CANLI İZLEDİNİZ
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ABD ziyaretinin, iki
ülke ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi,
Türkiye-ABD iş birliğinin geliştirilerek çeşitlendirilmesi, örnek bir düzeyde olan siyasi ve askeri iş birliğinin atılacak bazı somut adımlarla iktisadi ve ticari ilişkilere yansıtılması açısından faydalı olacağı kanaatinde olduğunu bildirdi.
Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce,
Atatürk Havalimanı'ndaki Devlet Konukevi'nde ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte önce ABD'ye ardından da
Meksika'ya gideceğini, ABD Başkanı Obama'nın davetlisi olarak 6-8
Aralık tarihlerinde gerçekleşecek bu ziyaret çerçevesinde yarın Obama ile önce kısıtlı katılımlı bir görüşmesi olacağını, daha sonra çalışma yemeğinde bir arada olacaklarını bildirdi. Erdoğan, buna müteakiben ABD Kongresi'nin önde gelen üyeleriyle de görüşmeyi planladıklarını söyledi.
Washington'da yapacağı temaslarda iki yakın müttefik ve Başkan Obama'nın deyimiyle ''
model ortak'' olan Türkiye ve ABD arasındaki ikili ilişkilerin geleceğine yönelik görüş alışverişinde bulunacaklarını belirten Erdoğan, iki ülkenin ortak gündeminde yer alan ve yakın
işbirliği sürdürülen bölgesel ve uluslararası konularda, uluslararası birlikte yürütülen çalışmalar ve iki ülkenin stratejik ortaklığı gereği olarak atılan adımların görüşüleceğini ifade etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Öncelikle orta gündemimizde yer alan ve yakın işbirliği sürdürdüğümüz
Irak,
Afganistan,
Pakistan,
Orta Doğu, Doğu Ak
deniz,
Balkanlar ve Kafkasları kapsayan geniş coğrafyadaki gelişmelerle, terörizmle mücadele, kitle
imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, küresel mali
kriz, iklim değişikliği ve enerji arz güvenliği gibi çeşitli güncel konularda görüş teatisinde bulunacağız. Ziyaret sırasında yapacağım görüşmelerde
Alman Marshall Vakfı, Johns Hopkins Üniversitesi ve Siyaset,
Ekonomi, Toplum Araştırmaları Vakfı gibi kuruluşlarda yapacağım konuşmalarda ve medya ile temaslarımda ülkemizin dış politikasına yönelik temel mesajlarımız nelerdir bunları vermeye gayret edeceğiz.
ABD'de de yeni yönetimin göreve gelmesinden kısa bir süre sonra Başkan Obama'nın ülkemize yaptığı ilk deniz aşırı ikili ziyaretinin ardından çeşitli düzeylerde yapılan temaslarda Türkiye ve ABD ilişkilerinde önemli bir ivme yakalanmıştır. Ziyaretim, bu ivmenin sürdürülmesi ve iki ülke ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi, Türkiye-ABD iş birliğinin geliştirilerek çeşitlendirilmesi örnek bir düzeyde olan siyasi ve askeri iş birliğimizin atılacak bazı somut adımlarla iktisadi ve ticari ilişkilerimize yansıtılması açısından faydalı ve zamanlı olacağı kanaatindeyim.''
Washington'daki programının ardından Meksika Cumhurbaşkanı Felipe Calderon'un davetlisi olarak 8-10 Aralık 2009 tarihlerinde Meksika'yı ziyaret edeceğini hatırlatan Erdoğan, yaklaşık 10 yıldan sonra bu ülkeyle Başbakan düzeyinde gerçekleşecek ilk ziyareti oluşturacak bu ziyaret çerçevesinde 9 Aralık
Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Calderon ve Senato Başkanı ile ayrı ayrı görüşmeyi öngördüğünü söyledi.
Erdoğan ayrıca, Meksika Üniversitesi'nde ve Meksika
Ticaret ve
Sanayi Odası'nın düzenleyeceği ayrı bir etkinlikte Meksika'nın önde gelenlerine hitap etme imkanı olacağını kaydetti.
Meksika temaslarında iki ülkenin ortak gündeminde yer alan bölgesel meseleler, G-20, BM
Güvenlik Konseyi ve
OECD çerçevesindeki iş birlikleri,
ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi, uyuşturucu ve organize suçlarla mücadele, enerji arz güvenliği gibi çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunacaklarını ifade eden Erdoğan, ''Meksika ziyaretim Latin
Amerika ile ilişkileri geliştirmek üzere hayata geçirdiğimiz ve
Latin Amerika ve
Karayipler bölgesine
açılım stratejimiz kapsamında önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi öngördüğüm temasların ilk durağı olacaktır. Bu ziyaret sırasındaki temaslarımda coğrafi uzaklığa rağmen birçok benzerlikler ve işbirliği imkanları bulunan Türkiye ve Meksika arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi hususunu özellikle ele almayı düşünüyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 10 Aralık
Perşembe günü Türkiye'ye dönmek üzere Meksika'dan ayrılacağını söyledi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin Afganistan'da 700 olan asker sayısını 1750 civarına çıkararak orada yapabileceğini yaptığını söyledi. Erdoğan ''Üçüncü kez orada komuta görevini üstlenmiş olan silahlı kuvvetlerimiz Afgan halkıyla arasındaki o birlikteliği, o hoşgörüyü aynen korumak ve devam ettirmek durumundadır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ABD'ye yapacağı ziyaret öncesi
Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını da
yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''DTP'nin kapatılması
Anayasa Mahkemesi'nde görüşülecek. Bu konuda 'Sine-i millete döneriz' açıklması oldu. Ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna Erdoğan, ''Doğmamış bir çocuğa don biçilmez. Bu kararı verecek olan merci Anayasa Mahkemesi ve şu anda
Anayasa Mahkemesi'nin bu konudaki kararı nedir, ne değildir? Bunu ben bilemem. Fakat, parti kapatmalarla ilgili bizim düşüncemiz bellidir. Daha önce bunları defaten açıkladık. Temenni ederim ki verilecek karar ülkemiz için hayırlı olur. Sine-i millet deyince, sine-i millet hiçbir siyasi partinin tasarrufu altında değildir. Sine-i millet kimleri kabul eder, kimleri kabul etmez? Bunun ölçüsü seçimden seçime sandıklarda görülür. Onun için de tabii sine-i millete dönmek, sine-i milletin göstereceği kabul, o halkımıza ait bir tasarruftur. Ve onun üzerinde de hiçbir siyasi liderin irade beyanı söz konusu olamaz'' yanıtını verdi.
Erdoğan, ''Dün ilk kez
kuvvet komutanları Ağır
Ceza Mahkemesinde ifade verdiler.
Baykal da hükümetin orduya karşı asimetrik
psikolojik harekat içinde olduğunu söyledi. Bunun hakkındaki düşünceleriniz nedir?'' sorusu üzerine de bunun yargıda olan bir süreç olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
''
Yargı süreci üzerinde Sayın Baykal çok rahat tasarruflarda bulunabiliyor. Maalesef medya da bu tür tasarruflarda çok rahat bulunabiliyor. Defaatle bu konuda açıklamalar yaptık. Lütfen kimse, ne
siyasetçiler, ne medya mensupları yargıya intikal etmiş bu konularda bırakalım yargıyı kendi haline, yargı nasıl tasarrufta bulunacaksa hukuk çerçevesi içinde, bu tasarrufu yargı yapsın. Bu konularda hiçbirimiz konuşmayalım. Ve Anayasa'nın bu konuda belirleyici hükümleri var. Belirleyici hükümlere rağmen gördüğümüz gibi kalkıp ana muhalefet lideri her zaman yaptığı gibi bu tür açıklamaları, bu tür müdahaleleri yine aynı şekilde yapıyor. Ben bunları doğru bulmuyorum. Bunları çirkin buluyorum. Özellikle kuvvetler ayrılığı prensibinin
egemen olduğu demokratik bir
toplumda yargı erkine müdahale olarak görüyorum.''
