AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Ben burada söz veriyorum; sayın
Baykal, sayın Bahçeli, diğerlerini konuşmaya gerek yok. Şunu söylüyorum; Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben
siyaseti bırakmaya hazırım'' dedi.
Erdoğan, ''Şu anda bir
Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için çalışma yapılıyor. Bununla da kalmıyor, üniversite bünyesinde bir
Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için de çalışmalar sürdürülüyor. Şu anda sadece İngiltere'de Oxfort
Üniversitesinde böyle bir bölüm var. Artık
Mardin'de de olacak, ardından
Arapça,
Farsça gelecek'' diye konuştu.
İşsizlik konusuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakınız işsizlik
Türkiye'de AK Parti
iktidarının dönemi midir? Biz göreve geldik, Türkiye'de
işsizlik oranı 10.7 idi. Şimdi ABD'den gelen bu dalga tabiki bizi de biraz rahatsız etti, bir iki puan, üç puan arttı, neyse... ABD dört, beş puan,
Avrupa'da hakeza öyle, hepsi buna
tedbir almaya çalışıyor. Bunlar ortada iken kalkıp durmadan, ikide bir bunu gündeme getirmek, sadece bunun üzerinden siyaset yapmaktır.
Ben burada söz veriyorum; sayın Baykal, sayın Bahçeli, diğerlerini konuşmaya gerek yok. Şunu söylüyorum; Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım. Bu kadar açık söylüyorum. Ama çözüm üret. Eğer çözümün yoksa lüzumsuz yere konuşma. Zaten 29 Martta boyunun postunun ölçüsünü alacaksın.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, ''Bunlar
Ankara'ya mahkum siyaset yaparlar, Ankara'nın dışına çıkamazlar. Hep seçimden seçime, televizyonlarda konuşur bu beyler. Şimdi beni de televizyona davet ediyor. Mardin'e gel Mardin'e. Bırak televizyonu. Bak oy buradan çıkıyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin Mardin
Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Mardin'in yüzü gülsün, çehresi değişsin diye yola düştüklerini belirterek, hiç kimsenin kendilerini diğer siyasi partilerle karıştırmaması gerektiğini, onlara benzemediklerini söyledi.
Mardinli telkari ustalarının emeğin, göz nurunun ne olduğunu bildiklerini ifade eden Erdoğan, onların gümüşü ince ince işlemesi gibi kendilerinin de Türkiye'nin her şehrini, beldesini, köyünü, mezrasını ince ince, nakış nakış işlediklerini, geleceğe hazırladıklarını dile getirdi. Mardin için AK Parti iktidarı ve belediyeleri olarak, çok şey yaptıklarını, Mardin'in bugün sadece Türkiye'nin değil, dünyanın
yıldız şehirlerinden biri haline geldiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Mardin adı artık bugün Kudüs'le, Venedik'le birlikte dünyanın en tarihi şehirleri arasındaki haklı yerini aldı. 2002 yılında bundan yaklaşık 6.5 yıl önce Mardin'i ziyaret eden
yerli yabancı turist sayısı neydi biliyor musunuz, 50 bin. 2008 yılında bu sayı ne oldu, 900 bin kişiye ulaştı. Sayı tam 18 kat arttı. 2009 yılında tahminimiz 1 milyon 200 bin ziyaretçi. Mardin bu seviyeye nasıl geldi, bu rekoru nasıl kırdı? Mardin bu seviyeye huzurla, istikrarla, güvenle geldi. Mardin bu güven, barış, kardeşlik ortamının tesis edilmesiyle geldi. Mardin bu seviyeye çalışan, üreten, iş bilen, ufuk sahibi, vizyon sahibi idareciler sayesinde geldi. Mardin, inşallah çok daha fazlasını başaracak, bugün ulaştığı seviyelerden çok daha yükseklere ulaşacaktır, bundan endişeniz olmasın.''
Erdoğan, Mardin'in 7 bin yıldır kardeşliğin, barışın, hoşgörünün şehri olduğununa dikkati çekerek, dünya üzerinde bir Ortodoks kilisesiyle bir Katolik kilisesinin bitişik duvarlarla, sırt sırta yükseldiği başka bir şehrin bulunamayacağını söyledi.
