Erdoğan, Gaziosmanpaşa'da İstanbul geneline yapılan altyapı yatırımlarının toplu açılışı nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kentte yapılan bütün açılışların şölene ve bayrama dönüştüğünü belirtti. Tek tek açılış yapmak yerine toplu açılış gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, eskiden siyasetçilerin, başbakanların seçim dönemlerinde ellerinde kazma kürek alarak kameraların karşısına geçtiklerini ve göstermelik temel atma törenleri yaptıklarını savundu. Erdoğan, aradan on yıllar geçmesine rağmen o temellerin bir türlü yükselmediğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Türkiye, onların yüzünden adeta temel mezarlığına, beton mezarlığına dönüşmüştü. Bu 6 yıllık süre içinde ülkenin dört bir yanında nereye gittiysem bunu gördüm. Karadeniz Sahil Yolu'nda bunun yaşadık. Bolu Tüneli'nde bunu yaşadık. Mavi akımda bunu yaşadık. İstanbul metrosunda bunu yaşadık. Şehirlerimizdeki yolların yapımında, hizmet binaların yapımında, eğitim ve sağlık kuruluşlarının adalet ve emniyet tesislerinin yapımında bunları yaşadık. Tembellik, ilgisizlik, iş bilmezlik yüzünden yarım bırakılan birçok işi bitirmek bizim iktidarımıza bizim belediyelerimize düştü. Onun için biz yeni bir hizmet anlayışıyla halkımızın karşısında olduk. Farklı bir metot farklı bir yöntem benimsedik.'' Başbakan Erdoğan, kendisinin temel atma törenlerine gitmediğini, bakan ve milletvekillerinin bu törenleri gerçekleştirdiğini, ancak bunların takipçisi olduktan sonra toplu açılış törenlerine katıldığını söyledi. NE ALDANAN, NE ALDATAN Bu süreçte ''ne aldanan ne de aldatan olduklarını'' ifade eden Erdoğan, bugün de toplam 67 yatırımın açılışını gerçekleştirdiklerini kaydetti. Erdoğan, 1994-1999 yılları arasında, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde ilçe belediye başkanıyla buraya yaptıkları yatırımların bilindiğini, son 5 yılda da ilçe belediye başkanı Erhan Erol ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın yaptıkları hizmetlerin halk tarafından bilindiğini dile getirdi. İstanbul'un 12,5 milyon nüfusuyla çok büyük bir metropol olduğunu ve günde 2 milyon metreküp su tüketildiğini anlatan Erdoğan, bunun birçok Avrupa ülkesiyle kıyas kabul etmeyecek bir tüketim oranı olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, kullanım suyundan kaynaklanan atık suların da çevreye zarar vermeden arıtılıp uzaklaştırılması gerektiğine işaret ederek, bugün açılışı yapılan altyapı yatırımlarından Paşaköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin ikinci ünitesinin hayati öneme sahip olduğunu kaydetti. Bu tesis ile günlük 100 bin metreküp olan arıtma kapasitesinin yüzde 100 artırılarak 200 bin metreküpe çıkarıldığını, yine bu arıtma tesisiyle 400 bin kişinin çevreye bıraktığı atık suyla kirliliğe neden olan karbon, azot ve fosforun bertaraf edildiğini anlatan Erdoğan, ayrıca geri kazanılan atıklardan elde edilen biyogazdan üretilen enerjiyle de birçok tesisin aydınlanma ve enerji ihtiyacının karşılandığını söyledi. Erdoğan, Paşaköy Arıtma Tesisi'nin deniz deşarjı yönünden de 570 bin metreküp kapasitesiyle de 2 milyon 280 bin kişiye hizmet vereceğini ve bu tesisle Anadolu Yakası sahillerinden Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'na atık su girişinin tamamen son bulduğunu kaydetti. Melen Projesi ile İstanbul'a Melen Deresi'nden yeni su kaynağı sağladıklarını hatırlatan Erdoğan, bütün bu hizmetlerin kendi iktidarları döneminde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığını yatırımlarla sağlandığını ifade etti. GÖRÜNMEYEN YATIRIMLAR Erdoğan, bu yatırımların yer altından deniz altından gittiğini ifade ederek, ''Sizler yerin altında denizin altından nelerin olduğunu görmüyorsunuz. Eğer sürekli olarak yaptığımız işler göze hitap eden işler olsa görürsünüz. Minare görünür, ama kuyu görünmez. İkisi de hayırlı iş. Biz şimdi kuyuları yapıyoruz. Onlar bize lazım. Nedir o? Altyapı tesisleri'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, İstanbul Boğazı'nın altından Üsküdar'ı Sirkeci'ye bağlayan 11. tüpü yerleştirdiklerini, ama kimsenin boğazın altındaki bu tüplerden haberi olmadığını vurguladı. Boğazın altında raylı sistemin geçeceğini, bunu Sultan Abdülhamit'in düşündüğünü ve geleceğe yönelik ufkunu ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, o günden bugüne kimsenin aklına bunu yapmanın gelmediğini söyledi. Erdoğan, ''Bunu yapmak bize nasip oldu. Bizden öncekiler Avrupa ile Asya'yı üstten köprü ile birbirine bağladılar. Şimdi biz raylı sistemle yeni bir adım atıyoruz. Pekin'i Londra'ya, Asya'yı Avrupa'ya bağlıyoruz farkımız bu'' dedi. Erdoğan, Maltepe'den Bağcılar'a, Bakırköy'den Beşiktaş'a, Fatih'ten Küçükçekmece'ye Bahçelievler'den Çatalca ve Silivri'ye varıncaya kadar 29 ilçede inşa ettikleri altyapı yatırımlarının bugün açılışını yaptıklarını ifade ederek, bu kapsamda 556 bin metre atık su şebekesi ve kolektörü 17 kilometre tünel, 2 bin 100 metre dere ıslahı yapıldığını anlattı. TÜRKİYE AŞKI Bütün bu altyapı yatırımları ile İstanbul'un altyapısını tam anlamıyla güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, ''Bütün bu altyapı yatırımları bizim İstanbul sevdamızın, Türkiye aşkımızın, millete duyduğumuz bağlılığın gereği. Bunlar makyaj yatırımları değil, yapısal kalıcı temel yatırımlar'' şeklinde konuştu. Erdoğan, bütün bu yatırımlarda harıl harıl çalışan işçilerin büyük katkısı olduğunu dile getirerek, hepsini kutladı. Başbakan Erdoğan, ''kendilerinden önceki dönemlerde popülizme yönelindiğini'' ifade ederek, şunları söyledi: ''Biz popülizme yönelmedik. Çünkü biz şunu söyledik: Biz yola çıkarken milletimizin efendisi olmak için çıkmadık. Çünkü millete efendilik yoktur. Millete hizmetkar olmak vardır. Biz milletimizin hizmetkarıyız. Bakan arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, milletimizin hizmetkarı. Valilerimiz, belediye başkanlarımız, kaymakamlarımız milletimizin hizmetkarı. Bu dönem bunun adıdır. Millete efendilik yok millete hizmetkarlık var. Biz bunu başlattık. Bunu açık söyledik söylemeye devam ediyoruz.'' Başbakan Erdoğan, birilerinin yeri geldiğinde bu ifadeleri kendilerine göre hafife aldığına dikkati çekerek, konuşmasınını şöyle sürdürdü: ''Biz dedik ki, 'Benim valim, kaymakamım, belediye başkanım icabında kömürü arabaya yükleyecek, kendisi gidip fakir fukarayı garip gurebayı bulacak. Kömürü evinde teslim edecek. Sobası yoksa sobasını da evinde teslim edecek.' Bunları yapacağız. Ülkemizi, Türkiye Cumhuriyeti'ni demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak Anayasamızı o ileri devlet içerisinde tanıdık öyle biliyoruz. Ve bugüne kadar sosyal hukuk devleti özelliğini görmeyenlere biz bu uygulamalarımızla bunu gösteriyoruz. Göstermeye devam ediyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında bu uygulanıyor. Edirne'den Manisa'ya bunu göreceksiniz. Sinop'tan Hatay'a kadar bunu göreceksiniz, Hakkari'den Van'a, Erzurum'dan Edirne'ye ve Tekirdağ'a kadar bunu göreceksiniz. İşte bizim farkımız bu. Biz bunu başardık.''