Erdoğan'dan 'barışı derinleştirelim' çağrısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Madrid'den dünyaya barışı derinleştirelim çağrısı yaptı.

Erdoğan'dan 'barışı derinleştirelim' çağrısı

Medeniyetler İttifakı 1. Forumu, İspanya'nın başkenti Madrid'te başladı. Madrid Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen forumun açılışında, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriquez Zapatero, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampio birer konuşma yaptılar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''sermaye, bilgi ve değerlerin hızla küreselleştiği dünyada, maalesef nefret, korku ve hoşgörüsüzlüğün de küreselleştiğini'' belirterek, ''Bu süreçte toplumların birbirini daha iyi tanıması, yanlış anlamaların artık ortadan kalkması beklenirken, önyargı ve çatışmaların derinleşmesi gibi bir tehditle karşı karşıya bulunuyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, İspanya'da düzenlenen Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nun açılışında bir konuşma yaptı. 2005 yılında BM Genel Sekreterinin himayesinde İspanya ve Türkiye'nin başlattığı Medeniyetler İttifakı girişimin anlamlı kilometre taşlarından birine daha ulaşmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, foruma ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'ya ve ''ittifaka sahip çıkan ve her safhasında girişimi yönlendiren'' BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'a teşekkür etti. 2 yıl gibi kısa sürede girişimin belirli bir olgunluğa ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, ittifakın, gün geçtikçe geliştiğini, 80 ülke ve uluslararası örgütü bünyesinde barındıran Dostlar Grubunun, girişimin evrenselliğinin bir göstergesi olduğunu dile getirdi. Forumun, yakın geçmişte kaydedilen önemli gelişmeleri değerlendirmek hem de gelecek döneme ilişkin işbirliğini pekiştirmek bakımından önemli bir imkan sağlayacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sermaye, bilgi ve değerlerin hızla küreselleştiği dünyamızda maalesef nefret, korku ve hoşgörüsüzlük de küreselleşiyor. Bu süreçte toplumların birbirini daha iyi tanıması, yanlış anlamaların artık ortadan kalkması beklenirken, önyargı ve çatışmaların derinleşmesi gibi bir tehditle karşı karşıya bulunuyoruz. Oysa bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olduğu dünyamızda, kültürler ve dinler arasındaki mesafenin de daralması beklenmeli diye düşünüyoruz. Ancak çok çeşitli sebeplerden dolayı bu mesafenin daralmadığını, tersine daha da açıldığını gözlemliyoruz. Dünya birbirine yaklaşırken ne yazık ki huzur ve barış aynı ölçüde sağlanamıyor. Bugün üzülerek söylüyoruz ki insanlığın müşterek değerleri yerine ayrılıklar ön plana çıkarılıyor. Ayrılıkların yol açtığı bir kör fanatizm dünyanın bir bölgesini acılar içinde bırakırken, başka bölgelerde toplumlar en azından şimdilik refah içinde yaşıyor. Fanatizm, bana göre hayat hakkını sadece kendimizde görmek, bu hakkı başkalarından esirgemek ve farklılıkların özgürce kendilerini dile getirmelerine fırsat vermemektir. Dünyanın hangi ülkesinde, hangi inanç dairesine mensup olursa olsun dünyaya söyleyecek sözü olan herkes, fanatizmle mücadele etmek durumundadır. Çünkü hepimiz sadece kendimizden değil, herkesten, her canlının hukukundan sorumluyuz. Eğer biz sorumluluk mevkiinde bulunuyorsak, bütün içtenliğimizle, barışın, kardeşliğin, hukuk ve adaletin savunucuları olmak zorundayız.'' TÜRKİYE, MEDENİYETLER ÇATIŞMASI TEZİNE BAŞLI BAŞINA BİR CEVAPTIR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Medeniyetler Çatışması tezine karşı başlı başına bir cevap olduğunu söyledi. Erdoğan, Medeniyler İttifakı'nın 1. Forum Toplantısı'na katıldı. Forum açılışında İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriquez Zapatero, Başbakan Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon konuştu. İspanya Başbakan Zapatero, foruma ev sahipliği yapmaktan memnun olduğunu söyledi. Zapatero, "İttifak, medeniyetlerarası diyalogtan fazladır. Hareket ve girişim bildirgesidir. Hoşgörüsüzlüğe karşı bir hareket, aşırılığa karşı bir ittifaktır." dedi. Başbakan Erdoğan, 2005 yılında BM Genel Sekreterliği himayesinde başlayan Medeniyetler İttifakı projesinde bu forumun "anlamlı bir kilometre taşı" olduğunu söyledi. İki yıl içinde Medeniyetler İttifakı'nın belirli bir olduğa eriştiğini kaydeden Erdoğan, "80 ülke ve uluslararası örgütü dostlar grubunda barındırarak evrenselliğini ortaya koymuştur." dedi. Başbakan Erdoğan, bilgiye kolay bir şekilde ulaşalabilmesine rağmen "önyargı ve çatışmanın derinleşmesi ile karşı karşıya" olduklarını söyledi. Medeniyetler İttifakı'nın barış içinde yaşayan bir dünyayı inşaa etmek için oluşturulduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Medeniyetler İttifakı, küresel bir soruna verdiğimiz küresel bir