreder vaziyete geldik. Bu bizim hak ettiğimiz bir olay değil.

"TÜRKİYE’NİN KÜRT POLİTİKASI IRAK’TA BAŞKA SURİYE’DE BAŞKA"

-Peşmerge’nin PKK da dahil tüm Kürt unsurlarıyla birleştirmesinin Ankara’daki karşılığı nedir? Mahmur Kampı’nda PKK’lı komutanları tebrik eden Barzani görüntüsü Ankara’yı rahatsız etmez mi? 

Ben tabii şu an işin içinde değilim ama katıldığım bazı uluslararası toplantılarda aldığım intiba çerçevesinde bir şey söylemek isterim. Geçenlerde London School of Economics’te bir toplantıya katıldım. Eski çok önemli seyitlerden birinin torunu Haider El Khoei dedi ki; ‘Lütfen saygısızlık ettiğimi zannetmeyin ama güney sınırınıza inen IŞİD’cilere sizin istihbarat elemanlarınızın neredeyse hoş geldiniz yapıp içeriye gönderdiği bir ortamda yeni Şii gençliği sizin ülkenize dair pek iyi hisler beslemez oldu’. Ben size bir Şii’nin hissettiklerini söylüyorum. Hükümet bunları reddediyor, resmi açıklama yapıyor. Tamam. Ama dışarıda algıya baktığınızda hükümetin adeta Irak’ta farklı, Suriye’de farklı bir Kürt politikası var. Sahada yaşananlar Suriye’de daha çok Arabist bir politikayı devreye soktuğunu gösteriyor. Ana ilkeler itibarıyla Türkiye’nin bölgesinde dikta rejimlerinden ıstırap çekmiş insanlara yardım etmesi ve onları demokrasiye doğru teşvik etmesi söz konusuysa, Irak’ta yapmaya çalıştığınızın benzerini PYD tarafında da yaparsınız.

"IŞİD 49 REHİNEYİ MÜZAKERELERLE BIRAKMAZ"

- IŞİD Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’la birlikte 49 Türk rehineyi hakikaten de yürütülen müzakereler sonucunda serbest bırakır mı sizce?  

Mümkün değil. Ben söz konusu olmadığına inanıyorum. Bir defa ABD de hava saldırılarına başladıktan sonra öyle bir yere gelindi ki ben maalesef arkadaşlarımızın oradan müzakere ile çıkarılması imkânının giderek azaldığını görüyorum. Bunu da içim acıyarak söylüyorum.

- Operasyon gerekir mi demek istiyorsunuz?  

Benim kamu güvenliği müsteşarlığım sırasında da başlatılmasını uygun gördüğüm şekilde MİT’in zaman içinde o kapasiteye ulaştığını tahmin ediyorum. Ama tabii en büyük korku öyle bir operasyon başarıya ulaşıncaya kadar o insanların öldürülüp öldürülmeyeceği. Başlangıçta belki daha kolay olabilirdi bunlar. Ama geldiğimiz noktadan itibaren giderek daha zorlaştı. (Derin iç çekiyor) Allah göstermesin son dakikada bir şey patlatmaları gibi şeylerden endişe ediliyor. Eğer hükümet şu anda bir şey yapamıyorsa bu tehdit değerlendirmesi üzerine düşünüyordur sanırım. Bu tür hataları baştan yapmayacak hale gelmemiz lazım.

"DAVUTOĞLU’NUN BAŞBAKAN OLMASI POLİTİKANIN DEVAMINA İŞARETTİR"

- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ismi en güçlü başbakan adayı olarak geçiyor. Davutoğlu’nun başbakan olarak seçilmesi dünyaya nasıl bir mesajdır? 

2011’den beri sürdürülen gelen ve yurtdışında tasvip edilmeyen politikaların devam edeceğine dair bir işarettir. Yurtdışında ‘Aaa ne kadar hoş, yepyeni bir Türkiye olacak ve ne kadar da demokrat olacak’ diye bakmazlar buna.

- Yurtdışı derken Batı’yı mı kastediyorsunuz? 

Batı ve Doğu hepsini kastediyorum. Tabii ki Müslüman Kardeşler çok mutlu olabilir, Hamas da çok mutlu olabilir. Ama bu Mısır’ın, Filistin’in, Ürdün’ün mutlu olacağı anlamına gelmez. Ama gelin biraz optimist bakalım.


<< Önceki Haber Eski Irak Büyükelçisi Murat Özçelik sessizliğini bozdu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER