AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında yolsuzluk operasyonlarına değinen Erdoğan, "11 yıldır hükümet görevimizde hamd olsun 'mahcup olmadık, mahcup etmedik, milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık'. Buradan aziz milletime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun, bize güvensin. Biz her zaman doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuur, korku ve anlayışla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüz, emanete olan bağlılığımızdır. Yolsuzluklar karşısındaki sert ve kararlı duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bu günlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için Türkiye'ye aşkla, sevdayla bağlı olduğumuz için eser ve hizmet ürettiğimiz için bugünlere ve buralara geldik. Bundan asla taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.
"HUKUKA NE İHTİYAÇ VAR"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir gerçeğin üzerinde özellikle durmam lazım. Hukuk, hakkın, adaletin tecelli etmesi, iyinin kötünün ayrılabilmesi için vardır. Mahkemeler, savcılar 'hakkı haksızlıktan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayırt etmek' için vardır. Meclis, mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi partiler, siyasi partilerin genel başkanları hakimlerin yerine geçemez. Özellikle de medya, gazeteler, televizyonlar, yazarlar, yorumcular hakim ve savcının yerine geçemez. 9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah'ım. Daha ilk gün adı koyuldu 'büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'. Ardından tarihin en büyük yolsuzluğu'. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaydıysa? Bu gizlilik kaydının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içinde başka şeyler var. Burada, yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki yapı içerisindeki safhası burada servis yapıyorlar. Bize düşen, burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraat-ı zimmet asıldır' diyeceksin böyle yürüteceksin işi. Öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Bugüne kadar birçok olaylar yaşadık. Bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek? Bunları bir kenara koymak mümkün mü? Bunlar da bizim ülkemizde yaşandı. Fotoğraflar, belgeler, iddialar hep manşetlerde, her gün ekranlarda. Bakıyorsunuz ki montajlar, bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterde ve kabiliyettedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içerisinde olanlara da söylüyorum, bu mudur yürütme? Eğer kararı operasyonun ikinci gününde anamuhalefetin, yavru muhalefetin temsilcileri verecekse hakime ne ihtiyaç var? Mahkemeye ne ihtiyaç var? Eğer kararı medya verecekse, anında infaz yapabilecekse böyle bir yetkisi varsa, bütün bu uzun hukuk süreçlerine ne ihtiyaç var?"
Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor
Günlerdir Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor. Kim bunların servisini sizlere yaptı? Eğer evinde para çıktı diye, bir insan anında suçlu oluyorsa, buradan ben CHP’nin genel müdürüne soruyorum. Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine savcılara polislere demediği hakaret bırakmadı. Şimdi yargıyı savunuyor, inşallah böyle kalırsın. Şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor, daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.
CHP seçimle görev almış bir parti değildir. CHP, hep atanarak gelen bir partidir. CHP'nin geçmişi budur. Ya darbelerle, ya da işte böyle kirli komplolarla iş başına getirilmiştir. İş başına geldiği zaman da arkasında enkaz bırakarak, onlarca yolsuzluk dosyası bırakarak iktidardan ayrılmıştır. İşte şimdi partilerinin içinde yolsuzluktan hüküm giymiş suçu sabit milletvekilleri var. Bu yetmedi, İstanbul'a yolsuzlukla suçladıkları, kendi kongrelerinde yolsuzluk nedeniyle ihraç ettikleri şahsı büyükşehir belediye başkan adayı olarak koydular. Hatta genel müdür, yolsuzluk klasörünü bizzat kendisi raflardan indiriyor, o teşhir ediyordu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak
Yeni Türkiye'de uluslararası operasyonlara yer olmayacak. Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak. Bu komplo sadece AK Parti'ye değil Türkiye'ye yapılmış bir komplodur.