cevaptır." dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin hem İslam Konferansı Teşkilatı'na üye hem NATO'ya üye hem de Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde olan "tek ülke" olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bu özellikleri ile Türkiye, Medeniyetler Çatışması tezine başlı başına bir cevaptır." dedi. Türkiye'nin AB sürecinin yakından takip edildiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin AB'den özel bir kolaylık beklemediğini belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin üyeliğinin Medeniyetler İttifakı'nın olabileceğini de göstereceğini vurguladı. Zapatero ve Erdoğan'ın ardından BM Genel Sekreteri Ki-Moon konuştu. Ki-Moon, Türk ve İspanyol liderlere "güçlü liderlikleri" için teşekkür etti. Koreli genel sekreter, Medeniyetler İttifakı'nın güçlü bir yürürlükle ele alınması gerektiğini de vurguladı. Yaklaşık 80 ülke ve uluslararası örgütün katıldığı forum, 2 gün sürecek. ''TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİĞİ, MEDENİYETLER İTTİFAKININ MÜMKÜN OLDUĞUNU BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERECEK" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'nin AB'ye üyeliği, Medeniyetler İttifakının mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecek, küresel barış ve refaha eşsiz katkılar sunacaktır'' dedi. Başbakan Erdoğan, Madrid Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sahip olduğu konumla birlikte değindiği unsurlar birleştirilince ayrı bir anlam kazandığını belirtti. Türkiye'nin büyük çoğunluğu Müslüman bir nüfusa sahip, serbest pazar ekonomisini dinamik bir biçimde uygulayan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin hem İslam Konferansı Örgütü'ne hem de NATO'ya üye olan, Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakereleri yürüten bir ülke olduğunu vurguladı. Bu özellikleriyle Türkiye'nin medeniyetler çatışması tezlerine karşı başlı başına bir cevap teşkil ettiğine işaret eden Erdoğan, bu bakımdan Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin geniş kitlelerce yakından takip edilen ve küresel planda derin yansımaları bulunan bir konu olduğunu söyledi. ''AB KARARLILIĞINDAN SAPMA YOK' ''Türkiye'nin AB'ye uyum açısından üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusundaki kararlılığından hiçbir sapma yoktur'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, AB'den hiçbir özel kolaylık ya da muamele beklememektedir. Türkiye'nin AB'ye üyeliği, medeniyetler ittifakının mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecek, küresel barış ve refaha eşsiz katkılar sunacaktır. Böylelikle değişik kültür ve dinler arasında hissedilen kutuplaşmanın olağan değil, bazı kesimlerin tahrikleriyle istenen bir durum olduğu ortaya çıkacaktır. Bu kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsattır. Buradan çağrımız, bu eşsiz fırsatın görülmesi ve değerlendirilmesidir. Zira dini ve kültürel saiklerle Türkiye'nin önüne çıkarılacak her bir engel aydınlığa, uyuma ve hoşgörüye giden yolu kapatan bir duvarın taşları olacaktır.'' ''KÜLTÜR VE İNANÇ TEMELİNDE TEDBİRLER GELİŞTİRİLMELİ'' Başbakan Erdoğan, dünya genelinde farklı kültürler ve inançlar arasında oluşturulmaya çalışılan kutuplaşma ve çatışmanın taşıdığı risklerin, kendilerini bugün kararlı adımlar atmaya mecbur bıraktığına dikkati çekerek, muhtemel risk ve tehditlerin ortadan kaldırılması için kültür ve inanç temelinde bir kısım tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin farklı kültürler ve inançlar arasında uyumu sağlamaya, bu alanda duyarlılığı artırmaya çalıştığını, önyargı ve hoşgörüsüzlükle mücadele etmeye yönelik her girişim ve çabayı desteklediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Burada önemli olan sınırlı imkanları en verimli biçimde kullanmak ve rekabet duygusuyla değil, insanlığa hizmet anlayışıyla hareket etmektir. Bu vesileyle 2 gün önce ziyaret ettiğim Granada ilinde Endülüs mimari mirasının en nadide örneklerini yakından görme fırsatını buldum. Tarihte Endülüs, İbni Rüşd gibi, İbni Firnas gibi, Muhiddin İbni Arabi gibi Batı dünyasının, bilim, felsefe ve kültür birikiminin oluşumuna özellikle katkıda bulunan düşünürlere de ev sahipliği yapmıştır. Muasır bilimlerin öncülerinden olan, ömrünün önemli bölümünü 14. yüzyılda Endülüs'te geçiren ve ölümünün 600. yılı geçtiğimiz yıl İspanya'da geniş biçimde kutlanan İbni Haldun da ortak kültürel mirasımızın bir parçasıdır. Bizim ortak tarihimiz, çatışmalardan öte bir insanlık medeniyeti kurma mücadelesine sahne olmuştur. Bugün Elhamra Sarayı farklılıklarımızın değil, ortak mirasımızın somut bir göstergesidir. Bu ortak mirası, ortak medeniyet mücadelemizi bugün de yaşatmak hepimizin sorumluluğundadır.''
<< Önceki Haber Erdoğan'dan 'barışı derinleştirelim' çağrısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER