Başbakan Erdoğan'ın Deniz
Baykal'a yönelik tepkisi devam ediyor. Erdoğan, Bayındır'da düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasında, 6 mayısı 7 mayısa bağlayan gece, TBMM'nin bir kez daha tarih yazdığını vurgulayarak, TBMM'nin, milletin kendisine yüklediği emanete sahip çıktığını ifade etti. Başbakan'ın sözlerinin arasında ince mesajlar gizliydi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, TBMM'nin bir tarih yazarak, 1982
Anayasasındaki en kapsamlı değişiklikleri gerçekleştirdiğini belirterek, ''Bu anayasa değişikliği
Türkiye'yi, üstünlerin hukukundan kurtarıyor, hukukun üstünlüğüne götürüyor'' dedi. 1982 Anayasasındaki en kapsamlı değişikliğin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Erdoğan, ''Bu anayasa değişikliği hiç kuşkunuz olmasın, ekonomiden siyasete, dış politikamızdan demokratikleşmeye, insan haklarından kardeşliğimizin daha da kuvvetlenmesine kadar her alanda etkisini olumlu yönde hissettirecektir. Bu değişiklik benim
çiftçi kardeşimi, benim çiçekçi kardeşimi,
köylü kardeşimi,
işçi, memur, sanayici kardeşimi çok yakından ilgilendiriyor. Bu Anayasa değişikliği Türkiye'yi, üstünlerin hukukundan kurtarıyor, hukukun üstünlüğüne götürüyor. 12
Eylül 1980 darbesinin izlerini taşıyan bu Anayasa, yaptığımız değişiklikle Türkiye'nin büyüklüğüne, vizyonuna, ufkuna, itibarına yaraşan bir nitelik kazanıyor'' diye konuştu.
-''12 EYLÜLDE TÜRKİYE PRANGALARINDAN KURTULACAK''-
YSK'nin referandumun
12 Eylül'de yapılacağına karar verdiğini anımsatan Erdoğan, 12 Eylül 2010 tarihinin 1980 darbesinin 30. yıl dönümüne denk geldiğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''12 Eylül 2010'da 1980 darbesinin 30. yıl dönümünde, inşallah Türkiye 12 Eylül'ün izlerini üzerinden atacak. 12 Eylül 2010'da Türkiye inşallah yeni bir sabaha, aydınlık bir sabaha uyanacak. 12 Eylül 2010'da Türkiye prangalarından, zincirlerinden ayak bağlarından kurtulacak. Ufkunu, vizyonunu onlarla birlikte ekonomisini, demokrasisini daha yüksek standartlara taşıyacak. Biz sizin seçtiğiniz vekiller olarak üzerimize düşeni yaptık. Şimdi söz sizde. Şimdi karar sizin. Şimdi
mühür sizin ellerinizde ve kararı siz vereceksiniz.
Birileri Anayasa Mahkemesine gidiyor. Varsınlar gitsinler. Biz millete gidiyoruz, farkımız bu. Hiç şüphemiz yok 'bize milletimiz yeter' dedik, onlar başka yollar arıyor. Biz her zaman milletin hakimliğine başvurduk. Bugün de 'millet' diyoruz. Son sözü millet söyler. Son kararı millet verir diyoruz. Zira egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal böyle dedi. Şimdi diyorum ya bugüne kadar Türkiye'de ruh ikizi bir muhalefet vardı.
CHP-MHP şimdi bunlar ruh üçüzü oldular. CHP-MHP, bir de yanlarına BDP'yi aldılar. Şimdi üçüz oldular. Bunları anlamak mümkün değil ve yanındaki milletvekili arkadaşlarının iradesine güvenmiyor. Arkadaşına güvenmiyor. Eee zaten Sayın Genel Başkanın Parlamentoya gelip gittiği yok. Biz orada Anayasayla uğraşırken, Sayın Başkan başka yerlerdeydi.''
-''KONUŞUN, AMA KABİNE GİRMEYİN'' TALİMATI-
Muhalefet milletvekillerinin talimat aldıkları için
oy kullanma kabinine giremediğini anlatan Başbakan Erdoğan, verilen talimatın, ''Konuşun ama
kabine girmeyin'' şeklinde olduğunu söyledi.
Muhalefet milletvekillerinin Anayasa oylamasında tehdit altında olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bunu anlamak mümkün değil. Tabi ortada bir gerçek var.
Talimatı aldıkları için de hiç birisi oy kullanma kabinine gelemiyor. Aldıkları talimat; konuşun ama kabine girmeyin. Olur ya bir yanlış yaparsınız. Aynı şekilde bakıyorsunuz BDP konuşuyor, ama o da oy kabinine girmiyor. Niye? Olur ya bir yanlış yaparsınız. Zaten 20 kişisiniz. Bu kadar birbirinize güveniyorsanız, oy kullansınlar. Olmaz... Çünkü hepsi tehdit altında. Ama bizim böyle bir sorunumuz yok. 'Efendim işte bak zayiat verdiniz.' Bakınız biz samimi olduktan sonra buna inandık. Niyet hayır olduktan sonra akıbet hayırdır. Biz yola böyle çıktık. Ortalama 14 günde her
akşam, her gün 16 saat orada bir çalışma yaptık. CHP'liler, MHP'liler ne diyor biliyor musun? 'Başbakan, devleti bıraktı, buraya oturdu'. Bu devlet işi değil mi? Anayasasız devlet olur mu? Biz onu şu anda hallediyoruz. O da bizim işimiz. Ama siz başka şeylerle uğraşıyorken, biz orada hem
yabancı misafirlerimizi ağırlıyor, bir diğer taraftan da yine arkadaşlarımızla görüşülmesi gereken meseleleri oylamalar arasında yine görüşüyorduk. Biz işimizi biliriz, sen kendine bak kendine.''
Bir ayaklarının Parlamentoda olduğunu, diğer ayaklarının dünyada dolaştığını belirten Başbakan Erdoğan, bunun, kendilerinin farkı olduğunu söyledi.
Kendileriyle ilgili kötü niyeti olanların, gidip
yurt dışından Türkiye'ye bakmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin imajının, itibarının ne kadar değiştiğini oradan görsünler. Oradaki soydaşlarımızdan Türkiye'yi dinlesinler. Bugün bir kez daha Türkiye olarak tek yürek halinde ne diyoruz? Yeter söz de karar da milletindir diyoruz'' diye konuştu.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
İzmir'e yapılan su ve
baraj yatırımlarından bahsederek, ''İzmir'in su meselesini de biz çözüyoruz, belediye değil'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Bayındır'daki toplu açılış törenindeki konuşmasında, Bayındır'da 8 bin üreticiye 2 milyon liralık mazot ve
gübre desteği verdiklerini belirterek, diğer desteklerle birlikte 7.5 yılda Bayındır'a, sadece tarımda sağlanan desteğin 87.5 trilyon lira olduğunu, desteklerden 59 bin üreticinin yararlandığını kaydetti.
İktidara geldiklerinde
Ziraat Bankası tarafından uygulanan yüzde 59
faiz oranını, yüzde 0 ile 13 arasına indirdiklerini kaydeden Erdoğan, ''Yüzde 59 faiz nire, yüzde 0 ile 13 arası nire?
Halep oradaysa arşın Bayındır'da'' dedi.
Erdoğan,
pankart açarak Bayındır Burgaz Zeytinova Barajının yapılmasını isteyen bazı vatandaşlara ''Sevgili İzmirliler, sevgili Bayındırlılar, sizlerin 50 yıldan beri hasretini çektiğiniz pankartlar asılmış. Asmayın, gerek yok. Biz zaten bunun idraki içindeyiz. Bayındır Burgaz Zeytinova Barajının bir an önce yapılması için bakanıma talimatı vermiştim. Bu barajın yapılması halinde, bu
bölgedeki 35 bin 680 dekarlık mümbit topraklar sulanacaktır. Bu maksatla 115 metre yüksekliğinde dev bir baraj inşa edilecektir. Bildiğimiz üzere bakanım buraya geldi. Son tetkiklerden sonra
ihale dosyası hazırlandı. İhale için gerekli
ödenek İzmir DSİ Bölge Müdürlüğüne gönderildi. Netice olarak hayaliniz olan bu barajın yapım ihalesi 8 gün sonra yani 24
Mayıs günü yapılıyor, hayırlı olsun'' diye konuştu.
Yılan hikayesine dönen ve geçmiş hükümetlerin hızıyla 41 yılda ancak bitirilebileceği düşünülen Beydağı Barajını 3 yıl gibi kısa bir sürede İzmir'e kazandırdıklarını anımsatan Erdoğan, 196 bin 500 dekarlık toprakları sulayacak Ödemiş Beydağ sulamasının da ihalesinin yapıldığını, kısa sürede temelinin atılacağını bildirdi.
Ödemiş'e gittiğinde
Aktaş Barajı için söz verdiğini de belirten Erdoğan, bu barajın da projelerinin hazırlandığı, ihale için gerekli ödeneğin gönderildiği,
7 Haziran 2010 tarihinde de ihalenin gerçekleştireceği müjdesini verdi.
-''ELİNE DİLİNE DURSUN. BUNLAR NE?''-
Başbakan Erdoğan, Kavakdere Barajı ve sulaması, Bakırçay Kınık sulaması, Karaburun Mordoğan göleti ve sulaması, 17 adet taşkın koruma inşaatının tamamlandığını belirterek, ''İzmir'in su meselesini de biz çözüyoruz. Dikkat edin İzmir'in su meselesini de biz çözüyoruz, belediye değil'' dedi.
Bu konuların büyük şehirlerin sorunu olduğunu,
büyükşehir belediyesinin çözmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ben
İstanbul Belediye Başkanıydım, 180 kilometreden İstanbul'a su getirdik, İstanbul'un su sorununu çözdük. Kimden almıştık? CHP belediyesinden. Sorunu kim çözdü, biz çözdük. Bunlardan bir şey olmaz. Bunların dikili kazığı olmaz.
