Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'de demokrasiye inanmış olanların hepsinin bölücü
terör örgütü karşısında yekvücut olmaya mecbur olduğunu ve kimsenin
terör örgütünün yanında yer alamayacağını belirterek, ''Alması halinde de benim milletim onları ne yapacaktır, dışlayacaktır. Olay bu kadar basittir'' dedi.
Erdoğan ile
Slovenya Başbakanı Janez Jansa, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak
basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, ''Bölücü terör örgütünün faaliyetleri konusunda hem
Irak'taki merkezi hükümetten hem de
Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimden Türkiye'nin kaygılarını giderecek açıklamalar geldi. Bölücü terör örgütü üzerindeki baskının biraz daha arttığını görüyoruz. Bu üslup değişikliğini yeterli görüyor musunuz? Başka ne gibi adımlar bekliyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Tabii bu bir süreç. Biz biliyorsunuz bu işin siyasi, askeri, diplomatik yönleri olduğunu söyledik. Bu olay sadece bir güvenlik sorunu değil. Olayın sadece askeri, polisiye yönü yok. Bunun diplomatik yönü de var, siyasi yönü de var ve biz bu süreci bu şekilde başlatmış bulunuyoruz.
Bununla ilgili olarak gerek şahsım, gerek bakan arkadaşlarım, başta
Dışişleri Bakanımız olmak üzere yaptığımız plan çerçevesinde ilgili
ülkeleri, diğer bunun dışında kalan ülkeleri bilgilendirme çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Yani bu bitmiş değil.
Amerika seyahati bunlardan bir tanesiydi.
Süreç içerisinde işin gerçek yüzü meydana çıkıyor. Özellikle de terör örgütünün, aslında
Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenen bir örgüt olmadığını, onların tamamıyla kendilerine özgü, kendi çıkar ilişkilerini veyahutta ideolojik hedefler peşinde olduğunu anlatıyoruz. Terörden nemalanan grup olduklarını gittiğimiz her yerde anlattık, anlatıyoruz. Kaldı ki terörizme karşı, teröristlere karşı, gerek Amerika olsun, gerek ta Avustralyası, Yeni Zelandası olsun, gerek AB üyesi ülkeler olsun, hepsi zaten anılan bölücü terör örgütünü, yani PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. Terör örgütü olarak ilan ettiklerine göre, ülkemizde de demokrasiye soyunmuş olan, demokrasiye inanmış olanların hepsi de bu terör örgütü karşısında yekvücut olmaya mecburdur. Kimse terör örgütünün yanında yer almamalıdır, alamaz. Alması halinde de benim milletim onları ne yapacaktır, dışlayacaktır. Olay bu kadar basittir ve bu bir süreçtir.''
-AB REFORM PAKETİ-
Başbakan Erdoğan,
Dışişleri Bakanı ve
Başmüzakereci Ali Babacan'ın, reformlar konusunda 2008 yılında yeni bir atağa geçileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve bu reformların içeriğinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:
''Bizim bir defa bu konudaki kararlılığımız
sanal değildir. Bu bizim çok ciddi, kararlı bir şekilde attığımız adımdır ve biz bu reformları bu ana kadar nasıl kararlı bir şekilde yasaları çıkartmak suretiyle gerçekleştirdiysek, bu reformlara yönelik adımları attıysak, bundan sonraki süreçte de aynı şekilde atmaya devam edeceğiz.
Biliyorsunuz şu anda gündemimizde yoğun bir şekilde
bütçe çalışmaları, müzakereleri var. Bütçe müzakerelerini takiben
AB süreci ile ilgili reforma yönelik çalışmalarımız aynı kararlılıkla devam edecektir. Nitekim bu konuyla ilgili tüm bürokrat arkadaşlarım, teknokrat arkadaşlarım,
sivil toplum örgütleri mensupları zaten çalışmalarını sürdürüyorlar, görüşmelerini devam ettiriyorlar. Bu konularda herhangi bir rehavet söz konusu değildir. Bundan kimsenin endişesi olmasın. AB sürecine inananlar açısından söylüyorum.''