''Mardin bizim sevgi, hoşgörü, barış medeniyetimizin abidesidir'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu altyapıyla Medeniyetler İttifakı'nda
İspanya ile eşbaşkanlık yaptığını anlattı. Erdoğan, ''Türkiye'de bu altyapı var. Türkiye'nin insanı, barıştan, hoşgörüden yana. Bunu bildikleri için bu görev bize verildi. Ulucami'den, Kasımiye Medresesi'nden aldığımız mesajla, Deyrulzafaran Manastırı'ndan, Mor Gabriyel Manastırı'ndan gördüklerimizle, medeniyetleri buluşturmaya çalışıyoruz'' dedi.
Bunun için dünyadaki haksızlığa, zulme karşı tutarlı bir tavır sergilediklerini belirten Erdoğan, insanlık vicdanının ortak diliyle konuştuklarını, Gürcistan'da, Gazze'de,
Azerbaycan'da barışın yanında olduklarını,
Ermenistan'da, Azerbaycan-Ermenistan arasında uzlaşmanın yanında, Ortadoğu'da barışın yanında olduklarını kaydetti. Erdoğan,
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un ''Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem'' şiirini okuyarak, ''Bizler tarih boyunca zalimlerin karşısında durmuş, mazlumun yanında yer almış bir ecdadın torunlarıyız. Dolayısıyla Selçuklu'da, Osmanlı'da, Cumhuriyetimizde bunu görürüz, bundan sonra da bu yolda devam edeceğiz'' diye konuştu.
DÜNYANIN 5 KITASINDA KONUŞULUYOR
Erdoğan, bir yandan AB yolunda kararlılıkla ilerlerken hukuk, özgürlükler ve
insan hakları noktasında Avrupa standartlarını Türkiye'ye taşıdıklarını, bir yandan BM
Güvenlik Konseyi'nde küresel barışa
hizmet edildiğini vurguladı.
Türkiye'nin 41 yıldır BM
Güvenlik Konseyi'ne üye olamadığını ancak iktidarları döneminde 150
ülkenin desteğiyle birinci turda Türkiye'nin geçici üye olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Artık Türkiye dünyanın 5 kıtasında konuşuluyor. Dünya genelinde Türkiye örneği, başarısı konuşuluyor. Kabil'den Brüksel'e, Sana'dan Beyrut'a, Kahire'den New York'a, Ottawa'ya kadar Türkiye'nin barışa yaptığı katkılar konuşuluyor. Benim her bir vatandaşım, kardeşim,
yurt içinde, yurt dışında alnı ak, başı dik şekilde gururla geziyor. Benim her bir vatandaşım
Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu artık gururla taşıyor. Türkiye bu noktalara geldi. Allah'ın izniyle daha da ileri seviyeleri yakalayacak, çok daha büyük hedeflere hep birlikte ulaşacağız. Birliğimizi, bütünlüğümüzü muhafaza ederek çok daha güzel günlere birlikte erişeceğiz. Aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize düşürmeye, kardeşliğimizi sabote etmeye çalışanlara tek ses, tek yürek olarak en güzel cevabı vereceğiz.
Mardin'in yaşadığı değişimi görüyorsunuz, el birliği, gönül birliği, kader birliği yaptık. Mardin'i Mardin'le birlikte 81 vilayetimizi, Diyarbakır'ı, Hakkari'yi, Van'ı, Muş'u, Bitlis'i güvene, istikrara, gelecek umuduna kavuşturduk ve kavuşturmaya devam ediyoruz.''
RAHATSIZ OLUYORLAR
Erdoğan, Ankara'nın Mardin'e bin kilometre değil, binlerce kilometre uzaklıkta olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Ankara Mardin'e 81 vilayetimize duyarsız, kör, sağırdı. Bu milletin, halkın talepleri, arzuları, ihtiyaçları, Ankara'nın kör, sağır duvarlarını aşamıyordu. Tüm o duvarları yıktık. Senlik, benlik kavgasını elimizin tersiyle ittik. Ankara bugün yanı başındaki Kırıkkale'ye ne kadar yakınsa, Hakkari'ye, Mardin'e, Edirne'ye, İzmir'e o kadar yakın. Ankara artık Mardin'e çok daha yakın.''
