Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'nin geçmişte siyasal,
ekonomik ve sosyal huzursuzluklar nedeniyle gerçekten çok sıkıntı çekmiş bir
ülke olduğunu ifade ederek, ''Geçmişte büyük bedeller ödediğiniz sorunlarımızı el birliği ile birer birer çözüyoruz. 2002 yılından bu yana ülkemiz istikrar içinde, parlak bir geleceğe yürüyoruz. Siyasi istikrarın
doping etkisiyle ekonomik alandaki veriler tarihi rekorlar kırdı ve kırmaya devam ediyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan,
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen
iftar yemeğinde, Emniyet mensupları ile bir araya geldi.
Erdoğan, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, polislerin 163 yıldır, güvenliği, huzuru, esenliği sağlayan,
emniyet teşkilatının mensupları olduğunu söyledi.
Polis teşkilatının tarih boyunca, ülkenin güvenliğini ve birliğini sağlama, milletin huzurunu teminat altına alma konusunda sarsılmaz bir irade ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, polis teşkilatının son yıllarda gerçekleştirdiği açılımlarla, görev alanında standartlarını yükseltme gayreti içinde olduğunu belirtti.
Teşkilatın, kurumsal yapılanmasından imkan ve kabiliyetlerine, operasyonel gücün yeni yöntem ve anlayışlarına kadar, çağa uygun standartlara ulaştığını anlatan Erdoğan, ''Artık Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesine katılan tüm polislerimiz, tabii bunları yeni katılımlarla ilgili söylüyorum, neredeyse hepsi yüksek okul mezunu. Polis teşkilatında üniversite yada yüksek okul mezunu oranı yüzde 73'ü buldu'' dedi.
Hizmet içi eğitim çalışmalarını ve AB'ye uyum süreci çerçevesinde yürütülen projelerle, polisin
hizmet anlayışı ve uygulamalarının fevkalade ileri bir düzeye ulaştığını belirten Erdoğan, Türkiye'de demokratik ortamın gelişmesinde emniyet mensuplarının önemli bir payı olduğuna inandığını ifade etti.
Polislerin, bir yandan fedakarca, can siperane bir şekilde görevlerini yerine getirirken, diğer taraftan adalete, hakka, hukuka azami dikkat gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, bu hassasiyetleri aynı anda yürütmenin bazı zorlukları bulunduğunu bildiklerini söyledi. Erdoğan, ''Ama bu dengeyi sağlamadan, ne ülke ve millet olarak, ne de polis teşkilatı olarak geleceğe ilişkin hedeflerimize ulaşamayacağımız da açıktır. Türkiye güvenliği ile
demokrasi arasında, güvenliği ile hukuk ve adaleti arasında
tercih yapma dönemini çoktan geride bırakmıştır. Türkiye her ikisini birden yaşatabilecek bir seviyeye ve olgunluğa ulaştı'' diye konuştu.
TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARILI PERFORMANS
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Adeta başarılı bir
model ortaya koydu. Öyle ki bu model sadece bizim için geçerli olmaktan çıkarak, benzer durumdaki ülkelere de hamd olsun, örnek hale geldi.
Küresel terörün en demokratik ülkelerde bile bu çerçevede tereddütlere yol açtığı bir dönemde Türkiye'nin ortaya koyduğu başarı, gerçekten takdire şayandır.
Bir çok gelişmiş ülke
terör olayları karşısında şaşkınlık yaşarken, Türkiye evrensel değerlerden ve güvenlik gereklerinden sapmadan, mücadelesini sürdürmektedir. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız bir bütün olarak, güvenlik güçlerimiz, terörlerle mücadelede ulaştıkları tecrübe ve donanımla başarılı bir performans sergilemektedir. Bu süreçte ortaya koyduğunuz cesaret ve gösterdiğiniz
disiplin için hepinizi kutluyorum.''
Terörün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zaman zaman çirkin yüzünü gösterdiğini belirten Erdoğan, terörün kitleler üzerinde korku ve ümitsizlik dalgası oluşturmayı amaçladığını söyledi.
Bugüne kadar pek çok terör eyleminin polislerin çalışkanlığı, dikkati, fedakarlığı ve cesareti sayesinde önlendiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu konudaki hassasiyetimizi her an canlı tutmak, kararlılık ve azmimizi her daim göstermek durumundayız. Sadece terör eylemleri değil,
kapkaç ve organize suçlar başta olmak üzere, pek çok konuda da polisimiz kayda değer başarılar ortaya koymuştur. Yürüttüğü bu fedakar mücadelede,
Hükümet olarak bizler de polisimize, şüphesiz ki daima
destek vermek durumundayız. Bunu şartlarımız elverdiği derecede veriyoruz, vereceğiz. Özlük haklarından tutunuz,
araç-gereç ve buna varıncaya kadar, en iyi şartlarda çalışmaların yürütülmesine varıncaya kadar. Bununla da övünmüyorum peşinen söyleyim, ama bazı gerçekleri de ortaya koymak istiyorum. En düşük polis
maaşı 2002'nin sonunu söylüyorum 662 YTL idi bugün ise bin 776 YTL'dir. Artış oranı yüzde 167. Bu sürede kümülatif enflasyon ise yüzde 65,7. Yani yaklaşık enflasyonun 100 puan üzerinde artış gerçekleştirilmiş.''
Erdoğan, dönemlerinde memurlar içerisinde en yüksek maaş artışını polislere yaptıkları vurgulayarak, bu seviyeleri de yeterli görmediklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, imkanlar geliştikçe polislerin durumlarını daha da iyileştirme gayreti içinde olacaklarını ifade etti.
Özellikle,
doğu ve
güney doğu illerinde çalışan polislerin konut ihtiyacını karşılamak için de bir atılımın içine girdiklerini anlatan Erdoğan, TOKİ'ye konut yaptırmak suretiyle
lojman sıkıntısını giderme gayreti içinde olacaklarını kaydetti.
Şu ana kadar yapımına başlanan 10 bin adet konutun 5 bin 880'inin emniyet teşkilatına teslim edilerek polislerin kullanımına sunulduğunu ifade eden Erdoğan, kalan konutları da peyder pey tespit edeceklerini söyledi.
Emniyet teşkilatını kadro yönünden de güçlendirmek için 2003 yılından bu yana, 52 bin 358
polis alımı yaptıklarını anlatan Erdoğan, kadro ve mevzuat düzenlemelerinin yanında suç ve suçluyla mücadele stratejisinde de köklü değişiklikler yapıldığını ifade etti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu çerçevede, önleyici kolluk hizmetlerine ağırlık verildi. Özellikle
toplum destekli polislik, güvenlik timleri gibi projelerde
asayiş suçlarında hissedilebilir, görülebilir azalma oldu. Bu suçlardan örneğin kapkaçtaki azalma yüzde 63'ü bulmuş durumda. Polisimizin araç-gereç konusundaki eksiklerinin tamamlanması konusunda hep birlikte gereken çabayı gösterdik. Türkiye'nin huzuru, güveni için polislerimizi elde ettikleri başarıdan dolayı kutluyorum.
SORUNLARI EL BİRLİĞİ İLE BİRER BİRER ÇÖZMEK
Türkiye geçmişte siyasal, ekonomik ve sosyal huzursuzluklar nedeniyle gerçekten çok sıkıntı çekmiş bir ülke. İstikrar ve huzur arasındaki ilişki son yıllarda bir kez daha açıkça görülmüştür. Geçmişte büyük bedeller ödediğiniz sorunlarımızı el birliği ile birer birer çözüyoruz. 2002 yılından bu yana ülkemiz istikrar içinde parlak bir geleceğe yürüyoruz. Siyasi istikrarın doping etkisiyle ekonomik alandaki veriler tarihi rekorlar kırdı ve kırmaya devam ediyor. Sosyal, siyasi ve ekonomik alanda yaşanan iyileşmeler, güvenlik ve asayişi olumlu bir şekilde etkiliyor. Bütün bunların etkisiyle Türkiye'nin Avrupa'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Afrika'ya kadar tüm dünyada etkisi ve gücü artı, artıyor.''
Türk milletinin, enerjisi ve imkanlarını en iyi şekilde kullanarak Cumhuriyetin kuruluş hedeflerine kararlılıkla yürüdüğünü ifade eden Erdoğan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyeti,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ortaya koyduğu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak ve yüzüncü kuruluş yıl dönümüne en ideal şekilde ulaştırmak için canla başla çalışmaya devam ettiklerini ve devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, kişi başına düşen gayri safi
yurt içi hasılanın 2002 yılı sonunda 3 bin 330 dolar olduğunu anımsatarak, bu rakamın şimdi 10 bin doları aşmış durumda olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Ükeler zengin oluyor mu olmuyor mu? Bu rakam üzerinden de ispat edilir, belirlenir. Ve 79 senede düşünebiliyor musunuz 230 milyar dolar gayri safi yurt içi hasıla var, ama 4,5 senede biz bunun üzerine 429 milyar dolar ilave ettik. İşte Türkiye'nin bu kısa sürede geldiği nokta burasıdır. Amacımız bu rakamı, kişi başına milli geliri söylüyorum gayri safi yurt içi hasıla olarak 15 bin dolara çıkarmak'' dedi.
Erdoğan, Türkiye geliştikçe ve zenginleştikçe her bir vatandaşın payına düşeni alacağını ifade etti.
Konuşmasında, Emniyet mensuplarına da seslenen Erdoğan, ''Aman ha Emniyet teşkilatının içinde ayrılığa, gayrılığa asla yer olmamalı. Birbirimizi sevmeliyiz, birbirimize güvenmeliyiz. Birbirimizle
dayanışma içinde olmalıyız'' dedi.