Erdoğan, ''Eğer barışın küreselleşmesini sağlayamazsak, şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki o noktadan itibaren
terör küreselleşmeye başlıyor. Şu an onun bedelini ödüyoruz'' dedi.
''2. Türk-Arap
Ekonomi Forumu''nda konuşan
Başbakan Erdoğan, forumun düzenlenmesinde büyük desteği geçen Al-Iktissad Wal-Aamal Group ile DEİK'i kutladı.
Erdoğan, bugün sonucunun nereye varacağını kestirmekte zorlanılan ve dünyayı çepeçevre kuşatan bir küreselleşme dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, bilgi teknolojisindeki yeniliklerin, mesafeleri ortadan kaldırarak dünyayı
küçük bir köye dönüştürdüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan, çağdaş yaşamın vazgeçilmezi haline gelen uydu antenleri, cep telefonu ve internetin, dünyanın en ücra köşelerine kadar yayıldığına işaret ederek, devletlerin bu unsurları kullanarak elde ettikleri katma değerin, ekonomilerinin gücünü gösteren en önemli unsur haline geldiğini kaydetti.
Bugün siyasi ve askeri gücün,
ekonomik güçle desteklenmediği ölçüde bir anlam ifade etmediğini dile getiren Erdoğan, sadece varlıklı olmanın artık tek başına yeterli olmadığını söyledi.
Erdoğan, sermayeyi gerektiğinde
ülke dışında verimliliği yüksek alanlara yönlendirmenin, küresel bir
oyuncu olmanın vazgeçilmez şartı haline geldiğini vurgulayarak, devletlerin ekonomik açıdan giderek birbirine daha bağımlı hale gelmelerinin, karşı koyulmaz bir süreç olduğunu ifade etti.
YENİ SÜRECE UYUM
Başbakan Erdoğan, bu yeni sürece iyi uyum sağlayan ülkelerin başarılı olup kazançlı çıkacağını kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:
''Eski
üretim yapısını sürdürmekte direnenlerin, arzuladıkları
kalkınma düzeyini yakalamaları bence artık mümkün değil. Karşılıklı bağımlılığın, aynı zamanda ülkeler arasında geçmişten gelen kimi önyargıların kırılmasına, husumetin yerine işbirliğinin gelişmesine de katkı sağladığını söylüyoruz. Mal,
hizmet,
emek ve sermayenin dolaşımında artık yepyeni bir dönem başlamıştır. Yeni
rekabet koşullarının bütün zorluklarına rağmen, esasında bu süreç, önümüze yeni imkanlar da çıkarmaktadır.
Küreselleşmenin yan etkisi olarak gelişen değerler arası
soğuk savaş dediğim dönemin, bütün olumsuz etkilerini üzerimizde hissederken, bu yeni imkanları fırsata dönüştürmenin aciliyetini özellikle vurgulamak istiyorum. Unutmayalım ki daha çok
alışveriş, daha müreffeh bir dünya demektir. Daha müreffeh bir dünya ise, daha barışçı ve istikrarlı dünya olacaktır.''
Erdoğan, gelişen olayların bunu açıkça ortaya koyduğunu ifade ederek, refaha ulaşıldığında barış ve istikrarın da yakalanacağını bildirdi.
Barış ve istikrar olmadan refaha ulaşmanın mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''O sebeple, refahın, barış ve istikrarın küreselleşmesine katkı sağlayacak her imkanı değerlendirmek durumundayız. Eğer barışın küreselleşmesini sağlayamazsak, şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki o noktadan itibaren terör küreselleşmeye başlıyor. Şu an onun bedelini ödüyoruz. Mal ve hizmet alıp verirken bizleri birbirimize yakınlaştıran ticari ilişkilerin önünü mümkün olduğunca açmalıyız. Küreselleşme çağında,
psikolojik bariyerleri yıkmanın en etkili yolu bana göre budur.''