Erdoğan, partililerin ''Vur vur inlesin, Baykal dinlesin'' sloganları üzerine, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Vurmayalım, gerek yok. Biz barışı, sevgiyi, kardeşliği konuşuyoruz. Zaten siz sandıkta gereğini yapıyorsunuz. Bakın, 'TRT bu bölgedeki kardeşlerimin ihtiyacına, arzularına
cevap verecek dedik'.
TRT 6 kanalı 24 saat artık
Kürtçe yayına başladı. Buna karşı çıktılar.
CHP'si, MHP'si, DTP'si. Her türlü yeniliğe, her türlü reforma, milletimin her türlü ihtiyacına karşı çıktıkları gibi, buna da karşı çıktılar. Bunlar hareket eden, kımıldayan, kıpırdayan her şeyden rahatsız oluyorlar.
Millet adına her türlü değişimden, reformdan, millet adına her türlü yenilikten rahatsız oluyorlar. Bunlar statükonun değişmesinden, istismar alanlarından, özellikle onların ayaklarının altından kaymasından da rahatsız oluyorlar.
Yol yapıyoruz rahatsız oluyorlar,
köprü,
hastane yapıyoruz rahatsız oluyorlar. Köylere, şehirlere su götürüyoruz, okul, üniversite yapıyoruz rahatsız oluyorlar. Türkiye özgürleşiyor, büyük ülke haline geliyor, büyük düşünüyor rahatsız oluyorlar. Kardeşliğimiz pekişiyor, ortak heyecanlarımızdan, coşkumuzdan, vizyonumuzdan rahatsız oluyorlar. Şu Mardin gelişiyor, güzelleşiyor bundan bile rahatsız oluyorlar. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Reformlara, Türkiye'yi büyütmeye devam. Sofradaki ekmeğimizi büyütmeye devam, Mardin'i büyütmeye devam. Durmak yok, yola devam.''
NİYE BURALARI TANIMAZLAR
Erdoğan, kendilerine
küçük düşünmenin yakışmayacağını belirterek, şöyle konuştu:
''Onun için diyoruz ki sen Türkiyesin, sen Mardinsin. Düşünün, Mardin tarihteki en eski üniversite şehirlerinden biri. Bunu biliyor musunuz? Peki, bugüne kadar gelen iktidarlar özellikle CHP diyor ki, Meclis'te şöyle konuşurlar: 'Biz, Cumhuriyetin kuruluşundan daha eskiyiz.' Eskisin de bu ülkede ne yaptın, önce onu söylesene. Soruyorum sizlere Sayın Baykal, şu Mardin'e kaç kere geldi? Hiç geldi mi, yolunu biliyor mu? Peki Sayın Bahçeli hiç buralara geldi mi? Peki, bu ülke, 780 bin kilometrekarelik bu topraklar, bunların hizmet vermesi gereken yerler değil mi? Niye buraları tanımazlar.
Bunlar, bu ülkenin iktidarına talip değil mi? Bu nasıl siyaset ya? Siyaset sadece Türkiye'nin birkaç tane ilinde mi yapılır? Bunlar Ankara'ya mahkum siyaset yaparlar, Ankara'nın dışına çıkamazlar. Onun için nereden bilecek de gelecek buraya üniversite kuracak. Hep seçimden seçime, televizyonlarda konuşur bu beyler. Şimdi beni de televizyona davet ediyor. Mardin'e gel Mardin'e. Bırak televizyonu. Bak oy buradan çıkıyor.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Mardin'in güzel bir atasözü var; nedir o, 'Kuş kafasından
kavurma olmaz'. Öyle mi? Bunlardan da iktidar olmaz. Milletim bunlara tek başına iktidar verdi mi, vermedi, vermez. Çünkü milletim bunları çok iyi tanıyor'' dedi.
Erdoğan, Mardin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Mardin'in tarihi zenginliğine sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Eliyle alanda bulunan tarihi eserlere işaret eden Erdoğan, ''
Tarih bu, zenginlik bu. Bu zenginliğe sahip çıkmaya mecburuz. Bunları gölgelemeye, lekelemeye kimsenin hakkı yok. Bunu yerine getirmeye mecburuz'' diye konuştu.