Slovenya Başbakanı Janez Jansa, 2008 yılı başında üstlenecekleri AB dönem başkanlığı sırasında Türkiye'nin üyelik sürecinin planlandığı gibi sürmesi için "ellerinden geleni yapacaklarını" bildirdi. Jansa, bununla birlikte müzakerelerde hiç açılmamış fasılların açılabilmesi için oy birliği gerektiğine dikkati çekti.
Jansa, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, gösterilen misafirperverlikten dolayı kendisi ve heyeti adına teşekkür etti.Türkiye ile NATO'da müttefik olduklarını hatırlatan Jansa, Türkiye'nin Slovenya'nın NATO ve
OECD üyeliklerine verdiği
destekten dolayı da müteşekkir olduklarını belirtti.
İki ülke arasında
ekonomik işbirliğinin hızla geliştiğini kaydeden Jansa, mal ve
hizmet sektöründe işlerin giderek iyiye gittiğini, ortaya çıkan rakamların kendilerini çok memnun ettiğini ifade etti.
Jansa, iki ülke arasında "kullanılmamış büyük bir potansiyel" bulunduğunu, ticaret, turizm, ulaştırma ve
lojistik alanlarda işbirliğinin daha da artırılması gerektiğini belirtti. Konuk Başbakan, iki ülke arasındaki
demir yolu hattının lojistik açıdan çok önemli olduğuna işaret etti.
Slovenyalı iş adamlarının Türkiye ziyaretine ilgisini "iki ülke arasında ne kadar büyük bir potansiyel olduğunun göstergesi" olarak değerlendiren Jansa, bu nedenle İş Konseyi toplantısının önemine işaret etti ve bu toplantının iki ülkeye büyük yol katettireceğini bildirdi.
Erdoğan ile ikili görüşmelerde ele aldıkları konulardan birinin de Slovenya'nın 2008 yılı başındaki AB dönem başkanlığı olduğunu söyleyen Jansa, Slovenya olarak AB'nin genişleme sürecine tam destek verdiklerini ve bu çerçevede
Aralık ayında
imzalanacak reform
anlaşmasının çok büyük önem taşıdığını kaydetti.
Jansa, Türkiye'nin AB üyeliğine Slovenya halkının çok sıcak baktığını, ancak genel olarak üyelik sürecinin çok zorlu bir süreç olduğunu belirtti. En son yayımlanan İlerleme Raporunun objektif olduğunu inandıklarını bildiren Jansa, Türkiye'nin de uyum çalışmalarını hızla yapacağına gönülden inandıklarını söyledi.
"Slovenya dönem başkanlığı sırasında Türkiye'nin üyelik sürecinin aynen planlandığı gibi sürmesi için elimizden geleni yapacağız" diyen Jansa, Türkiye'nin bölgesinde oynadığı istikrar sağlayıcı role gönülden inandıklarını ifade etti.
Jansa, görüşmelerde uluslararası güvenlik konularını da ele aldıklarını, Erdoğan'ın Irak sınırında yaşananlara ilişkin bilgi verdiğini kaydetti. "Terör olaylarını kınıyoruz" diyen Jansa, yaşamını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diledi. Jansa, "AB sorunun bir an önce barışçı bir şekilde çözümlenmesini destekleyerek, Irak merkezi hükümetinin kendi toprakları üzerinde sorumluluğu bir an önce üstlenmesini bekliyor" diye konuştu.
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soruya karşılık Jansa, Türkiye'nin üyeliğine İsveç'ten sonra en büyük ikinci desteğin Slovenya halkından geldiğini belirtti. Bunun iki yönlü bir süreç olduğunu, kendilerinin açılmamış fasılların açılması ya da fasılların kapatılması için ellerinden geleni yapacaklarını kaydeden Jansa, Türkiye'ye destek vaadinde bulundu. Jansa, bununla birlikte hiç açılmamış fasılların açılmasının ancak oy birliğiyle mümkün olduğunu anımsattı.
Bu arada, basın toplantısından önce, Türkiye ile Slovenya arasında ilgili bakanlar tarafından beş anlaşmaya imza atıldı.
Tarım, sağlık,
iletişim teknolojileri ve
Akdeniz Üniversitesi ile ilgili işbirliği anlaşmaları ile diplomatik pasaportlu
personel ailelerine yönelik istihdama ilişkin anlaşma imzalandı.
AA