24 Temmuz’da yazdığım ve AKP’nin
seçim zaferini kutladığım yazımda DP’nin merkez sağı boş bırakmasının AKP’nin işine yaradığına değinmiş ve bu partide seçim öncesi çıkan ağır kokulu dedikodular için
Anavatan Partisi Genel Başkanı
Erkan Mumcu’yu açıklama yapmaya davet etmiştim.
Cevap geldi, hem de çok ağır ifadelerle geldi. Bugüne dek ortaya atılan ağır ithamlara karşı sessiz kalan
Mehmet Ağar bu
mektuptan sonra da ağzını açmazsa, ben artık DP ve kendisi hakkındaki tüm ithamları kabullendiği sonucuna varacağım.
İşte çok ama çok ağır mektup!
* * *
"Sayın Ülsever,
24 Temmuz tarihli yazınızda; ’Birleşememenin faturasını
Erkan Mumcu’ya çıkarma gayreti yüksektir. Bazı eller töhmeti onun üzerine yıkarak işin içinden sıyrılma gayreti içindedir. Erkan Mumcu’yu bu noktada açıklama yapmaya davet ediyorum’ diyorsunuz.
Neredeyse hiç kimsenin gerçeğin peşinde olmadığı bir dönemde, mesleğinizin yüz akı bir tutum sergiliyorsunuz.
Hatırlayacağınız gibi ben milletvekili
aday listelerinin YSK’ya verilmesinden sonra bir
basın açıklaması ile Sayın Ağar’ı sürecin nasıl ve niçin kesildiğine dair birlikte açıklama yapmaya çağırdım.
Bu çağrım yanıtsız bırakıldı. Ama mürai bir üslup ile ’sürecin işlediği, listelerde Anavatanlı adayların yer aldığı’ yalanı söylenmeye devam edildi.
Ben sustum. Maruz bırakıldığımız sahteciliğe rağmen sustum. Uydurulan tüm yalan,
iftira ve dedikodulara rağmen sustum. Sustum. Çünkü bu sahtecilikte hiç vebali olmayan ve sahada DP’nin başarısı için
emek veren yüz binlerin hukukuna saygımdan sustum.
Ortalıkta konuşup yazanların, anlattıklarına inanmaktan, inandırmaktan bekleyebilecekleri çok menfaatleri vardı. Onlar uydurmaya devam ettiler, ben sustum. Savunma hakkımı kullanmadım.
Şimdi haklarına halel gelmesin diye sustuğum yüz binlerce insan bile neden kaybettiklerine dair insaflı ve akılcı bir izah getirmek yerine, uydurulmuş yalanlarla avunmayı
tercih ediyorlar.
Bir tek şeyi bekliyorum: Mehmet Ağar, şürekası ve basmakalıp uydurmalarla yazıp konuşan herkesle milletin gözü önünde açıkça
hesaplaşmak.
Sözü olanı dinlemek, sorusu olanı
cevaplamak, hesap soracak olana hesap vermek istiyorum. Tek başıma yapacağım bütün açıklamalar ’tek yanlı polemik’ yargısına mahkûm edilecektir.
Ben, yüzüme bakmaya yüzü olanlarla konuşmak istiyorum.
* * *
Uydurduğu yalanların arkasında durabilecek kadar insan olanlarla, ’bunu ben söylüyorum’ diyecek cesareti olanlarla konuşmak istiyorum.
Evet, DP çatısı altında bütünleşme
Türkiye için gerçek bir umut olabilirdi. Bu umudu alışkın oldukları ’sahtecilik’ yöntemleriyle öldürenlerin tarih karşısında hesap verecekleri kesindir.
Ama ben millet önünde hesap verelim diyorum.
Uydurulmuş yiğitlik, kahramanlık efsanelerine inanan kim varsa... Ne söylüyor, ne soruyor, ne biliyorsa... Hodri meydan!
Millet önünde hesap sormaya, hesap vermeye...
Kimse gelmiyorsa ben yine de hazırım.
Dikkat ve duyarlılığınıza teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Erkan MUMCU-Anavatan Partisi Genel Başkanı"
HÜRRİYET