''KİMİLERİNİN DE PAÇALARINDAN DÖKÜLÜYOR''
DTP'nin ''bizim için demokratik açılım bitti'' açıklamasının güney
doğuda açılıma desteği azaltma ihtimalinin olup olmadığına yönelik bir soru üzerine Erdoğan, ''Bu konuda, milli birlik ve kardeşlik projesiyle ilgili olarak, demokratik açılım süreci konusunda herkesin taşları eteğinden dökülüyor. Kimilerinin de paçalarından dökülüyor. Burada böyle bir durumu görüyoruz'' dedi.
Bunun bir devlet projesi olduğunu, muhatabının 72 milyon
Türk vatandaşı olduğunu daha önce söylediklerini kaydeden Erdoğan, bu konudaki çalışmaları gerek hükümet, gerek
AK Parti, gerekse
sivil toplum örgütlerinin, sözü olan herkesin bu sürece katkı vermesi temennisini dün belirttiğini hatırlattı. Erdoğan, ''Bundan sonraki süreçte de bizler yollara döküleceğiz ve 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında bunları 72 milyon vatandaşımıza anlatmanın gayreti içinde olacağız'' diye konuştu.
İsrail ile Türkiye'nin iyi ilişkilerinden ABD'nin çok memnun olduğunu belirten ve Türkiye'nin bu nedenle Orta Doğu'da bir ara buluculuk görevi alıp almadığının sorulması üzerine Erdoğan, taraflar herhangi bir ara buluculuk talebinde bulunmadığı sürece durumdan vazife çıkarmalarının söz konusu olmadığını vurguladı.
Orta Doğu'da barışa katkıda bulunmak için elinden gelen gayreti gösterebileceklerinin altını çizen Erdoğan, Orta Doğu'da barış konusunda pek çok uluslararası kuruluşun, pek çok aktörün var olduğunu da aktardı.
Erdoğan, ''ABD'deki temaslarınızda Afganistan'a Türkiye'nin yapabileceği olası katkılar üzerine somut temaslarınız olacak mı?'' sorusuna, şöyle yanıt verdi:
''Bu konuyla ilgili olarak zaten Türk Silahlı Kuvvetlerimiz talep gelmeden 700 civarında olan Afganistan'daki asker sayımızı 1750 civarına çıkardı ve şu anda biz orada yapabileceğimizi yapmış durumdayız.
Asker sayımızı gerekli sayıya çıkartmış durumdayız. Bunun dışında yapabileceğimiz neler olabilir derseniz, bunun dışında şu anda nasıl ki kendilerine Afganistan ordusuyla alakalı verdiğimiz eğitim varsa, burada da aynı şekilde tüm eğitimi verme imkanımız var. Silahlı Kuvvetlerimiz buna hazır. Aynı şekilde
emniyet teşkilatımız da buna hazır. ''
Başbakan Erdoğan, ayrıca Afganistan'a eğitim, sağlık, altyapı alanlarında bugüne kadar 150 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını, bundan sonraki süreçte de ilk etapta 50 milyon dolarlık daha yatırım yapacaklarını vurgulayarak, ''Bütün bunlar Afganistan'la tarihten gelen birlikteliğimiz, kardeşliğimizin geleceğe taşınmasına yönelik samimi adımlarımızdır ve bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Üçüncü kez orada komuta görevini üstlenmiş olan silahlı kuvvetlerimiz Afgan halkıyla arasındaki o birlikteliği o hoşgörüyü aynen korumak ve devam ettirmek durumundadır. Bunun için de, şu ana kadar neyse bizim aramızdaki sözleşmedeki taahhütlerimiz, aynen devam ettireceğiz'' diye konuştu.
''Bir ABD seyahatinizde ilk kez
Genelkurmay İkinci Başkanı da heyette yer alıyor. Terörle mücadele ve askeri iş birliğinde yeni bir konsept söz konusu olabilir mi?'' şeklindeki soru üzerine Erdoğan, 2007 yılında da heyette dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Ergin Saygun'un yer aldığını hatırlatarak, ''Şu anda gündemimizde Afganistan var.
Kuzey Irak var. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin temsilcileriyle bunları görüşmekten daha
doğal bir şey olamaz'' dedi.
AA