Küresel finansal krize değinen Erdoğan, ABD,
Japonya, Avrupa ülkeleri ve diğer birçok ülkenin bu krizden etkilendiğine işaret etti. Türkiye'nin de bu krizden etkilendiğini ancak krizin etkilerini asgari seviyede tutmak, Türkiye'nin krizden en az derecede etkilenmesini sağlamak için önlemler aldıklarını anlatan Erdoğan, şu ana kadar 30'a yakın köklü önlemi uygulamaya başladıklarını belirtti. Erdoğan, ''Özellikle işsizlik en önemli sorumunuz. Bunu aşabilmek için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Bazı
destekleri işverene veriyoruz ki çalıştırdığı elamanlarını çıkarmasın'' dedi.
Meslek kurslarıyla Mardin'de olduğu gibi tüm Türkiye'de işsizleri eğittiklerini, kalifiye
eleman haline getirdiklerini ifade eden Erdoğan, bu kursiyerlerin sigortasının yapıldığını, aylık 360 lira burs verildiğini belirtti. Kısa çalışma ödeneği çıkardıklarını, işverene destek olduklarını dile getiren Erdoğan, ''İşsizliğin önünü kesiyoruz'' diye konuştu.
DOSYACI MUHALEFET
''Şimdi şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum; muhalefet nihayet Ankara'dan başını uzattı, nihayet tezgahlarını açtılar'' diye devam eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ne var ki bu tezgahlarda yalan,
iftira pazarlıyorlar, gerçek dışı rakamlar pazarlıyorlar. Son günlerde nereden bulduysa Sayın Baykal'ın eline bir kırtasiyeci dükkanından kırmızı bir
dosya vermişler. Bu dosyacı muhalefetin dosyalarında iş yok, hizmet yok, proje yok, icraat yok. Muhalefetin dosyalarında iftira var, yalan var, karalama var. Yalanın, iftiranın, aldatmanın bini bir paraya kadar düştü. Bol keseden dağıtıyor, akıllarına geleni tezgaha sürüyorlar. Aynen geçmişin komünist rejimlerinde olduğu gibi 'iftira at, tutmazsa da iz bırakır', mantık bu. Güneşi balçıkla sıvayamayacaksın Sayın Baykal, boşuna uğraşıyorsun. Eğer benim belediye başkanlarımla bu kadar uğraşıyorsan, varsa elinde bir bilgi,
belge, git yargıya, niye yargıya gitmiyorsun? Yargının yolu sana açık, git yargıya. Şu anda müracaat edip de yanlışlıklarını duyduğumuz belediye başkanlarını partimizden
ihraç ettik, acaba sen kaç tane ihraç ettin bunu söyle. Sayın Baykal, biz çok fazla öyle dosyacılık peşinde değiliz ama bir tanesini söyleyeyim ki bu çok önemli;
Hazine'nin CHP'ye yaptığı yardımdan 1 trilyon parayı nereye götürdünüz?
Anayasa Mahkemesi bu mahkumiyeti verdi, ondan sonra da 1 trilyonu sizden tahsil etti. Önce bunun hesabını verin, tescillisiniz, tescilli.''
BİRAZ DA EKONOMİ ÖĞREN
Erdoğan, Türkiye'nin borçları konusunda CHP ve MHP'nin doğruyu söylemediğini, DSP-MHP-
ANAP iktidarı döneminde Türkiye'nin kamu net borç stokunun 71 milyar TL olduğunu, bu rakamın önce 160, ardından 210 milyar TL'ye çıktığını anlattı.
Kamu net borç stokunun 2005'ten itibaren gerilemeye başladığını vurgulayan Erdoğan, 2008 yılı üçüncü çeyrek sonu itibariyle Türkiye'nin borcunun 242 milyar TL olduğunu ifade etti. Kamu net borç stokunu yüzde 65 oranıyla aldıklarını belirten Erdoğan, şu anda bu oranın yüzde 25 düzeyinde bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, ''Dürüst davranalım, doğru olalım. Sayın Baykal bunları bil, mesleğin avukatlık ama biraz da ekonomi öğren. Sayın Bahçeli sen de bil. Başka yere işi saptırmayın, doğru olun, dürüst olun. Siyasette asıl olan dürüstlüktür. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 232 milyar dolardı. Şimdi bu rakam 750 milyar dolar'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Devletin borçlanma
faizi neydi buluyor musunuz, yüzde 63. Şimdi 11.5'e düştü gecelik faiz. Şu anda devletin gecelik borçlanma faizi yüzde 13-14. O bankaların da düşürmesini bekliyoruz'' dedi. Alandakilerin ''Düşmedi mi'' diye sorması üzerine Erdoğan, ''Düşecek, başka çaresi yok'' diye konuştu.