Tarih ortada, yapılanlar ortada, gerçekler ortada. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri' diyor
Ziya Paşa. Aynen böyle ve biz İzmir'in bu sorununu çözmek için Gördes Barajını tamamladık. Buradan İzmirlilere yılda 59 milyon metreküp su verilecek. Gördes'ten İzmir'e şu anda 2 metre çapında borularla su geliyor. Bu dev isale hattı da dahil olmak üzere DSİ tarafından 11 büyük projenin ve 18 dere
ıslah projesinin inşaatı da devam etmektedir. 'Efendim İzmir'e
AK Parti iktidarından bir şey yok'. Eline diline dursun, bunlar ne?''
Başbakan Erdoğan, 10 yıllardır bitirilemeyen çevre yolunu kendilerinin bitirdiğini, raylı sistemi yine kendilerinin tamamlayacağını bildirerek''İzmir'de
Çevre Orman Bakanlığının
ağaçlandırma faaliyetleri dolu dizgin devam etmekte. 2009 yılında 6 bin 500 hektar alan programlanmış. 2 milyon 600 bin
fidan toprakla buluşturulmuştur. Ayrıca 148 kilometre kara yolu ağaçlandırması yapılmıştır'' dedi.
Dönemlerinde Devlet
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından 11 otomatik gözlem istasyonu kurulduğunu, 7'sinin de bu yıl içinde kurulacağını kaydeden Erdoğan, ''Biz Türkiye'ye
hizmet için varız. Biz 73 milyon vatandaşımıza hizmet için bu yollardayız. Sizin desteğiniz, sizin hayır dualarınız arkamızda olduğu sürece de hizmete durmadan devam edeceğiz'' diye seslendi.
-''ROMANLAR, ARTIK ÇADIRDA YAŞAMAYACAK''-
Demokratik
açılım süreci başlattıklarını belirten Erdoğan, bu süreçte ''Terör sorununu çözeceğiz, etnik unsurların sorununu çözeceğiz,
inanç gruplarının sorunlarını çözeceğiz,
ekonomik sorunlarımızı inşallah çözeceğiz'' dediğini hatırlattı. Bu konudaki çalışmaların devam ettiğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''İşte bu gruplarda
Alevi Çalıştayları yapılıyor,
Kürt kökenli vatandaşlarımızla ilgili çalışmalar devam ediyor. Roman kardeşlerimizle ilgili çalışmalar devam ediyor ve İstanbul'da büyük bir
şölen yaptık ve
TOKİ Başkanımı buraya da gönderdim. Geldi Bayındır'da şöyle bir değerlendirme yaptılar. Bayındır çevresinde Çırpı Mahallesi'nde 300 konutluk bir mahalle yapıyoruz. Merkezde de 120 konutluk bir
site oluşturacağız. Toplamda 420-450 konutluk bir yatırımı TOKİ olarak burada yapacağız.
Yani benim Roman vatandaşım, Roman kardeşim artık naylonların, çadırın altında yaşamaktan çıkacak, onlar da
modern, insani ama yerel kültürlerine de uygun düşecek şekilde hazırlanan projelerle bu konutlarda inşallah oturacaklar. Fakat Roman kardeşlerime söylüyorum tabi bedava konut yok. Ama peşinatsız, asgari 20 yıl vadeyle, ayda 100, 120 lira civarında taksitte. Onlar sanatkardır işi bilirler. Bu taksidi de rahat rahat öderler. Mesele ne? Mesele onların o ilkel şartlardan bu modern şartlar içerisine geçmelerini sağlamaktır. Bir başka adım da Sosyal
Güvenlik Kurumunun inşallah Bayındır'daki müdürlüğüyle ilgili olarak Çalışma Bakanıma talimatı verdim. Onu da inşallah
Sosyal Güvenlik Kurumunun Bayındır İlçe Müdürlüğü de böylece burada açılacaktır. Bunun da çalışmalarını belli bir takvim içinde bakanlığımız sürdürüyor.'
Daha sonra ''
Hayırlı olsun'' dilekleriyle Başbakan Erdoğan açılışı gerçekleştirdi. Erdoğan, eşi
Emine Erdoğan ve Bakanlarla kurdele kesti.
Açılışta Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan,
Devlet Bakanı Faruk Özak, Devlet Bakanı
Mehmet Aydın,
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu,
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları
Nükhet Hotar,
Hüseyin Tanrıverdi, AK Partili milletvekilleri,
İzmir Valisi Cahit
Kıraç ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Vatandaşların ''Çalışkan Başbakan'' tezahüratları üzerine Erdoğan, ''
Millet çalışkan olursa, başına da çalışkan Başbakanı getirir. Siz bunu yaptınız'' dedi.
Babasının 12 yıl önce öldürüldüğünü ve katilinin halen bulunamadığını belirten bir kadın, Başbakan Erdoğan'a bu konunun çözümlenmesi için dilekçe verdi. Erdoğan dilekçeyi aldı ve ilgililere ulaştırdı.
AA