Erdoğan köşk adayını bu yüzden mi açıklamıyor?

Radikal yazarı Murat Yetkin, bugünkü köşesinde, Başbakan Erdoğan'ın neden Köşk adaylığını açıklayamadığını yazdı.

Erdoğan köşk adayını bu yüzden mi açıklamıyor?

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin desteği ile Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermesi, AKP'yi ters köşeye yatırdı. Çankaya hesaplarının sağlamasını yapmaya çalışan AKP, Apoy'la seçim ittifakı mı yapacak? İşte Murat Yetkin'in Radikal'de yer alan "Erdoğan için karar vakti: 3 Temmuz" yazısı...

Başbakan Erdoğan'ın tavrı, Köşk için kararını açıklayacağı tarih olarak 3 Temmuz'u işaret ediyor. Tesadüfe bakın ki, CHP'nin adayı İhsanoğlu'nu silmesine yol açan Mısır darbesinin de yıldönümü aynı tarih!

Önce nisan ortası dendi, olmadı. Sonra mayıs ortası, ardından haziran ortası, olmadı.
İlk önce gerekçe Başbakan Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “oturup konuşmalarıydı”; iki eski dost “uzlaşacaklardı.”
Biraz da Gül’ün ısrarıyla oturdular, konuştular.

O sırada, Erdoğan iki önemli açıklama yaptı.
1- Cumhurbaşkanının parti işlerinden kopmasına karşıydı,
2- Seçilirse cumhurbaşkanlığının bütün yetkilerini kullanacaktı.

Gül bunu, siyasetten anlayan her insan gibi şöyle okudu:

1- Erdoğan cumhurbaşkanı olursa elini AK Parti işlerinden çekmeyecekti. Yani Erdoğan kendisinden sonra partinin başına gelecek kişiden, resmi olmasa da fiilen biat bekleyecekti,

2- Erdoğan cumhurbaşkanı olursa 12 Eylülcü Kenan Evren’in dahi yapmadığını yaparak mesela bakanlar kurulu toplamak isteyecekti. Yani gölgesinde duracak başbakan arıyordu. Hatta sanki satır aralarında başbakanlık ve parti başkanlığını ayrı kişilere zimmetleme niyeti de okunuyordu. Gül, böyle bir durumu kabullenemezdi.

Öte yandan ahde vefasızlık da olmazdı, neticede 2007’de onu aday gösteren olmazdı.
O nedenle kenara çekildi. Kütahya konuşması odur, “Benden Putin-Medvedev’deki Medvedev olmamı, emanetçin olup gölgende durmayı bekleme arkadaşım, ama sana engel olmayacağım” demektir. “Karar senin” demektir.
İşte AK Parti’nin Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa “ANAP’laşabileceği”, yani gerileme devrine gireceği yorumları o sıra yayılmaya başladı.
Bunu Afyon toplantısında dile getirmeye cesaret edenlerin büyük fırça yediği yazıldı, yalanlanmadı.

Meali, partiyi Erdoğan’dan sonra bir arada tutacak tek ismin Gül olduğu, Gül başbakanlık ve parti başkanlığını üstlenmeyecekse belki de en iyisinin Erdoğan’ın başbakanlığa devam etmesi olduğu idi.

Genel seçime dek Bülent Arınç isminde hemen herkes mutabıktı.
Ama sonrası için Ahmet Davutoğlu olsun, Numan Kurtulmuş olsun, Mehmet Ali Şahin olsun hep iyi isimlerdi de, partiyi bir arada tutabileceklerine partililerin tamamı inanmıyordu.
Erdoğan’ın çok istediği halde adaylığını açıklamayı sürekli geciktirmesinin bir nedeni buydu. Diğer nedeni biraz sonra söyleyeceğim, ama o arada önemli bir başka gelişme oldu.

TERS KÖŞEYİ KİM YAPTI?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıktı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdi; MHP Lideri Devlet Bahçeli de onu destekledi. Bu çıkış Erdoğan dâhil bütün AK Partilileri ters köşede yakaladı.
Yani Erdoğan hep “Ters köşe yapıyoruz” diyor ya, aslında Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Erdoğan’ı çapraz atışla ters köşeye yatırdı.


İhsanoğlu, AK Parti dış politikasının aslında en önemli başarısı iken, Mısır darbesi sırasında hükümetin memuru değil, başında bulunduğu İslam İşbirliği Örgütü’nün kararları uyarınca davrandığı için Erdoğan tarafından adeta bir kalemde silinmişti. (Rastlantıya bakın ki, adaylık başvurusunun son tarihi 3 Temmuz, Mısır'da Müslüman kardeşler iktidarına karşı darbenin de birinci yıldönümü.)

Oysa AK Parti’nin en aykırı muhalefetin ortak adayı tahmini Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a kadar uzanıyordu. İhsanoğlu tercihi, “Gül oyun dışı kaldı” diyenleri de yeniden düşünmeye sevk etti.

SENARYOYU ÖCALAN BOZABİLİR

Şimdi gecikmenin ikinci nedenine geliyoruz: İhsanoğlu çıkışı Kürt seçmenin cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten kilit konumda olan önemini daha da artırdı.

Çünkü Kürt seçmen 10 Ağustos’ta ilk turda sandığa gider ve HDP’nin adayına oy verirse, CHP ve MHP de seçmenini sandığa taşıyabilirse, Erdoğan (eğer aday olursa) yüzde 50’yi tutturamayabilir.

Bu durumda İmralı’da Abdullah Öcalan, Kandil ve Brüksel’de diğer PKK kanatları ve artık çocuklarının öldürülmesini istemeyen Diyarbakır sokağı, 24 Ağustos’taki ikinci tur için Erdoğan’la pazarlığa oturmak isteyebilir.

Eğer Erdoğan HDP taleplerine, kendi milliyetçi seçmenini riske atma pahasına karşılık verirse, Kürtler en azından sandığa gitmeyerek Erdoğan’ı fiili başkan olarak seçtirirler.
Ama olmazsa, İhsanoğlu’nun seçilmesi, Erdoğan’ın kaybetmesi bir anda Türkiye’nin ufkunda belirir.

Bu senaryoyu ancak Öcalan’ın HDP’lilere “Erdoğan kaybederse serbest kalmam dâhil süreç tehlikeye girer, aday göstermeyin, sandığa gitmeyin” demesi bozar.
Erdoğan’ın bütün bu risklere girmemesinin yolu ise, yürütmenin asli gücü olan başbakanlığı koruyup Gül’ün devamını önermesi olabilir.


Gül’ün seçimi ilk turda alması ihtimali vardır. Gül biraz da o nedenle yeniden görüşelim demekte, Erdoğan o nedenle kararı şimdi de haziran sonuna bırakmakta ve gözünü aday bildiriminin son günü olan 3 Temmuz’a dikmiş, Çankaya hesaplarının sağlamasını yapmaya çalışmaktadır.
<< Önceki Haber Erdoğan köşk adayını bu yüzden mi açıklamıyor? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER