Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
İstanbul'un işgal altında bulunan tarihi eserlerini ortaya çıkarmak durumunda olduklarını belirterek, ''Mücadele vererek bunları aşacak, bu işi temizleyeceğiz'' dedi.
Erdoğan,
Kadir Has
Üniversitesinin Eğitim ve
Kültür Merkezinin bulunduğu ek binası,
spor salonu ve sağlık ocağı açılışlarına katıldı.
Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye'ye her anlamda çok büyük katkıları olan, arkasında çok anlamlı ve önemli kalıcı etkiler bırakan
merhum Kadir Has'ı rahmetle andığını söyledi.
Kadir Has'ın, ömrünün 20 yıllık bölümünü tamamıyla bu işlere vakfeden bir ''gönül adamı'' olduğunu anlatan Erdoğan, yola çıkarken, Türkiye'nin kalkınması için iki temel taşın eğitim ve sağlık olduğunu ifade ettiklerini, Kadir Has ile de bu noktalarda ortak paydada buluştuklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, 31 Temmuz 2004'te Kadir Has ile Kayseri'de Kadir Has
Kongre Merkezinin temelini attıklarını anımsatarak, ''O gün bana bir
dosya verdi. TEKEL'e ait, bugün açılışını yaptığımız bu binanın üniversitelerine verilmesiyle ilgili dosyaydı. 28
Mart 2008'de Rezzan Has Müzesi açılışında yine konu gündeme geldi.
Projeler gösterildi. Ve biz de devir işlemlerini tamamladık'' diye konuştu.
Atıl durumdaki TEKEL binasının çağdaş teknolojinin en son gereçleriyle donatılarak eğitimin
hizmetine sunulmasından mutluluk duyduklarını belirten Erdoğan, ayrıca kapalı
spor salonu ve Fatih ilçesine hizmet verecek sağlık ocağı açılışının da yapılacağını bildirdi.
Unkapanı'ndan
Eyüp Sultan'a giderken bir tarafta
Haliç, diğer tarafta surların bulunduğunu anlatan Erdoğan, ''Ama şimdi surları ararsanız bulamazsınız. Terk edilmiş binaların
Kadir Has Üniversitesi tarafından
restore edilmesi ve Haliç'in kenarında bu yakada yapılan
düzenlemeler, İstanbul ve Haliç sevdalısı olarak 'Hah şimdi oldu' dedirtiyor. Bunlar bizim için önemli'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan,
İstanbul Valisi Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş ile konuştuğu bir konuya değinmek istediğini ifade ederek, şunları söyledi:
''İstanbul'da işgal altında bulunan tarihi eserlerimizi ortaya çıkarmak durumundayız. Bu kelimeyi seçerek kullandım 'işgal.' Bazı yerlerde binaların işgali söz konusu, bazı yerlerde tarihi eserlerin yanına, üzerine, şurasına, burasına iliştirilmiş ilkel yapılar... Bunlarla beraber İstanbul'a yıllarca acımasızca muameleler yapıldı. Bu işin birçok boyutu var. Mücadele vererek bunları aşacak, bu işi temizleyeceğiz.''
HALİÇ'TEKİ ÇALIŞMALAR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde herkesin ''Haliç temizlenmez. Haliç'i dolduracaksınız, kara parçası haline getireceksiniz'' dediğini anlatan Erdoğan, böyle yapmaları durumunda tarihe ve doğaya
hesap veremeyeceklerini ifade ettiklerini ve Haliç'i temizlemeye karar verdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, adeta petrol
boru hattı döşer gibi 10 kilometre boyunca
boru hattı döşeyerek, Haliç'ten çıkardıkları 2.5 milyon metreküp çamuru önce taş ocağına, oradan da Yeşilköy'de bir alana yığdıklarını anlattı. Böylece 600 bin metrekare park bahçe alanı meydana getirdiklerini dile getiren Erdoğan, ''Şimdi artık Haliç kokmuyor. Haliç'te şimdi
köprü üzerinde
balık avlayanları görüyorsunuz. Herhalde İstanbul'da şu iki köprü üzerinde avlanan balık veyahut balık tutmaya gelen insanlar bir başka yerde yok. Artık balığın yaşayabildiği Haliç'e kavuştuk'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bundan dolayı yargılandığını ve
beraat ettiğini hatırlatarak, ''Hizmet veren hep taşlanıyor, hizmet vermeyenle kimsenin uğraşmasına gerek yok'' dedi.
