Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Türkiye olarak şu anda
AB'ne üyelik kararlılığımızı ilk günkü gibi muhafaza ediyoruz. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getiriyor, müktesebata uyum noktasında vazifemizi yapıyoruz. Ancak AB içinde kimi
ülkelerin tamamen iç siyasi saiklerle önümüze çıkardığı engeller, açıkçası bu noktada bizimde milletimizinde şevkini heyecanını
hedef alıyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Sheraton Otel'de düzenlenen
Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği 2011 Yılı Genel Kurulu ve Gençlik Komitesi Toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği Genel Kurulu ve Gençlik Komitesi Toplantısına başarılar diledi.
''Biz, 3
Ekim 2005'te AB ile
katılım müzakarelerine, Kopenag kriterlerini karşılamış bir ülke olarak başladık'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''2005 yılı sonundan itibaren bir yandan müzakereleri yürüttük, bir yandan da reformlarımızı kararlılıkla gerçekleştirdik. Türkiye olarak şu anda AB'ne üyelik kararlılığımızı ilk günkü gibi muhafaza ediyoruz. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getiriyor, müktesebata uyum noktasında vazifemizi yapıyoruz. Ancak AB içinde, kimi ülkelerin tamamen iç siyasi saiklerle önümüze çıkardığı engeller, açıkçası bu noktada bizimde milletimizin de şevkini heyecanını hedef alıyor. Her zaman ifade ettiğim bir husus var. Türkiye'nin, AB üyeliğinden kazançlı çıkacak olan sadece Türkiye değildir. AB'de en az Türkiye kadar bundan kazançlı çıkacaktır. İleri görüşlülükten, vizyondan uzak kimi politikacıların Türkiye önüne koydukları engeller, esasen Türkiye'ye değil, bizzat Avrupa ruhuna zarar veriyor.''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, ''Belli ülkeler, belli halklar için demokrasiyi
erken görmek, Avrupa değerleri ile asla bağdaşmaz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Shearaton Otel'de düzenlenen Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği 2011 Yılı Genel Kurulu ve Gençlik Komitesi Toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.
''Biz Avrupa'nın kendi ilkelerine, kendi temellerini oluşturan evrensel değerlere ahde
vefa göstermesini bekliyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Avrupa'nın özellikle de kendi vatandaşlarına hak gördüğü değerleri tüm insanlık için bir hak olarak gördüğüne inanıyoruz. Ne yazık ki
Tunus,
Mısır,
Yemen,
Bahreyn,
Libya ve
Suriye konusunda, Avrupa o evrensel değerleri öne çıkaran, demokrasiyi yücelten bir tavır takınmaktan kaçınmış, tepki koymakta çok geç kalmıştır. Belli ülkeler, belli halklar için demokrasiyi erken görmek, Avrupa değerleri ile asla bağdaşmaz.
Kuzey Afrika'da binlerce yıllık şehirlerin yıkılışını, yağmalanışını, tahribatını izlemek Avrupa ruhuyla asla bağdaşmaz. Hele hele bir
takım çıkarlar, bir takım
ekonomik kaygılarla hareket etmek bu ülkelerde insan unsurunu değil, petrol kuyularını görmek eminim ki Avrupa halkının da vicdanını yaralayan bir
siyaset tarzı olmuştur. Moğollar tarafından Bağdat'ın, Basra'nın kütüphaneleri yakıldığında orada sadece bu şehirler değil, insanlığın ortak birikimi kül oldu. İskenderiye'nin kütüphaneleri yakıldığında, Roma yakıldığında şehirlerle birlikte
medeniyet birikimi yok oldu. Avrupa'nın ortasında Saraybosna'nın kütüphanesi yanarken orada sadece kitaplar değil, vicdanlar, değerler, ilkeler de yandı ve kül oldu.''
Bugün aynı şekilde şehirlerin yanmasına, şehirlerde canların ve kitapların insanlığın ve insanlık birikiminin yanmasına
seyirci kalınamayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''İşte onun için diyorum ki yerelden başlayarak, demokrasiyi yeniden güçlendirelim. Yerelden başlayarak, ırkçılığa, ayrımcılığa karşı daha güçlü bir mücadele verelim. Yerelden başlayarak, teröre karşı ortak bir tavır takınalım. Yine yerelden şehirlerimizden başlayarak ortak bir medeniyeti, medeniyetlerin ittifakını yeniden tesis edelim. Şehirlerimiz bunu başarabilir, tarih boyunca bunu başardık. Bugün bunu yine başarabiliriz.''