İşte Erdoğan’ın sorulara verdiği yanıtlar: Dün (önceki gün) Ankara’da çok hararetli bir görüşme trafiği vardı. Genelkurmay’a gittiniz, ardından MİT Müsteşarı’yla görüştünüz. Konu herhalde K. Irak’tı. Medya bu trafiğin sırrını çözemedi? * G. Kurmay’a bir iade-i ziyaret gerçekleştirdim. 4-5 gün önceden belirlenmiş bir ziyaretti. Aramızda bu durum değerlendirmesi yaptık tabii. MİT Müsteşarı ile görüşmeniz? * O haftalık rutin görüşme. Bazen Çarşamba, bazen Perşembeleri görüşüyoruz. Yani olağan bir görüşme trafiğiydi tümü? * Görüşmeler olağandı ama hareketli günler yaşıyoruz tabii. Bazı gazetelere, dünkü görüşmede komutanların K.Irak’a girelim taleplerini yinelediği yazıldı. * Bu kadar hassas konularda, takdir edersiniz tüm bilgileri medyayla paylaşamayız. Ama şunu söyleyebilirim. Biz gereken tüm diplomatik girişimleri yapıyoruz. Irak Başbakanı Maliki’yi davet ettik. Ne zaman geleceği önümüzdeki günlerde belli olacak. Onunla görüşmemiz önemli. Bizim muhatabımız, Irak’ın merkezi hükümeti tabii ki. Maliki’yle görüşmeden sonuç çıkacağını umut ediyor musunuz? * Biz gereken tüm adımları atıyoruz. Sonradan “Şunu şunu yapmadınız'' denmesin diye. Hani iç hukuk yollarının tüketilmesi derler ya. Onun gibi bir şey. Bütün kapıları teker teker zorluyoruz. Maliki’yle görüşeceğiz. ABD Büyükelçisi ile görüşüldü. Kendisine gereken şeyler söylendi. Şimdi Washington’dan cevap bekliyoruz. Ondan sonra ben Başkan Bush’u arayacağım. Daha sonra da çıkacak sonuca göre atmamız gereken adımlar konusunda kararlarımızı alıp harekete geçeriz. Köşk seçiminin yine bloke olma riski var Batman’da seçmenlerinizinden “367 vekile yetecek kadar oy'' istediniz. Bu sayı olmazsa “Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine kriz çıkabilir'' anlamına gelecek ifadeleriniz oldu. * Onu şunun için söyledim: Biliyorsunuz siyasetin aritmetiği bozuldu. Merhum Özal, Sayın Demirel ve Sayın Sezer üçte iki çoğunluğun altında oylarla seçildiler. Ve bu tartışmaların hiçbiri o zaman olmadı. Bu şartların hiçbiri o zaman dayatılmadı. Sayın Abdullah Gül, en fazla oyu almasına rağmen seçilemedi. Çünkü, Anayasa Mahkemesi yeni bir Anayasal durum meydana getirdi. 184 olan toplantı yeter sayısı artık 367. Olay tamamen Anayasal şartların dışına çıkartıldı. Şartlar zorlandı, Anayasa ve yasalar üzerinde mühendislik teorileri üretildi. Buna biz de şaştık, halk da şaştı kaldı. Meydanlarda buna olan tepkiyi siz de gördünüz. Batman’da gördünüz, Erzincan’da gördünüz. 22 Temmuz seçiminden sonra diyelim ki biz 350 veya 320 milletvekili aldık. Uzlaşmak için bir isim önersek muhalefette kalanlar “O isim olmayacak'' diye dayatırsa biz onların dediğine mi razı olacağız? Peki 22 Temmuz’dan sonra yine kriz mi çıkacak? * Hayır onu demiyorum. 22 Temmuz’dan sonra nasıl bir tablo ortaya çıkacak onu da bilmiyorum. Ama bugün yaşadıklarımızdan çıkararak bu tahmini söylüyorum. Yani uzlaşma umudu yine mi yok? * Hayır yok değil. Tabii ki var. Biz uzlaşma ararız. Geçen defa uzlaşma aramadınız? * Hayır öyle değil, aramamıza fırsat bırakılmadı. Uzlaşmanın önünü anamuhalefet lideri baştan kesti. Daha ortada aday yokken, benim adımı ortaya atıp olamayacağımı söyledi. Hatta çıkıp, “Erdoğan vazgeçsin, Türkiye’yi dolaşıp ülkenin menfaati için vazgeçti diye halka anlatacağım'' dedi. Sanki bana iane veriyor. 367’yi bulamazsanız, Cumhurbaşkanlığı seçiminin bloke olma riski var mı? * Bu risk var. Ak Parti’nin belirleyeceği adaya karşı çıkılırsa, bu risk var. Biz, birden fazla aday belirleyip, muhalefete seçenek sunmak zorunda da değiliz. Uzlaşma ararız ama bu risk de var tabii. Peki 22 Temmuz’dan sonra Çankaya seçimi bloke olursa, 2-3 ay sonra milletin önüne yine seçim sandığı konur mu? * Bir durun bakalım 22 Temmuz’u görelim.