Haliç'in iki yakasındaki düzenlemelerin devam ettirilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, Kadir Has Üniversitesinin bulunduğu yakadaki düzenlemelerin bazı eksikliklerle bittiğini, şimdi
Kuzey Deniz Saha Komutanlığından başlamak üzere karşı yakayı bitirmek durumunda olduklarını kaydetti.
Sütlüce Kongre Merkezinin tamamlanmak üzere olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Onun bitmesiyle iki yaka çok farklı hale gelecek. İnanıyorum ki Haliç, kongrelerin yapıldığı uluslararası merkez haline getirilecek'' diye konuştu.
İSTANBUL, KONGRE MERKEZİ HALİNE GELDİ
İstanbul'u, kendi şanına yakışır şekilde, nasıl ki dünyanın saygın bir metropolu olarak anılıyorsa bilimde, sanatta, bütün bu girişimciliğin merkezi olma noktasında önemli bir noktaya getirdiklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin şu anda dünyaya ticaret merkezi olarak İstanbul'u sunduğunu, artık İstanbul'un kongre merkezi, uluslararası dev buluşmaların yapıldığı merkez haline geldiğini kaydetti.
Kentteki otellerin doluluk oranının yüzde 80'in altına düşmediğini ifade eden Erdoğan, bunların yanı sıra İstanbul'un eğitim
öğretim merkezi haline de geldiğini ve bunu hızlandırarak artırmak durumunda olduklarını söyledi.
Eğitimin bir numaralı meseleleri olduğuna işaret eden Erdoğan, üniversitelerin bilim kurumu olmakla beraber bulunduğu şehrin kalbi, itici, öncü gücü olduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, batıda birçok şehrin üniversitelerin etrafında oluşturulduğunu, Türkiye'de henüz böyle olmadığını ifade ederek, bu anlayış doğrultusunda planlama yaptıklarını ve bunu başaracaklarını dile getirdi.
İlk etapta 81 ilde bu adımı attıklarını belirten Erdoğan, ''
Milli Eğitim Bakanı konuşmasında bunu güzel ifade etti. Dikilmeyen ağacın meyvesini beklemek mümkün değil. Doğmayan çocukla ilgili de geleceğe yönelik herhangi bir tasarrufta bulunmak olası değil. Şimdi bunların adımlarını atıyoruz'' diye konuştu.
Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Can Has'ın Hakkari'ye yönelik sözlerine de değinen Erdoğan, ''Hakkari'deki üniversitenin rektörlüğüne talip olan arkadaşımızı takdir ediyor, kutluyorum, Gerçekten geldiler; 'Ben bu işte varım, Hakkari'den de dünya çapında kaliteli gençler yetişebileceğini göstereceğiz. Bu iddiayla buraya geldim' dedi. Bu arkadaşıma tekrar teşekkür ediyorum'' şeklinde konuştu.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, küresel
finansal
krize işaret ederek, ''Bu kriz belki bizi teğet geçecek, belki biraz dokunduracak, ama malum
ülkelerin bu krizden nasibini alması gibi bir şey Türkiye'de kesinlikle olmayacak'' dedi.
Kadir Has Üniversitesindeki açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, üniversitelerin, bir ülkenin sanayisinden kültürüne, mimarisine kadar her alanda öncü rol oynadığını söyledi.
Bu noktada bir çekinceleri, bir tereddütleri olmadığını dile getiren Erdoğan, üniversiteleri her alanda etkin, yapıcı ve yol gösterici eleştirilerin merkezi olarak görmek istediklerini belirtti.
Üniversitelerin
demokrasi,
insan hakları, iç ve dış politikadaki
öneri ve tavsiyelerini kesinlikle önemsediklerini ve azami ölçüde dikkate aldıklarını vurgulayan Erdoğan, dünyadaki küresel
ekonomik krizle ilgili olarak üniversitelerin öğretim üyeleriyle görüşmeler yaptıklarını ve bu krizin Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği, bundan çıkış yolları konularında konuştuklarını anlattı.
Başbakan Erdoğan, ''Herhangi bir kompleksimiz yok. Çünkü bu ülke bizim, beraber yaşıyoruz. Asla bu gemi batmayacak'' dedi.
