Toplantıda söz alan Erdoğan,
Türkiye'nin
nükleer enerji ve nükleer
silahlarla ilgili duruşunu aktardı.
Nükleer silahlarla ilgili meselelere dair toplantıyı 'yerinde ve zamanlı' olarak nitelendiren Erdoğan, bu konularda insanlığa karşı ortak sorumlulukları olduğunu söyledi. "40 yıl önce nükleer tahribat tehdidi insanlığın ufuklarını bugünküne kıyasla daha fazla karartmakta iken dünya liderleri bir araya gelip 20. yüzyılın tartışmasız en önemli
anlaşmalarından biri olan nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasını ortaya çıkarmışlardır." diyen Erdoğan, bu anlaşmanın insanlığın barış ve güvenliğe duyduğu evrensel ve temel arzuyu yansıttığına dikkat çekti.
Geçen süre zarfında bu çerçevede birçok önemli işlerin başarıldığını belirten Erdoğan, "Ne var ki anlaşma rejimini bütünlüğünün ve geçerliliğinin güçlendirilmesi ihtiyacı mevcuttur. Toplantımızın uluslararası toplumu yeniden harekete geçireceğine, ve anlaşmanın gelecek yıl yapılacak gözden geçirme konferansına giden süreçte bu hedefe yönelik yeni girişimler doğuracağına olan inancım tamdır." şeklinde konuştu.
Nükleer silahsızlanma konusunun adım adım ilerleyen ve aynı zamanda süreklilik arz eden bir yaklaşım gerektirdiğini kaydeden
Başbakan Erdoğan, "Nükleer silah sahibi beş devletin ellerindeki nükleer silahları topyekun biçimde
imha etme yolunda ortaya koydukların kati taahhüt anlaşmanın en büyük başarılarından biridir." dedi. Erdoğan, stratejik silahların azaltılmasının yerini alacak hukuki bağlayıcılığı haiz yeni bir anlaşma yapılması yolundaki çabaları bu anlayışla memnuniyetle karşıladıklarını ve desteklediklerini söyledi.
BARIŞÇI NÜKLEER ENERJİ HAKKINA VURGU
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, konuşmasında Türkiye'nin de yararlanmak istediği nükleer enerjiyle ilgili haklara da dikkat çekti. Uluslararası Atom
Enerjisi Kurumu'nun nükleer teknolojinin güvenli ve barışçı kullanımını ilerletme çerçevesindeki rolünün güçlendirilmesine önem verdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye, güvence denetimleri yükümlülüklerini harfiyen yerine getirmekte olan ülkelerin anlaşmada kayıtlı hakkını kullanmak suretiyle
sivil nükleer teknolojilere kısıtlamasız biçimde erişmesi gerektiği düşüncesindedir. Biz, kitle imha silahlarına sahip olmanın bu çağda hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlamadığı görüşündeyiz. Bilakis bu silahlar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veriyor. Bu nedenle Türkiye, özellikle Ortadoğu'da olmak üzere kitle imha silahlarından arındırılmış bölgeler tesisine yönelik bütün ciddi adımlara önem atfetmekte ve desteklemektedir."
Başbakan Erdoğan, nükleer teknolojiye itimadın sağlanması için nükleer
emniyet seviyesinin artırılması gerektiğini de belittiği konuşmasında, nükleer terörizm ve nükleer maddelerin yasadışı ticaretini 'küresel bir ortak taahhütle karşı konulması gereken ciddi bir gevenlik tehdidi' olarak değerlendirdi.
Erdoğan, devletlerin nükleer maddelerin yayılmasını suç olarak kabul ettikleri ve bunu önlemek için gerekli önlemleri almayı taahhüt ettikleri 1540 sayılı BM
Güvenlik Konseyi kararının etkin biçimde uygulanmasının önemine de dikkat çekti.
CANLI İZLEDİNİZ