Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün kendisiyle ilgili açıklamalarını değerlendirirken, ''Eğer hastaneye gitmesi gereken birisi varsa kendisidir. Kısa zamanda bir tedaviye ihtiyacı var'' dedi.
Erdoğan,
Ukrayna'ya hareketinden önce
Esenboğa Havalimanında gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, ''CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarıyla ilgili olarak,
AK Parti Grup
Başkanvekili Suat Kılıç yargıyı işaret etti. Dava açmayı düşünüyor musunuz? CHP'den de üslubunuza yönelik eleştiriler geldi. Yanıtınız olacak mı?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Öncelikle benim üslubumu değerlendirenler kendi üsluplarını bir gözden geçirsinler. Ben bugüne kadar, mümkün olduğunca, hiçbir zaman
hakaret yolunu seçmedim. Ama, gerek şahsımı, gerek partimi illegal örgütlerle irtibatlı göstermeye gayret ettikleri zaman, benim onlardan isteyeceğim bir şey vardır. Her zaman söylüyoruz, hukukta da kaidedir; müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Böyle bir iddiayla bir genel başkan ortaya çıkar da bu iddiasını ortaya atıp, ortada bırakırsa, istemem gereken bu iddianın ispatıdır. Çünkü, bu sıradan bir iddia değil.
'AK Parti'nin geçmişi bellidir, tertemizdir, pırıl pırıldır, aktır. Dolayısıyla bu en azından bir densizliktir. İspat edemezse de alçaktır' dedim. İspat edecek. Bunu ispat etme görevi onundur.
Bunu defaatle yaptı. İlk defa yapmıyor bu işi. Adeta meslek edinmiş. Bakın söyledi, bir daha konuşmuyor. Şimdi pası arkadaşlarına attı. Hadi söyle, ne gibi ilişkiler var, ne yapılmış, bunu ortaya koy. Bunu ortaya koymadığı sürece, bu hakkında ifade ettiği bu sıfatlar ona tam yakışıyor. Eğer hastaneye gitmesi gereken birisi varsa kendisidir. Kısa zamanda bir tedaviye ihtiyacı var.''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
Gazeteci Yazar Uğur
Mumcu'nun öldürülmesi konusunda, ''Merhum Mumcu ile ilgili 18 sene önce bir olay var ve zanlı şu anda içerde. Bunu bir defa zaten
faili meçhul kategorisine sokamazsınız, zanlı diyorsunuz. Bununla ilgili yargı niye kararını vermez? 'Budur veya bu değildir' demesi lazım'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Esenboğa Havalimanında, Ukrayna'ya hareketinden önce yaptığı basın toplantısında, ziyareti sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Viktor
Yanukoviç ve Başbakan Mikola Azarov ile görüşeceğini belirtti.
Ukrayna ile mevcut dostluk ve
işbirliği ilişkilerinin her geçen gün daha ileri bir noktaya taşındığını söyleyen Erdoğan, Yanukoviç'in Başbakanlığı döneminde başlayan dostluklarının Devlet Başkanlığı döneminde de artarak devam ettiğini kaydetti.
''Bu ziyaretimiz aslında gecikmiş bir ziyaret'' diyen Erdoğan, ziyarette, iki
ülke gündeminde bulunan uluslararası ve bölgesel gelişmeleri birlikte değerlendirme fırsatı bulacaklarını anlattı.
Erdoğan, ziyarette
Türkiye ile Ukrayna arasında Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurulmasına ilişkin ortak açıklamayı da Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç ile imzalamayı öngördüklerini ifade etti.
Ziyareti sırasında başka bir dizi
anlaşma da imzalayacaklarını söyleyen Erdoğan, yarın
Kiev'deki temasları çerçevesinde Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Toplantısına katılmayı, oda ve borsa başkanlarına hitap etmeyi planladığını aktardı.
İş Konseyi vesilesiyle Türk ve Ukraynalı iş adamlarıyla biraraya gelerek, görüş ve önerilerini dinleme ve sorunları hakkında ilk elden bilgi alma fırsatını da bulacaklarını anlatan Erdoğan, Ukrayna'nın en büyük üniversitesi
Ulusal Kiev Üniversitesince verilecek fahri doktorayı da alacağını bildirdi.
-SORULAR-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin ''Uğur Mumcu'nun katledilişinin 18. yılını yaşıyoruz. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu, Mumcu'nun evine bir taziye ziyaretinde bulundu ve orada 'Devletin görevi faili meçhullerin çözülmesidir, ancak bu konuyla ilgili defalarca
TBMM gündemine soru önergeleriyle gelmemize karşın Adalet ve Kalkınma Partisi bunlarla ilgilenmedi ve bunları Meclisin gündemine taşımadı' ifadesini kullandı. Değerlendirmeniz ne olacak?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Bizim dönemimizde meydana gelen cinayetlerde, bir şeyi çok açık net söylemek durumundayım, biz faili meçhul hemen hemen yaratmadık, üzerlerine bu tür olayların çok yoğun gitmek suretiyle anında bunları neticelendirmeye muktedir olduk. Bu, zaman olmuştur 24 saat, zaman olmuştur 36 saatte netice almışızdır. Fakat, 10 sene önce, 20 sene önce işlenmiş olan ki
merhum Mumcu ile ilgili 18 sene önce bir olay var ve zanlı şu anda içerde. Bunu bir defa zaten faili meçhul kategorisine sokamazsınız, zanlı diyorsunuz. Bununla ilgili yargı niye kararını vermez?
Yargının burada kararını vermesi lazım. 'Budur veya bu değildir' demesi lazım. Konuyla ilgili de yargı, bunun ihtisabları nelerse bunu da ortaya çıkarması lazım. Bu da onların bir görevi, bunların yapılması lazım. Diğer faili meçhullerle ilgili ise olay bizim dönemimizde dikkat edin konuşulmaya başlanmıştır. Bu konularla ilgili de çok ciddi aramalar, araştırmalar, kazılar yapılmıştır. Fakat biz
sipariş üzerine sürekli olarak bu tür şeyleri yapamayız. Yargıdan yürütmeye bu noktada gelebilecek herhangi bir uyarı, ikaz olduğunda, hemen biz yürütme olarak işin üzerine gideriz, yapılması gereken neyse bunu yaparız. Asla bunları ardımıza koymayız.''
Erdoğan, Ermenistan'da nükleer sızıntı olup olmadığı yönünde kendisine bir bilgi ulaşıp ulaşmadığının sorulması üzerine ''
Hayır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Venezuella ile Türkiye arasında inşaat yapımıyla petrol
takası gündeme geldi. Bu konuda bir çalışmanız var mı?'' sorusu üzerine,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın yeni döndüğünü, kendisiyle bu konuları oturup konuşmadığını, telefonla görüştüklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu konu sıradan bir konu değil.
TOKİ Başkanımızı da almak suretiyle,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızla biraraya gelerek dinleyeceğiz. Bu nedir? Buradaki petrolün bize maliyeti nedir, ne değildir? Ona göre bizden istedikleri konutların vasıfları nelerdir? Der gelirli için mi, orta gelir, yüksek gelir grupları için mi kaç metrekarelik, tüm bunların hepsini bir değerlendirmeye alacağız ve bu değerlendirmeden sonra da böyle bir anlaşma yapmaya TOKİ'nin mevzuatı müsait. TOKİ
yurt dışında bu tür işler yapabilir, yaptırabilir. Böyle bir adımı atabiliriz, memnuniyetle atarız. Yeter ki karşılıklı olarak gerek Venezuella'nın, Türkiye'nin çıkarları bu işe el versin. Tek taraflı bir çıkar asla gözetmiyoruz. Biz bu tür
ekonomik ilişkilerde de karşılıklı çıkar ilişkilerini, denge politikasını bugüne kadar hep gözettik, gözetiyoruz.''