Gerekli tedbirleri aldıklarını, almaya devam ettiklerini, yere sağlam bastıklarını kaydeden Erdoğan, 1990'lı yıllardaki ve 2000-2001 krizini görmezlikten gelmeden ve buna dikkat ederek yola koyulduklarını ifade etti.
Erdoğan, ''Bu kriz belki bizi teğet geçecek. Belki biraz dokunduracak, ama malum ülkelerin bu krizden nasibini alması gibi bir şey Türkiye'de kesinlikle olmayacak'' diye konuştu.
GEÇMİŞTE YAPILAN HATALARA GİRMEDİK
Geçmişte yapılan hatalara girmediklerine dikkati çeken Erdoğan, ''Çünkü biz havayı satın almadık, ama birileri havayı sattı veya satın aldı'' dedi.
Tüketici
kredileri konusundaki yanlışların bu dönemde olmadığını, bu dönemde BDDK'nın düzenleme ve denetlemelerde çok hassas çalıştığını vurgulayan Erdoğan,
bakkal dükkanı açar gibi Türkiye'de
banka açma döneminin bittiğini kaydetti.
Erdoğan, bu dönemde kolay kolay banka açılmadığını, çünkü gücü olmayanlara açtırmadıklarını aktararak, geçmişte şirketine para bulmak için banka kuranlar olduğunu, vatandaşın da
akıl almaz faizler karşılığında parasını yatırdığını anlattı.
O paraların yatırıma dönüşmediğini, suiistimallere gittiğini, sonra da bankanın battığını dile getiren Erdoğan, yüzde yüz
mevduat garantisi olduğu için de devletin bunları fona devretmek suretiyle sağlama aldığını ve onları o dönemde kurtardığını söyledi.
Göreve geldiklerinde yasalar çıkararak uygulamaya koyduklarını ve bunun mücadelesini verdiklerini ifade eden Erdoğan, bugün de mali disiplinden ve finans noktasında attıkları adımlardan taviz vermediklerini ve aynı kararlılıkla yola devam ettiklerini bildirdi.
Amerika'yı mortgage sisteminin vurduğunu hatırlatan Erdoğan, ''Biz de mortgage yasasını çıkardık, ama karşısına bir
sigorta koyduk. Toplu
Konut İdaresi ile biz bunu başardık'' diye konuştu.
Toplu Konut İdaresi tarafından bugün 320 bin konut inşa edilmekte olduğunu, bunun 220 binini 10-15-20 yıl vadelerle sahiplerine teslim ettiklerini anlatan Erdoğan, bu hassasiyetle bugünlere geldiklerini vurguladı.
HAYIRSEVERLERİN DESTEĞİ
Aynı şekilde üniversitelerin şu anki yapılarıyla ilgili atılan adımlarda da hassasiyetlerinin devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, hayırseverlerle oturup konuştuklarını, eğitime
destek vermek isteyenler için vergiden muafiyet getirdiklerini anımsattı.
Hayırseverler arasında tek başına ''Bu üniversiteyi ben yapacağım'' diyenler olduğunu, Ağrı'da, Bitlis'te Siirt'te, ''Bütün kampüsü ben yapacağım'' diyenler bulunduğunu anlatan Erdoğan, ortaya çok da güzel projeler konulduğunu, özellikle Ağrı'daki projenin anlatılır gibi olmadığını kaydetti.
Ağrı'daki proje ortaya çıktığında, özellikle nasıl olduğunu görmek isteyenler olacağını dile getiren Erdoğan, Ağrı'nın da bu vesileyle bir cazibe merkezi haline geleceğini söyledi.
Hakkari'de Kadir Has Vakfı ile bu adımları atma temennisinde bulunan Erdoğan, bu
ihmal edilmişlikten Hakkari'yi hep birlikte kurtaracaklarını vurguladı.
3-5 bin üniversite öğrencisinin gelmesiyle Hakkari'de bir ekonomik hareketlilik başlayacağını, batıdan gidecek gençlikle Hakkari'deki gençliğin bütünleşeceğini ve bunun oradaki gençliğin ufkunu bile etkileyeceğini söyleyen Erdoğan, bu yaz ''
Gönül Köprüsü Projesi' kapsamında 100 bin öğrencinin bir kısmının doğudan batıya, bir kısmının da batıdan doğuya gittiğini ve ülkelerinin örf adet ve geleneklerini yerinde tanıma fırsatı bulduklarını anlattı.
