Erdoğan,
hayırsever işadamı Ali Rıza
Mete tarafından Bakırköy'de yaptırılan ve
Kızılay'a bağışlanan “Niyazi Mete-Ali Rıza Mete Tıp Merkezi”nin açılışında yaptığı konuşmada, sağlık alanında alacakları çok yol bulunduğunu söyledi.
Daha önceleri
hastanelerde, sokaklarda, bir hastası
ameliyat masasındayken kan bulmak için çırpınan vatandaşların olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunu kendisinin yaşadığını kaydetti.
İstanbul'un en önemli
hastanelerinden birinde kendisine ”
Başbakanım” deyip neredeyse yakasına yapışan vatandaşın olduğunu, bu kişinin “Babam ameliyat masasında. Bana 'kan yok' diyorlar” dediğini aktaran Erdoğan, kendisinin de başhekimi çağırdığını, başta başhekimin telaşlandığını, ancak biraz sonra kanın ortaya çıktığını söyledi.
“Adamına göre muamele. Her yerde bu vatandaş Başbakan mı bulacak?” diyen Erdoğan, bu duyarlılığı bütün insanların yakalaması ve yaşamasının önemli olduğunu kaydetti. Bu kişilerin hastaya, “Bu benim, annem, babam, çocuğum” demesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, bu yapıldığı gün neticenin alınacağını vurguladı.
“SAĞLIKTA OLMAZ” DENİLEN ŞEY
Başbakan Erdoğan, “sağlıkta olmaz” denilen bir şeyi başardıklarını, Bağ-Kur,
Emekli Sandığı ve SSK'yı birleştirdiklerini, Sosyal
Güvenlik Kurumu Kanunu'nu çıkardıklarını hatırlatarak, bu kanunu ayrımcılıkları ortadan kaldırmak için hayata geçirdiklerini bildirdi. Çünkü Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kurlular'ın haklarının farklı farklı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu adaletsizliğin giderilmesi lazımdı. Onun için 'tek
çatı' dedik. Sosyal güvenlik alanında yaptığımız düzenlemeler ile bu ülkede yaşayan her bireyin bir tek kişi bile dışarıda kalmamak şartıyla sağlık hizmetlerinden yararlanmasını güvenceye bağladık. Sosyal güvencesi olan vatandaşımız bugün
tercih zenginliği içinde
tedavisini sürdürüyor. Devlet hastanelerini birleştirdik. Ne dediler, 'Olmaz. Mümkün değil. Bu hayal'. Oldu mu? Oldu.”
Göreve geldiklerinde SSK hastanelerindeki doluluk oranının yüzde 130'lar civarında olduğunu ve doktorların hastalara 6 ay sonrası için gün verdiğini belirten Erdoğan, bunların hep yaşandığını söyledi.
HASTANELERDE YENİ SİSTEM
“Ben bir İstanbul çocuğuyum. Burada doğdum, burada büyüdüm” diyen Erdoğan, İstanbul'un dört bir yanını bildiğini ve buralarda neler olup bittiğinin farkında olduğunu anlattı. Dolaştığı hastanelerin hastane olmaktan öte garip bir durumunun bulunduğunu, hastanelerin koğuş
sistemine göre yapıldığına, koskoca koridorda bir tek
tuvaletin olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bırak tedavi olmayı, sağlam gir hasta çıkarsınız” dedi.
Artık bu sistemin bittiğini, yeni projelerde 1-2 yataklı, içerisinde tuvalet ve banyonun bulunduğu hastanelerin yapıldığını anlatan Erdoğan, “Benim insanım insanca muameleyi sağlık tesislerinde görmezse nerede görecek? Orada öz güveni duyacak. 'Bana değer veriliyor' diyecek. Psikolojik tedavi o kadar önemli ki, hele hele benim hemşirelerimin o güzel yüzünü gördüğü zaman, o müşfik elini gördüğü zaman, doktorun
şefkat dağıtan elini gördüğü zaman bir başka olacak. İnanın daha tedavi başlamadan şifayı bulmuş olur. Bu çok önemli” diye konuştu.
