CHP Genel Başkan Yardımcısı
Umut Oran,
Başbakan Erdoğan'ın YGS'deki iddialara ilişkin açıklamalarını eleştirirken, çok çirkin bir benzetmede bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Engin
Altay ile
Umut Oran, Başbakan Erdoğan'ı "çete reisi"ne benzettiler. CHP Genel Başkan Yardımcıları
Engin Altay ve Umut Oran, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın YGS'deki iddialara ve
sendikalara ilişkin açıklamalarını eleştirirken, çirkin bir benzetmede bulundular. Altay, yazılı açıklamasında, Başbakan Erdoğan'ın "Taksim'de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek, iki bin genci yürütmek problem değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken, biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin genci koyarız" sözlerini "Bir Başbakandan çok çete reisi açıklaması" olarak nitelendirdi. Altay, şunları kaydetti:
"Yapılan açıklama, ülkeyi kaotik bir ortama sürükleyecek tarzdadır. Büyük bir tahriktir, bölücülüktür, ayrımcılıktır, nerede oturduğunu bilm
emektir. Demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan ve insanlıktan birazcık nasiplenen biri bu açıklamaları yapmaz, yapamaz. ÖSYM'de tezgah kuracaksın,
yandaşlarına sınav şifresi vereceksin sonra da kalkıp emeğine, geleceğine sahip çıkan gençlerimizi tehdit edeceksin.
Eğer herhangi bir gencimizin burnu kanarsa, ya da gençlerimiz karşı karşıya gelirse bunun sorumlusu Erdoğan'dır. Böyle bir durumda dünyayı Erdoğan'ın başına yıkarız."
Umut Oran da yazılı açıklamasında, Başbakan Erdoğan'ın sendikalaşma ve
işçiye sağlanan haklar konusunda "doğruyu söylemediğini" ileri sürdü. Türkiye'de 2010 itibarıyla 96 işçi sendikası, 54 kamu işçileri sendikası bulunduğunu belirten Oran, 2000'de yüzde 68,45 olan
sendikalı işçi oranının bugün yüzde 59,88'e indiğini ileri sürdü. Oran, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Başbakan, bugün sokaktaki bir işçiye sorsun 'Ben senin için ne yaptım?' diye. Yanıt şu olacaktır: 'Bol
biber gazı, bol cop.' Başbakan, 1
Mayıs İşçi
Bayramı'nı
tatil günü ilan edilmesini kendi hanesine sayıyorsa hata eder.
1 Mayıs Emekçi Bayramı, CHP sayesinde bayram ilan edilmiştir. CHP ve DİSK bunun bedelini daha 1977'de ve 12
Eylül darbesinde ödemiştir. AKP sendikalar için bazı şeyler yaptı. AKP iktidarı, kendisine itaatkar sendikalar yaratmaya çalıştı. Yandaş sendika ve federasyonlara üye kaydetmek için işçiler ve diğer sendikalar üzerinde
baskı kurdu. Şimdi de bunları milletvekili yaparak ödüllendiriyor. Emek dünyasının en önemli kuruluşları olan işçi ve memur sendikaları, iktidara yakın olan ve olmayan sendikalar olarak ayrıştırılmıştır."