ELEŞTİRİYE AÇIK OLACAĞIZ, HAKARETE ASLA...
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Birliğimizi, beraberliğimizi böyle tesis edeceğiz. Türkiye'nin ihtiyacı olan birlik ve beraberliktir. Terörün tek reçetesi de budur. Onun için üniversitelerimiz içerisinde de eleştiriye açık olacağız, ama
hakarete asla. Kimse düşüncenin değerlendirilmesinde asla hakarete yer vermemeli. Çünkü insan saygındır. İnsana hakareti reddediyoruz. Saygı içerisinde eleştirini yap, ama bunu hakarete götürürsen olmaz. O zaman karşı tarafı
tahrik edersin, belki oradan bir karşı hakaret de sen bulursun.''
Üniversitelerin zaten kelime anlamıyla evrenselliği taşıdığını ve üniversiteleri evrensel değerlerin müzakere edildiği yerler olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, bu anlayışla 6 yılda 54 üniversite ve 469 fakülte kurduklarını söyledi.
Erdoğan, tıp fakültesinde Almanya'da bir öğretim üyesine düşen öğrenci sayısının 23.7, Türkiye'de ise 3.7 olduğunu vurgulayarak, çalışmak, gayret etmek gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''El öptürmeyi sevmem, asla öptürmem. Ve 3 kişinin elinin öpülmesini isterim; Birisi annedir, birisi babadır, birisi de öğretmendir. Onların eli öpülür. Çünkü bizim yetişmemizde onların emeği var. Biz onlarla hayatı tanıdık. Biz onlarla kendimizi tanıdık. Dolayısıyla biz öğretmenin elini öperiz. Bazıları 'ağanın elini öp, ayakkabılarını öp'... Bizde bu yok. Bizim değerlerimizde bu yok zaten. Bundan rahatsız olan olabilir. Hiç önemli değil. Bunların nasıl bir
toplum meydana getirdiğini görüyorsunuz. Öz güveni olmayan, yalaka toplum meydana getirmiştir. Biz böyle toplum istemiyoruz. Haysiyetli, şahsiyetli, onurlu, öz güveni olan bir toplum istiyoruz.''
ÜNİVERSİTELERİN FİZİKİ İMKANLARINI GELİŞTİRİYORUZ
Başbakan Erdoğan, artık üniversitesi olmayan il kalmadığını dile getirerek, süratle üniversitelerin fiziki imkanlarını geliştirdiklerini söyledi.
Anadolu'da öğrencilerin
yurt imkanları konusunda yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, artık Anadolu'da ranza sistemi olan yurtların kalmadığını ve odalarda 3'er öğrencinin bulunduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde üniversite öğrencilerine verilen burs miktarı 45 YTL iken, bu rakamın 2008 itibariyle 160 YTL olduğunu, master öğrencilerine verilen bursu 90 YTL'den 320 YTL'ye, doktora öğrencilerine verilen 135 YTL'lik bursu da 480 YTL'ye çıkardıklarını anlattı.
Amatör milli sporculara da 480 YTL ödediklerini anımsatan Erdoğan, göreve geldiklerinde 452 bin olan burs ve kredi alan öğrenci sayısının şu anda 763 bine ulaştığını söyledi.
Eğitimde mazeret kabul etmediklerini ve üzerlerine düşen ne ise bunu yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Bizler emanetçiyiz. Bugün varız, yarın olmayacağız, ama bulunduğumuz süre içerisinde bizler, aldığımız sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz ki ülkemizin geleceği çok daha güçlü olsun'' dedi.
Başbakan Erdoğan, yoğun bir
rekabet dünyasında yaşandığına işaret ederek, rekabetin eğitimde de var olduğunu kaydetti.
Cumhuriyet'in 100. yılında hedeflerinin, Türkiye'nin ekonomide dünya ülkeleri arasında ilk 10'a girmesi olduğunu belirten Erdoğan, eğitim ve öğretimde de dünyada ilk 10'a girmeyi amaçladıklarını ve bu konuda çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi.
Bu arada, Başbakan Erdoğan, Kadir Has Üniversitesine gelişinde, Rezzan Has Müzesi tarafından düzenlenen ''Haliç...'' sergisini gezdi.