Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından ana başlıklar şöyle:
Biz kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Böyle bir kadro içinde birbirine çelme takmak, kuyusunu kazmak, birbirinin başarısızlığından medet ummak asla olamaz. 11 yılda siyaseti ve siyaset yapma şeklini çok değiştirdik. 11 yıl boyunca söylemlerini, dillerini üsluplarını değiştirme gereği dahi duymadılar.
"TÜRKİYE İÇİN TALİHSİZLİKTİR"
Muhalefet yaşadıklarından ve hatalarında ders çıkarmak yerine hatalarına devam ediyor. Bu AK Parti için bir talih olsa da Türkiye için bir talihsizliktir. Muhalefet üzerindeki vesayet zincirlerini koparıp atamamıştır. Bu şekilde siyaset yapılamaz. Korkuların ve ürkeklerin olduğu partilerde ülke yönetilemez. Çetelerin, terör örgütlerinin ve karanlık güçlerin emri altın siyaset yapılamaz.
"BİZ SAĞ DUYULU OLACAĞIZ"
Seçimler öncesinde gerilim siyasetine başvuracak muhalefet karşısında sağduyulu davranacağız. Gerilim siyaseti tuzağına düşmeyeceğiz. Biz 76 milyonun hükümetiyiz. Türkiyeyi bir bütün olarak kucaklıyoruz. Ellerinden imtiyazları gidenler 11 yıl boyunca itiraz ettikleri gibi bugün de itiraz edecekler. Devletin karşısında imtiyazları kabul etmiyoruz. Devletin vatandaşına imtiyazı asla kabul edilemez. Devlet vatandaşına inanç, mezhep ve değer dayatamaz. Tek tip standart vatandaş yetiştirmek için vatandaşına zulmedemez.
"60 DARBESİNDE 10 BİN YERLEŞİM YERİNİN İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ"
Bugün attığımız her adım her reformu cumhuriyete karşı gibi göstermek isteyenler var. Türkiyede yer isimlerinin değiştirilmesi 1940 yasasına dayandırılmıştır. 1960 darbesinden hemen sonra 4 ay içinde 10 bin yerleşim yerinin ismi değişmiştir. 12 Eylül darbesi sonrası da binlerce yer adı değiştirilmiştir. Siirt "Tillo" ismi 23 yıl önce 90 yılında "Aydınlar" olarak değiştirilmiştir. Bu uygulamalar Cumhuriyetin neresiyle ilgilidir? Bu hükümet darbe dönemlerinde kurulan bir hükümet değildir. 11 yıldır her reform özünden uzaklaşan Türkiyeyi yeniden aslına yaklaştırmıştır. Her adım Cumhuriyetimizi daha da güçlendirmiştir.
"BAŞI KAPALI DA BAŞI ÖRTÜLÜ DE BU CUMHURİYETİN SAHİBİ"
"Millet ile devleti yeniden kucaklaştırıyoruz. Bizim yaptığımız derin acıları dindirmek ve tedavi etmektir. Biz bin yıllar boyunca tek millet ve beraberlik ile bugünlere ulaştık. Hiç kimse kendisini Cumhuriyetin yegane sahibi olarak göremez ve millete dayatmalarda bulunamaz. Başı kapalı olan bu Cumhuriyetin ne kadar sahibi ise başı açık olan da bu Cumhuriyetin o kadar sahibidir.
Biri çıkıyor ya seveceksin ya terk edeceksin diyor. Sen kimi kimin toprağında kovuyorsun. Kimse kimseyi, toprağından kovamaz. 76 milyon içinde bir tek kişinin bile öz yurdunda garip olmasını biz kabul etmeyiz. 30 Eylülde demokratikleşme paketini birlik ve beraberlik için açıkladık. Bu şekilde kardeşliğimizi pekiştiriyoruz. Toplumun farklı kesimleri üzerindeki yasak ,baskı ve dayatmaları kaldırıyor özgürlük alanlarını daha da genişletiyoruz.
"BİZE DE İHANET EDENLER OLDU"
Barajı indirelim diyordu muhalefet. Biz üç farklı seçenek sunduk bu konuda. Partilere yardım dediler. Onda da her parti yüzde 7 alıyordu yüzde 3'e indirdik. Partilerin kapatılmasına bir parti özellikle karşıydı ama Anayasa Paketini görüştüğümüz gün neden meclisi terk edip gitti. Neden kapatılmayı kaldırmak için evet demedi? Bizim içimizden de ihanet edip çekip gidenler oldu. Yoksa şuan bu konu meclisten geçmiş olacaktı. Bir parti toplantısını yapıp nihai kararını verdikten sonra bu görüşün dışına çıkılmaz. Çok istiyorsan gidip bağımsız olursun. Her isteyen her istediğini bir parti bayrağı altında söyleyemez. O partinin belli ilkeleri vardır.
"RUHBAN OKULU BİZİM İÇİN ANLIK MESELESİ"
Biz bu pakette milletimize verdiğimiz sözleri tuttuk. 2.6 milyar liralık gayrimüslimlere ait mülkiyetleri teslim ettik. Ruhban okulu meselesi halledilsin diyenler çıkıyor. Bu mesele bizim için anlık bir mesele. Fakat bazı şeyler isteniyorsa bizimde isteklerimiz var. Atina'daki 3 caminin ibadete açılması için kaç kez söz verdiler. 10 yıldır bizi oyalıyorlar. Biz Büyükada'da ki yetim haneyi hemen onlara mahkeme kararı ile devrettik. Bazı papazları Türk vatandaşlığına da aldık. Fakat bizim isteklerimiz yapılmadı, karşılanmadı. Tüm bunlar karşılığında çıkıp ta ruhban okulu konusu da halledilmeliydi diyorlar. Böyle bir şey yok! Fethiye camisi ve diğer cami ile Batı Trakya'daki kardeşlerimizin başmüftü seçimini birlikte, aynı zamanda yapalım, biz ruhban okulunu da açarız.
“BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM”
Bugün her gün okullarda okutulan "andımız" kaldırıldı. Aynı şekilde kılık kıyafet yönetmeliği ile ilgili konu da resmi gazete de yayınlandı. Ben tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Bu süreci provoke etmeye çalışanlar olabilir. Valiliklerimiz konuyla ilgili uyarıldı, gerekli görüşmeler yapılıyor. Başıörtülü vatandaşlarım bu provokasyonlara oyuna gelmesinler. Bu kısıtlamaların kalkması eşitliğin tesis edilmesidir. 76 milyon arasındaki başıörtülü başıkapalı ayrımcılığını ortadan kaldırıyoruz. Üniversite kapılarında, ikna odalarında onurlarına dokunulan kızlarımızın yaraları elbette kapanmayacak.
"ANDIMIZIN YAZARI TARTIŞMALI BİR İSİM"
Andımızın yazarı Reşit Galip tartışmalı bir isim. Kendisi Türkçe ezan okunduğu dönemde Türkçe ezanı yazan kişiydi. Türk kafataslarını ölçen biriydi. Ant uygulamasının Cumhuriyetimizle uzaktan yakından alakası yoktur. Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir uygulama yoktur. Sabah çocukların içtimaya dizildiği ayrımcı, kafatasçı sözler söyleyip derse girdiğini göremezsiniz. Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz. Sabah okul bahçesinde slogan tekrarlayarak derse girilmez. Bu uygulama soğuk savaş döneminden kalmadır.