İktidara geldiklerinde enflasyonun yüzde 30 olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, senin başında olduğun hükümette aldık bunu yüzde 30. Şimdi nerede enflasyon, tek haneli rakam, yüzde 9.5. Sayın Baykal 30, 9.5'ten daha küçük değil, daha büyük. Bak nereden nereye düşürdük. Benim vatandaşımı enflasyona ezdirenler bunu görmeli'' dedi.
CHP ZİHNİYETİ YOKLUK DEMEKTİR
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a bir daha seslendiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Eski Hazine Müsteşarı, şu anda senin milletvekilin. O sana göstersin, nasıl internete girilir, Hazine'nin web sayfasını şöyle bir açsın, nasıl girilir, borç verilerine nasıl ulaşılır, o veriler nasıl okunur? Sana bir göstersin. Ondan sonra çık halkın karşısına ve lütfen doğruyu söyle.
Mardin'in güzel bir atasözü var; nedir o, 'Kuş kafasından kavurma olmaz'. Öyle mi? Bunlardan da iktidar olmaz. Milletim bunlara tek başına iktidar verdi mi, vermedi, vermez. Çünkü milletim bunları çok iyi tanıyor.
Sayın Baykal, bu ülkede
bakanlık yaptığı zaman, hep beraber benim
çiftçi kardeşim mazot kuyruklarında ne kadar bekledik? İstasyonlarda benzin kuyruklarında, gaz yağı kuyruklarında az mı bekledik? Bunların cemaziyel evvelini çok iyi biliyoruz. Ben babamın elindeki karneyi, nüfus kağıdını bilirim. Onları nasıl karneyle aldıklarını biliriz. Burada da aynı jenerasyondan olanlar, bizim büyüklerimiz de çok iyi bilir. Onun için CHP zihniyeti yokluk demektir, orada bereket yoktur. Şimdi ne yaptılar; muhalefet etmeyi
yandaş medyalarına
havale ettiler. Şimdi siyaseti de medya üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Biz medya siyaseti yapmıyoruz, millet siyaseti yapıyoruz. Diyarbakır'da da söyledim; Yüreğin varsa Diyarbakır'a, Mardin'e, Batman'a gel, meydanlarda konuş. Kameralara bakarak değil, bu milletin gözünün içine bakarak konuş.''
GÜN, BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR
''Tek
bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet'' diyen Erdoğan, ''Bu noktada hep birlikte bir şeyi birleştirmemiz lazım, çünkü bizi birleştirecek olan bu. Tek bayrak diyeceğiz, tek millet diyeceğiz, tek vatan diyeceğiz ki bizi bölmek, parçalamak isteyenler burada kurdukları tuzağa kendileri düşsün. Bunu başarmamız lazım. Çünkü birilerinin bu yaklaşım tarzı bizim için ne yazık ki olumlu değildir. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Son söz sizin, karar sizin, ülke hepimizin'' şeklinde konuştu.
Erdoğan, 22 bin 600 aileye kömür yardımını sürdüreceklerini belirterek, ''
Fakir fukaranın, garip gurebanın yanında olacağız, kömürünü, sobasını vereceğiz'' dedi.
Mitingde Erdoğan'a
Mardinspor kaşkolu
hediye edildi. Erdoğan da Mardinspor'a başarı diledi.
Öte yandan, Erdoğan'ın mitingdeki konuşması sırasında alandaki bazı kişilerin
İsrail aleyhine slogan attıkları duyuldu.
Erdoğan, miting alanından sonraki programına geçerken, bir vatandaşın daveti üzerine kısa süre evine
misafir oldu.