Şimdi hastaların, “Doktorlardan, hemşirelerden
Allah razı olsun” demeye başladığını kaydeden Erdoğan, eksiklerin bulunduğunu, ancak sağlıklı doğumun da 9 ay 10 günde olduğunu söyledi.
Sağlık sisteminde işleri rayına oturtmaya başladıklarını, inançla ve kararlılıkla bu yolda devam ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Sosyal güvencesi olmayanın güvencesi bundan böyl
e devlet olacaktır, devletiniz olacaktır, devletimiz olacaktır. Bunu böyle biliniz. İnşallah bundan böyle hastane kapılarından tek bir insanımız bile geri çevrilmeyecektir. Çevrilmiyor. Rehin kalma devri bitti. Bunları duymak mümkün değil. Zaman zaman tek tük olaylar oluyor. Bunları da abartanlar oluyor. Diyoruz ki, 'Arayın bizi'. Bunları da çözeriz. Niye? Buna inanmış bir hükümet var. Parası yok diye bir hastayı geri çeviremezsin. Alacaksın, müdahaleni yapacaksın. Senin ettiğin yeminin gereği de bu.”
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin yıllarca ihmale uğradığını dile getirerek, şimdi kendilerinin bunu giderdiğini söyledi.
SAĞLIK KENTLERİ PROJESİ
Eskiden Türkiye'de hastane mimarisini bilen mimarın olmadığını, apartmanların hastaneye çevrildiğini vurgulayan Erdoğan,
Sağlık Bakanlığı'ndan yurtdışına ekipler gönderdiklerini, o ekiplerin sağlık mimarisiyle ilgili çalışmalar yaptığını anlattı. Erdoğan, önümüzdeki dönemde İstanbul'da çok önemli hastane yatırımlarının tamamlandığının görüleceğini ifade ederek, bu işin içine sağlık ve
vakıfları da soktuklarını kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi:
“Sağlık Kentleri Projesi'ni başlatıyoruz. Büyük şehirlerden buna giriyoruz. Sağlık Kentleri Projesi ile vatandaşlarımız, Türkiye'de büyük şehirlerde yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik alan içinde
kampüs halinde hastaneler görecekler. Bu hastanelere girdiklerinde bütün sorunlarını çözüme kavuşturacaklar. Bunun çalışmalarını Sağlık Bakanlığı şiddetle ve süratle yürütüyor. Uygulamalarına da süratle
İzmir, İstanbul,
Ankara gibi illerde başlayarak gideceğiz.”
Erdoğan, Kızılay'ın ülkenin büyük çoğunluğunda kan merkezleri ile temayüz ettiğini, kan denince akla Kızılay'ın geldiğini belirterek, Kızılay'ın sıkıntılı bir dönem geçirdiği ve artık atılan yeni adımlar ile gelinen yeni hedeflerle üzerindeki toz bulutunu dağıttığını kaydetti.
“Kızılay adeta yarma hareketi ile dünyaya açıldı” diyen Erdoğan, daha önce Kızılay'a
yardım ederken tereddüt eden insanların artık o tereddütten kurtulmaya başladığını söyledi.
HAYIRSEVERLERE ÇAĞRI
Tıp merkezini yaptıran hayırsever Ali Rıza Mete'ye de teşekkür eden Erdoğan, “Senin kalacak
mirasın bu. Miras para değil, onlar hikaye” dedi.
Bu müessesenin ayakta kaldığı sürece vatandaşların Mete'ye dua edeceğini dile getiren Erdoğan, tüm hayırseverleri okul, sağlık tesisleri yaptırmaya, öğrencilere burs vermeye davet etti.
Erdoğan, kendilerinin vakıf medeniyeti varisleri olduğunu da kaydederek, “Anadolu'nun en ücra köşelerinde bile vakıfları görürsünüz. Vakıflar
halk, millet içindir. Hala onlardan istifade ediyoruz. Onlarla ayaktayız. Hala onlarla bu ülkeye turist çekiyoruz” diye konuştu. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından hayırsever işadamı Ali Rıza Mete'ye teşekkür plaketi sundu.