Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kollarınca The Marmara Oteli'nde düzenlenen ''Avrupa'nın Gençleri İstanbul'da Buluşuyor'' toplantısında yaptığı konuşmada, buluşma ruhuna uygun en anlamlı şehir olan İstanbul'da bir araya gelindiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, insanoğlunun tarihi gelişmesinde pay sahibi olan Avrupa kıtasının gençlerinin, İstanbul gibi farklı medeniyetlerin asırlar boyu dostça yaşadığı 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nde buluşmasının çok anlamlı olduğunu ifade ederek, gençlerin, ''dostluğu, barışı, sevgiyi ve güzelliği konuşmak, kültürler arası yakınlaşmak'' için toplandıklarını ifade etti. Gençlerin taptaze umutlara, büyük bir enerji ve güzel hayallere sahip olduğunu belirten Erdoğan, dünyanın gençlerin bu dinamizminden ve ideallerinden çok büyük kazançları olabileceğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, insanların hayatın her döneminde gerçeği aradığını, hayatın gayesinin de ''insanlığa hayırlı hizmetler yapmak'' olduğunu ifade ederek, insanların bu gerçeği arayışında gençliğinde olduğu kadar arzulu ve heyecanlı olamayacağını söyledi. -GENÇLERE TAVSİYELER- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Genç kardeşlerime bir büyüğünüz olarak küçük bir tavsiyemi dile getirmek istiyorum. Şartlar ne olursa olsun, kendiniz için, dünya için, insanlık için kurduğunuz o güzel hayalleri asla kaybetmeyin. İdeallerinizden asla vazgeçmeyin. İdeallerini yitirenler unutmayın ki benliğini de yitirirler. İdeallerinizi, hayallerinizi, akıl, tecrübe ve bilim süzgecinden geçirerek dünyanın gerçeklerini iyi izleyerek hayata geçirmeye çalışın. Azminizi, inancınızı, heyecanınızı hiç kaybetmeyin. Hayatın bir kuralı var. Zaman bazı şeyleri elimizden alıyor. Daha sonraki dönemlerimizde gençliğimizde olduğumuz kadar dinamik, enerjik ve canlı olamıyoruz. Ancak bu fiziki gerçeğe eğer iç dünyalarımızda genç kalarak direnebiliyorsak o zaman ideallerimizi, heyecanlarımızı diri tutmaya devam ediyoruz. Bu gençliğe, tazeliğe genç kalmayı başarabilen akıllara ve ruhlara insanlığın ihtiyacı olduğunu unutmayalım.'' Erdoğan, bu toplantıda, bu ruhu, enerji ve dinamizmi görmenin gelecek adına kendisine büyük umut verdiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün benzer bir buluşmanın Berlin ve Roma'da olduğunu, bu nedenle buradaki katılımın düşük kaldığını da belirterek, böyle bir örtüşme yaşanmasaydı daha büyük ölçüde bir arada olma imkanı yakalanmasını arzu ettiğini ifade etti. Buradan bir mesaj çıkacağını da ifade eden Erdoğan, ''Sizlerin ortaya koyduğu bu dostluk toplantısı, dünyanın geleceğinin bugünlerden çok daha mutlu, aydınlık ve güzel olacağına dair hepimize umut veriyor. Buradan dünyaya verdiğimiz mesajın, sessiz dünya çoğunluğu tarafından mutlulukla karşılanacağına şüphem yok. İnsan aslının, bilimin imkanlarının, maddi ve manevi kaynaklarının barış ve adalet lehine kullanılması, sessiz dünya çoğunluğunun en büyük arzusu ve beklentisidir'' diye konuştu. Farklı kültür ve medeniyetlerin buluştuğu, birbirini zenginleştirdiği bir zemin olarak görülen Avrupa'ya büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Erdoğan, burada insanlığın geri kalanına karşı özellikle gençlerin duyması gereken sorumluluklar bulunduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan, ''Zira büyük romancı Dostoyoveski'nin dediği gibi, her insan her şey karşısında gerçeklerden sorumludur. Sorumluluk duygusuyla dünyanın aklı, vicdanı olmalısınız'' diye konuştu. Erdoğan, farklı dillerden, dinlerden ve kültürlerden olmalarına karşın herkesin aynı zamanda çok önemli asgari müştereklere sahip olduğunu belirterek, asgari müştereğin de ''Avrupalılık'' olduğunu ifade etti. Stratejik özellikleri, güç dengeleri, ülkeler arası menfaat ilişkileri ve ekonomik ortaklıklarıyla farklı Avrupalı tanımları yapıldığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Tarihi inanışlarıyla askeri ve siyasi boyutlarıyla birden çok Avrupa tanımı yapılabilir. Ama bana sorarsanız, ben Avrupalı olmayı ideallerden yola çıkarak tarif etmek isterim. Bana göre Avrupalı olmak, insanlığa yeni ufuklar açmak, dünyaya, hayata, barışa katkı sağlayacak yeni fikirler üretmek demek olmalıdır. Benim inandığım, inanmak istediğim, inanmakta ısrar ettiğim ve ülkem adına umut ettiğim Avrupalılık, bir coğrafyaya ait olmaktan ziyade bir idealdir.'' -''TÜRKİYE, İKİ KITANIN ÜLKESİ''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB çalışmalarına bakıldığında, Avrupa kıtasından olmayan ülkelerin de birliğe kabul edildiğine dikkat çekerek, ilk önce coğrafi bir birlikten bahsedildiğini söyledi. Türkiye'nin ilk başta coğrafi nedenlerle dışlandığını anlatan Erdoğan, ''Halbuki Türkiye, bir kıtanın değil, iki kıtanın ülkesidir. Hem Avrupa, hem Asya'nın... Şu anda sizler Avrupa'dasınız. Buradan Boğaz'ın öbür yakasına baktığınız zaman Asya'yı seyrediyorsunuz. Türkiye'nin bu özellikleri var, ama bu tutmadı. Yeni bir tanım getirmek durumunda kaldılar'' dedi. Erdoğan, bu yeni tanımda acı olan tarafın, ''AB temellerinin Hristiyanlığa dayandırılmak istenmesi olduğunu'' dile getirerek, ''AB anayasasına, Avrupa'nın kökeninin Hristiyanlık olduğunu koymak gibi bir yanlışın içine düştüler. Çok ciddi tartışmalarımız oldu. Halbuki Avrupa kıtasının içinde üye ülkeleri içinde Hristiyanlar olduğu gibi Müslümanlar, Museviler, dinsizler de var vesaire vesaire... O zaman böyle bir AB'yi Hristiyan kulübü olarak görmek yanlıştır dendi'' diye konuştu. -''MEDENİYETLER ARASI İTTİFAKI SAVUNUYORUZ''- Başbakan Erdoğan, sonuçta Avrupa anayasasına bu ifadenin girmediğini hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Çünkü bu büyük bir yanlış olacaktı. Çünkü bununla dinler arası tarihte yaşanan savaşlar, adeta bir tohum ekme olabilirdi. Nitekim şu anda medeniyetler arası çatışmayı savunanlar var. Ama biz buna karşı medeniyetler arası ittifakı savunuyoruz. Onun için de İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın riyasetinde eş başkanlar olarak Zapatero ile medeniyetler ittifakının başını çekmeye başladık ve bunu AB üyesi ülkelere yaydığımız gibi dünyanın diğer ülkelerine de yaymaya başladık. Şu anda çalışmalar bitti. Sonuç bildirgeleri deklare edildi. Şimdi sekretarya kurma çalışmaları BM himayesinde devam ediyor. Bunlar da tamamlandığında artık bunu BM Genel Sekreterliği yürütmeye devam edecek. Bizler de elimizden gelen desteği vermeyi sürdüreceğiz.'' AA