AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, doğrunun ışığından hiç ayrılmadıklarını, hiç ayrılmayacaklarını ifade ederek, “İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde
Türkiye'nin kanayan yaralarını
tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz” dedi. Erdoğan,
Bingöl Şehir Stadı'nda düzenlenen il kongresine katılarak bir konuşma yaptı.
İllere, ilçelere, beldelere
hizmet götürmeye devam ettiklerini anlatan Erdoğan, tüm ülkede olduğu gibi Bingöl'de de inançla ve şevkle seslerini yükselttiklerini söyledi.
“Durmak yok, yola devam” diyerek hizmeti sürdüklerini dile getiren Erdoğan, kendilerine oy versin vermesin kadını, erkeği, genci, yaşlısı 71,5 milyon vatandaşın emanetinin omuzlarında olduğunu kaydetti. Her bir
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının
yaşam tarzı, arzuları, adetleri, beklentileri, hürriyetleri, haklarının, kendilerinin öz güvencesi sayıldığını ve böyle kabul ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Partimiz, teşkilatımız kendisine verilen bu emanetin bilincindedir. Bu kutsal emanetin hassasiyetinin bilincindedir. Etnik kökenler üzerinden
siyaset yapmadık, yapmıyoruz.
Kimlik siyasetini siyasetimizin ana gövdesi yapmadık, yapmıyoruz. Yapanlar gibi de düşünmüyoruz. Çünkü bunu ayrımcılık olarak görüyoruz. İnsanların dinlerini, mezheplerini, renklerini, gelenek ve göreneklerini ayrıştırıcı bir şekilde siyasetimize asla alet etmedik, etmiyoruz. Bu ülkenin bin yıllar boyunca oluşmuş kardeşliğine kasteden hiçbir yaklaşım, hiçbir girişim bizim siyasetimizde kendisine yer bulamadı. Biz her zaman birleştirici, her zaman bütünleştirici, kucaklayıcı olduk. 81 vilayetin tamamında 780 bin kilometre karenin bütününde siyaset yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Türkiye'de kimi partiler milli duyguları istismar ederek, şehitlerimizi istismar ederek ülkenin
doğusuna, Sivas'ın ötesine geçemeden siyaset yapıyorlar. Kimi partiler halkımızı hayali tehditlerle korkutarak,
sanal korkuları, evhamları tedavüle sokarak yine ülkemizin belli kesimlerinden oy toplamanın gayretine giriyorlar. Kimi partilerse benim
Kürt kökenli vatandaşlarımın, Doğu'daki, Güneydoğu'daki kardeşlerimin duygularını istismar ederek, sadece Türkiye'nin belli bir kesimine hitap ederek, Sivas'ın batısına geçmeyerek siyaset yapmanın mücadelesini veriyorlar.”
Bu üç siyaset tarzını da AK Parti'nin reddettiğini ve elinin tersiyle ittiğini belirten Erdoğan, “AK Parti, istismar siyasetine asla tenezzül etmemiş ve bütün samimiyetiyle milletin karşısına çıkmıştır” dedi.
“DİRENİŞLE KARŞILAŞTIK”
Bu nedenle 29
Mart seçimlerinde partisinin, ülkenin 7 coğrafi bölgesinde de birinci olduğuna işaret eden Erdoğan, AK Parti'nin 81 ilde halktan teveccüh gördüğünü ve yüzde 20 oy oranının altına düşmediğini söyledi. Diğer siyasi partilerin çok çok geride kaldığını dile getiren Erdoğan, 6,5 yıl boyunca Türkiye'nin hangi kronik meselesine el atarlarsa, çözmeye çalışırlarsa çalışsınlar belli bir direnişle karşılaştıklarını ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu bazen bürokrasidir, bazen siyasettir. Siyasetçi de önünüzde ciddi bir engel olabiliyor. Çıkar çevreleri olabiliyor, hukuk dışı örgütlenmeler olabiliyor,
hukuksuzluk olabiliyor, Ergenekon'da olduğu gibi... Bazen tamamı bir araya geliyor iş birliği, el birliği yapıyor ve üzerine üzerine geliyor. Çünkü Türkiye'nin sorunları var ama bir de bu sorunlardan beslenenler var. Bu sorunlardan kendilerine türlü çıkarlar sağlayanlar var. Hangi sorunu çözmeye kalkarsanız birilerinin kuyruğu acıyor ama biz ne dedik hani Mehmet Akif demiş ya 'Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz/ Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' İşte biz de 'milletimizden icazet aldık, milletimizden emanet aldık, arkamızda milletimiz var' dedik. 'Bu kararlılıkla Bingöl'ün, Bitlis'in, Diyarbakır'ın, Ankara'nın, İstanbul'un, Yozgat'ın, Çankırı'nın, Rize'nin, Artvin'in yükünü omuzlarımızda hissettik ve bu kararlılıkla bu yola devam ediyoruz' dedik.”
“HİÇBİR ENGEL KARŞISINDA YILMAYACAĞIZ”
Hiçbir engel karşısında yılmayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, hiçbir engelleme karşısında da vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kimi zaman yalanla geldiler üzerimize, iftirayla geldiler. Kimi zaman hukuk dışılıkla geldiler, hukuku çiğneyerek, hukuku kendilerine göre evirerek çevirerek geldiler; çeteyle geldiler, mavzerle geldiler,
terörle teröristlerle geldiler. Hiçbirisine eyvallah etmedik, Bingöllü de etmedi. Hiçbirinin karşısında eğilmedik, bükülmedik; eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Doğruyu her zeminde, her yerde savunduk. Doğrunun ışığından hiç ayrılmadık, hiç ayrılmayacağız. İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz. Ocaklar sönmesin analar yavruları için ağıt yakmasın istiyoruz. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz kalkınsın, buradaki illerimizin, insanlarımızın batıdakilerden fırsat ve imkanlar noktasında hiçbir farkı kalmasın istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki insan masumiyetine kastederek netice almak beyhude bir uğraştır. Lanetli bir yöntemdir. Bugünün dünyasında yeri yoktur, olamaz. Terörle şiddetle, öldürmekle hiçbir davaya hizmet edilemez. Hiçbir meşru
hedefe ulaşılamaz. Hiçbir hak, en temel hak olan yaşama hakkını ortadan kaldırma gibi bir yöntemle elde edilemez.
“TERÖR, KARDEŞLİĞİN DÜŞMANIDIR”
Terör, insanlığın da hukukun de demokrasinin de kardeşliğin de düşmanıdır. Terörün çıkmaz bir yol olduğunu görmek, bu yanlış yoldan dönmek en doğrusudur. Çünkü biliyoruz ki yıllarca terör ortamının olumsuzluklarından beslenenler, güç devşirenler, menfaat sağlayanlar oldu. En önemlisi de terör ortamının devamını çözüm gayretlerinin önüne bir
duvar gibi çektiler. Terör odaklarını bir engel olarak koydular.
Hükümet olarak her konuda çözümden yana olduk. Kronik sorunların çözümü için güçlü bir siyasi irade ortaya koyduk. Bazı sorunların mutlak bir çözüm yolu olmayabilir ancak önemli olan çözüm süreçlerini başlatmak, samimiyetle gayret göstermektir. Sorunları hafifletmek, çözüm yoluna koymak, meseleleri yumuşatmak olması gerekendir. Terörle mücadele 71,5 milyon vatan evladının ortak meselesidir. Ülkemizde kimlik siyasetini öncelikli mesele haline getirmek bu ülkeye
ihanettir diye düşünüyorum. Biz ülkemizde Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Zazasıyla, Çerkeziyle, Abhazasıyla tüm vatan evlatlarını 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' anlayışıyla seviyoruz. Hiçbir vatandaşıma farklı mesafede bulunamam, bunu da ihanet kabul ederim. Hepsine aynı mesafedeyim. AK Parti iktidarı hepsine eşit mesafededir.”
“SİHİRLİ FORMÜLLER YOK”
Onun için Türkiye'nin doğusundan batısına
kalkınma hareketini başlatırken bunu hedef aldıklarını anlatan Erdoğan, “Hiçbir zaman çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik, hiçbir zaman sorunlara gözümüzü yummadık. Çözüm süreçlerini baltalamak isteyenlere karşı herkese düşen sağduyuyu, fazileti, iyi niyeti ortaya koymaktır. Bütün siyasi partilerden biz bunu bekliyoruz. Diyoruz ki (herkes sorunun değil, çözümün bir parçası haline gelmek, çözüm süreçlerine katkıda bulunmak, sorumluluk duygusuyla hareket etmek durumundadır)” dedi.
“Ortada sihirli formüller, geceden sabaha gerçekleşecek mucizeler yok” diyen Erdoğan, ama bir çözüm iradesinin var olduğunu kaydetti. Erdoğan, “İyi niyet var, samimi bir gayret var. Sorunları ertelemeyen bir anlayış var. İşte bunun için diyoruz ki önümüzdeki dönemde herkes sorumluluk bilinciyle, itidalle, sabırla pozitif bir bakış açısıyla hareket ederse aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Her meselede demokrasinin, hukukun, kalkınmanın mücadelesini veriyoruz” diye konuştu.
AA