Başbakan,
Alman gazetelerine konuştu: Artık sıra
Avrupa'da.
Berlin ziyaretinde önceki gün Alman Başbakanı Gerhard Schröder'le
dayanışma tazeleyen Başbakan
Tayyip Erdoğan, medyaya demeçlerinde Alman kamuoyuna seslendi. Başbakan'ın Berliner Morgenpost ve Welt gazetelerine 'Ev ödevlerimizi yaptık' başlıklı demeci şöyle:
(AB liderleri Avrupa Komisyonu'nun
müzakerelerin başlaması tavsiyesine uymazsa ne olur?) Biz ev ödevlerimizi yaptık. Şimdi AB'nin de ev ödevlerini yapıp yapmadığını görmek istiyoruz.
(Sonucu açık müzakereleri kabul eder misiniz?) Bu tür önerileri hiç hoş bulmuyorum. Normal yol şudur: Biz kriterleri yerine getirmeliyiz. Daha sonra müzakereler başlar. Şartlar yerine getirilince tam üyelik olur. Bugüne kadar hiçbir üye
ülke konusunda
referandum yapılmadı. Şimdi sadece
Türkiye için söz edilmesi çifte standarttır. Bu, AB'ye üye bazı ülkelerin Türkiye'den kötü durumda oldukları düşünülecek olursa, daha da acı bir durum. Türkiye konusunda referandum AB'nin kendi yasalarına uymadığı anlamına gelir.
(Türk halkı AB'yle ilişkileri geliştirmenin anlamını biliyor mu?) Her ay halkın reformlara ve AB üyeliğine nasıl baktığı konusunda araştırma yaptırıyorum. Şu sıra halkın yüzde 75'i bizi destekliyor. Ancak bu böyle kalmayabilir.
Erdoğan, Alman özel televizyonu n-tv'nin sorularını şöyle yanıtladı:
(İmtiyazlı
ortaklık önerisi konusunda...) Bizim için öngörülen üyelik kriterlerinde böyle bir şey yok. Popülist politikalar kâr getirmez.
(Belediye başkanlığı döneminde aşırı dinci programları olduğu iddialarına ilişkin...) Tümüyle asılsız. Dünya değişiyor. Ben
dindar bir insanım ve bundan pişmanlık duymuyorum.
(Türban tartışmalarına ilişkin...) Eşim ve kızlarım inançlarının gereğini yerine getiriyor.
Başörtüsü takmaları siyasi amaçlı değil.
(Sizi
cumhurbaşkanı olarak görecek miyiz?) İhtimaller üzerinde konuşmayı sevmem. İki ayağımla yere basmayı severim.