Canan, yapılan bu değişikliğe bigane kalmanın mevcut baskıcı sistemin ve statükoya
hizmet olacağına dikkat çekti.
Anayasa değişikliğine karşı çıkmak ya da tarafsız kalmanın, bir noktada statükodan yana anlamına geleceği uyarısında bulunan Canan, "Ben 12
Eylül'de '
evet' oylarının 'hayır' oylarından çok daha fazla olmasını dilerim ve öyle olacaktır. Çünkü bu, hem ülkedeki statükonun kırılması hem de Anayasanın daha sonra tümden değişmesi için çok önemli bir başlangıç teşkil edeceğine inanıyorum." dedi.
12 Eylül'de cezaevinde yatan ve türlü işkencelere maruz kalan Esat Canan, iki dönem
CHP'den milletvekili olarak parlamentoda bulundu. Canan, 2007 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek için Genel Kurul'a girmeme kararı alan partisini boykot ederek oylamaya katıldı. Canan, bunun üzerine partisinden
istifa etti.
12 Eylül günü yapılacak
halk oylamasını değerlendiren Esat Canan, üzerinden çeyrek asırdan fazla bir süre geçmesine rağmen, Türkiye'nin askeri anayasadan kurtulamamasının herkesin ayıbı olduğunu ifade etti.
Canan, "12 Eylül'ün üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen bu parlamentoda bulunmuş bütün milletvekillerinin ve siyasi partilerin bir ayıbıdır. Bir
darbe anayasası 30 yıl yürürlükte kalmamalıdır. Ama ne yazık ki Türkiye'de darbe anayasası hala yürürlüktedir. Birçok değişikliklere uğradı ama ruhu hala duruyor." ifadelerini kullandı.
Canan, bugüne kadar yapılan Anayasa değişikliklerinin halkı tatmin etmediğine dikkat çekti. Bu seferki değişikliğin yeterli olmamakla birlikte
sivil bir anayasa adına çok ileri bir
düzenleme olduğunu vurgulayan Canan, "Mevcut değişikliklerin hiç biri kamuoyunu tatmin etmedi. Bu değişiklik ileri bir değişikliktir. Belki yepyeni bir sivil anayasa değil. İktidarın bu konudaki sıkıntılarının olduğunu biliyorum. Türkiye'de sivil bir anayasa çalışması başladığı zaman o statüko güçlerin bundan nemalanan çevrelerin karşı koyacakları belli. Ama elbette ki güçlü bir irade ortaya koyan
iktidar bu şansı her zaman bulabilir. Bu pakette çok önemli değişiklikler var. Özellikle HSYK'nın yapısının değişmesini çok önemsiyorum. Yeni düzenleme ile tarafı davranan
Anayasa Mahkemesi bu kadar rahat olamayacaktır." şeklinde konuştu.
"DEMOKRASİDEN YANA OLAN HERKES HEYECAN DUYMALI"
Esat Canan, yapılan değişiklik karşısında heyecan duyulması gerektiğine işaret ederken, şunları söyledi: "12 Eylül rejiminin mağdurlarından biriyim, o işkenceler maruz kaldım. 12 Eylül anayasasına hayır veren, kendi çevresine verdiren biriyim. Benim köyümden çevremden sözümün geçtiği bölgeden Kenan
Evren anayasasına evet çıkmamıştır. Hükümetin yaptığı değişiklikler şu andaki mevcut durumdan elbette
demokrasi adına çok önemli ve ileri bir adımdır. Elbette heyecan duyar demokrasiden yana olanlar."
"KÜRTLERİN GİTTİĞİ SANDIKTAN HAYIR ÇIKMAZ"
Canan,
sandık başına gidecek hiçbir
Kürt vatandaşın hayır oyu kullanmayacağını kaydetti. Canan, 12 Eylül'den en çok çekmiş
Kürtlerin
referandum günü sandık başına giderken tümünün değişiklikten yana 'evet' oyu kullanacağını söyledi.
Bu konuda en
küçük bir tereddüdünün bulunmadığını ifade eden Canan, şöyle devam etti: "Doğu ve Güney
doğu'daki sandıklardan ne çıkarsa 'evet' çıkacak. Ben hiç bir Kürdün 'hayır' oyu vereceğini zannetmiyorum. Sandık başına giden 'hayır' diyen Kürt olmayacaktır. Çünkü Kürtlerin onuru bunu kaldırmaz."
"DEĞİŞİKLİĞE KARŞI OLMAK, STATÜKO DEVAM ETSİN DEMEKTİR"
Eski
Milletvekili Canan, yapılan bu değişikliğe bigane kalmanın ya da karşı olmanın mevcut baskıcı sistemin ve statükoya hizmet olacağını vurguladı. Esat Canan, bunun için paketin geçmesinin yanı sıra 'evet' oylarının ezici bir çoğunlukla çıkmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Bu durumun,
darbeci zihniyete
ders olması yanında yepyeni bir sivil anayasa değişikliği için önemli bir
psikolojik eşik olacağını ifade eden Canan, "Ben 12 Eylül'de 'evet' oylarının 'hayır' oylarından daha fazla olmasını dilerim ve öyle olacaktır. Umarım çok fazla çıkar. Bu benim dileğimdir. Çünkü 'evet'lerin fazla çıkması Türkiye'deki mevcut statükonun kırılması için çok önemli bir başlangıç teşkil edeceğine inanıyorum. Bu aynı zamanda Anayasa'nın tümden değiştirilerek yepyeni bir anayasanın yapılması için tarihi bir fırsat olacaktır."